Depreminin simgesi Azize’nin gerçek kahramanı ortaya çıktı
Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen 6.8’lik depremde 5 katlı apartmanın enkazından 17 saat sonra çıkartılan ve birçok kişinin de kurtarılmasına vesile olan Azize Çelik, kendisini enkazdan çıkartan ve 'Gizli Kahramanım' dediği itfaiye eri Ömer İpek ile görüntülü konuştu. Enkaz altında kurtarma çalışması yapan ve Azize’nin elini biran olsun bırakmayan İpek’in artçı sarsıntılarda herkesin çık demesine rağmen çıkmadığı ve ''Yok ablam ben senin elini tuttum hiç bırakmam'' dediği öğrenildi.
Elazığ'da 3 yıl önce meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde burada 37, Malatya’da 4 olmak üzere 41 kişi hayatını kaybetti. Depremde merkeze bağlı Mustafapaşa Mahallesi'nde bulunan Kalay Apartmanı çökmüş, Azize Çelik, eşi Cengiz, oğulları Muhammet Faruk ve Ahmet enkaz altında kalmıştı. Azize Çelik, bir sağlıkçı ile enkaz altındayken yaptığı telefon görüşmesi ile ailesiyle birlikte birçok kişinin kurtarılmasına vesile olarak depremin simgesi haline gelmişti. Herkes Azize’nin konuştuğu sağlıkçıyı ekranlardan görürken, asıl gizli kahraman ise Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nde görevli Ömer İpek olduğu ortaya çıktı. İpek’in, Azize’yi kurtarmaya çalıştığı anda enkaz altında artçı depremlere yakalandığı ve herkesin çık demesine rağmen ''Yok ablam ben senin elini tuttum hiç bırakmam'' dediği öğrenildi. Azize, kendisi için canını hiçe sayan ve ''O benim gizli kahramanım'' dediği İpek ile 24 Ocak depreminin yıl dönümünde cep telefonu üzerinden görüntülü konuştu. O anlarda duygu dolu anlar yaşandı.
''Küçücük delikten beni gördü''
O dehşet anları anlatan Azize Çelik, “Yerin altında Allah’ım önce benim canımı al çocuklarım kurtulsun diye dua ediyordum. Ben onlar kurtulduğu için dua ettim. Rabbim bir daha yaşatmasın. Yerin altından çıkamayacağımızı düşündüm. Ama Allah’ın hikmeti çıktık. Enkazı yukarıdan kaldırdıkça toz geliyordu ve oksijenim azalıyordu. Astım hastasıyım nefes alamıyordum. 112 kardeşim bağladı ve konuştuk. 'Hakkınız helal edin' dedim. Sessizce konuşuyordum ki çocuklarım duymasın. Ben bittim dedim, ikimizde ağladık. Oğluma 'Anneme gidin siz elimi kesersiniz, annemin sesi yok’ dedi. Ömer ağabey annen nerde diye sordu ve oğlum tarif etti'' dedi.
Ömer’in yanına geldiğini ve konuştuklarını dile getiren Çelik, “Buradayım dedim. Telefonumun ışığını açtım. Küçücük delikten beni gördü. Hemen duvarı kazımaya başladı. Elini uzat dedi ve tuttu. Tamam abla ben seni hiç bırakmayacağım dedi. O sırada bir depremde daha oldu. ‘Ömer abi yukarı çık’ diye bağırıyorlardı. Ben de, ‘Ağabey sen çık ben enkazda kaldım, senin de çocukların vardır. Olan bana olmuş, sen çık dedim. O da, ‘Yok ablam ben senin elini tuttum hiç bırakmam’ dedi. Orayı deldi ve ben küçük çıkamam dedim. Ellerini ver beni çekerim dedi. O an Ömer ağabey beni kurtardı. Bir gök yüzüne baktım bir de döndüm evimize baktım. Ev yok. Tüm apartmanlar duruyor ama bizim ev yok. Biz oradan nasıl sağ çıktık hiç anlamadım. Derin bir nefes aldım ve gök yüzüne baktım. O bizim gizli kahramanlarımızdan biri'' diye konuştu.
''Seni çıkarmadan çıkmam demiş ve o esnada deprem olmuş''
Yine 24 Ocak’ın geldiğini aktaran Cengiz Çelik ise “Hatırlamak istemediğim bir tarih. Kötü anılarla dostluklar edinmiş olduk. Erzurum AFAD'dan Metin ağabey ile görüştüm. Bu tarihlerde onlar veya biz arıyoruz. Birbirimizi yad ediyoruz. Tüm ekipler canla başla ulaşmak için çalıştılar. Metin bey parmak girecek kadar bir delikten parmağı uzattı. Artık kurtulduk umudu doğdu. Çünkü bir insanın eline dokunuyorsun ve oksijen geldi. Onlar milim milim delik açtılar. İlk ben çıktım ve sırasıyla çocuklarım çıktı. Eşim farklı yerdeydi. Onu da Ankara’dan Ömer bey girdi. Seni çıkarmadan çıkmam demiş ve o esnada deprem olmuş. Eşimin kurtulmasında bir numara insandır. Böyle günlerde birbirilerimizi arayıp anılarımızı anıyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.