Hedef: 2053 Net Sıfır Emisyon

Hedef: 2053 Net Sıfır Emisyon

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Tübitak Temiz Enerji İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü Tanıtımı e İş Birliği Protokolü İmza Töreni'nde konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bugün,TÜBİTAK Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitümüzün tanıtım toplantısı için bir aradayız. Başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız olmak üzere tüm misafirlerimize Konya’mıza hoşgeldiniz, safalar getirdiniz diyorum. İklim değişikliğiyle mücadelemize dair yapacağı her bilimsel çalışmayla yolumuza ışık tutacak enstitümüz;Konya’mız için, ülkemiz için, ortak evimiz dünyamız için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.

Kıymetli Misafirler,

İlim ve irfanın merkez şehri Konya’mızdayız. Hem konumu hem de kültürel zenginliğiyle;tarihin her döneminde bilimin, eğitimin, araştırmanın ve üretmeninmekânıolmuştur.

Ülkemizin geleceğe yürüyüşü için her türlü imkânı sağlamıştır. Bozkırdan yükselen bu kadim başkentte, taa Selçuklu’dan bu yana, bitmek bilmeyen bir enerji var;her işinde çevreyi, doğayı ve insanı merkezine alan bir akıl var, bir kültür var, bir yüksek tecrübe var.

Bizim medeniyetimizin yükseldiği Konya ve diğer şehirlerimizde tabiat ahlakı, yüzlerce yıldır bütün insanlık âlemine örnek olmuştur. Biz, çiçeklerle sohbet eden Yunus Emre’nin torunlarıyız.

“Bahar gelsin şu dağlara gidelim.Belki bir derdimize çare bir çiçek.” diyen babaların evlatlarıyız.İşte ecdadımız ve biz tarih boyunca hep bu duygularla hareket ederken maalesef içtiğimiz su, bastığımız toprak, soluduğumuz hava derin bir değişime uğruyor.

Şehirlerimiz; sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel gibi şiddeti her geçen gün artan afetlerlekarşı karşıya kalıyor. Her yıldünyadaki her 20 böcek ve omurgalı türden birini yok oluyor. Bu ekosistemler azaldıkça,toprağımızdaha da kuruyacak,tarım ürünlerimiz azalacak, havamız solunmaz bir hale gelecek.

Bakın işte son 3 yılda, iklim krizinin olumsuz etkilerini neredeyse her 6 ayda yeni bir afetle yaşadık. Sinop, Kastamonu, Bartın, Giresun, Rize ve Trabzon’da seller, Antalya ve Muğla’da ise büyük yangınlar yaşadık, canlarımızı yitirdik.

İşte Konya’mızda, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesi nedeniyle oluşan obrukların sayısı 2500’ü aştı. Konya’mız, göllerini ve suyunu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya.Bu anlamda enstitümüzün Konya’mızda kuruluyor olması çok anlamlı, çok değerli, çok kıymetli bir adım olmuştur.

Her platformda söylüyorum. “Çözüm, en az problemin kendisi kadar çok yönlü, çok katmanlı, çok çeşitli olmak zorundadır.”

Biz Türkiye olarak; “dünyanın vicdan durağıyız, merhamet adasıyız” Bunun da gereğini hamdolsun yapıyoruz. Çünkü burası ortak evimiz. Bu evin, ülkemizin, insanımızın geleceği için üstümüze düşeni yapıyor; hepimiz gece gündüz çalışıyoruz.Türkiye, son 20 yılda, iddiasını cesaretle ortaya koyduğu her alanda, milletine vadettiği her hedefe kararlılıkla yürümüş, bütün insanlığa örnek başarılara imza atmıştır.

Son olarak; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan,Türkiye’nin yeni ufkunu belirlemiştir. Bu ufuk, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimidir.

Bu amaç doğrultusunda; Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kurduğumuz ve 22 kurum temsilcimizin yer aldığı İklim Koordinasyon Kurulumuzla çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Biliyorsunuz 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda Ulusal Katkı Beyanımızı güncelledik. Türkiye olarak, 2030 yılı için yüzde 21 olarak açıkladığımız artıştan azaltım hedefimizi, yüzde 41'e yükselttik. Ayrıca sera gazı emisyonlarımızın en yüksek değere ulaşacağı pik yılın en geç 2038 yılı olacağını beyan ettik.

Bu çerçevede, net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda özellikle stratejik atık yönetimi çok büyük önem kazandı.

Tam bu noktada; Ortak evimiz dünyamızın geleceği için; 2017 yılında Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürüttüğümüz Sıfır Atık Hareketi,bugün aldığı uluslararası ödüllerle milletimizi gururlandırmaya devam ediyor.

BM Genel Kurulu’nda alınan kararla 30 Mart, artık Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanacak. Hedefimizinşallah, 2030 yılına kadar tüm kurum, kuruluşlar ile evlerimizde Sıfır Atık’a geçişi sağlamak.

Tabi biz, dünyanın su savaşlarını konuştuğu bir dönemde, şu anda su stresi yaşayan bir ülke olarak, atık sularımızın geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını stratejik anlamda çok önemli buluyoruz. Bu manada, 2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisimizi, bugün 1.185 çıkardık. 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranını 2022 yılı sonu itibariyle yüzde 4,75’e çıkardık. Bu sayede 2030 yılında bu oranı %15’e hep birlikte, daha çok çalışarak çıkaracağız.

Ülkemizin yeşil mirasını korumak adına korunan alan miktarımızı, yüzde 9,6’dan 12.63’e çıkardık. Bu oranı, 2030 yılında, OECD ortalaması olan yüzde 17’ye ve daha da üzerine çıkaracağız.

İşte millet bahçelerimiz. Bugün tüm Türkiye’de şehirlerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracak tam 476 millet bahçesi kuruyoruz.Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları, otopark sistemleri ve simülasyon ortamlarını inşa ediyor, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm ilgili kurumlarımızla birlikte, şehirlerimizi TOGG’a hazırlıyoruz.

Tabi tüm bu çalışmaların hızlanmasında, seri bir şekilde Türkiye’yi kuşatmasında en önemli adım İklim Kanunu’muz olacaktır. Komisyon başkanımız da buradalar.

Başkanımıza da ifade etmek isterim ki, Cumhuriyetimizin 100. yılında İklim Kanunu’nun TBMM’den çıkması, ülkemizin, yavrularımızın geleceği adına en büyük arzumuz. İnşallah bu kanun sayesinde, iklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı ve etkin şekilde atılacak.

Yeşil Kalkınma Devrimimizin temel parametrelerinin başında hiç şüphesiz yeşil sanayi, temiz enerji ve teknoloji en ilk sıralarda yer almaktadır. Yeşil sanayi neden önemlidir? Çünkü İklim krizi, sadece bir çevre meselesi değildir. Bu mesele, üretimi, tarımı, gıdayı, sanayiyi, ticareti çepeçevre saran, olumsuz etkileyen bir kalkınma meselesidir. Son 2 Hafta içerisinde Sanayide Yeşil Dönüşüm başlığı altında kamu ve özel sektörümüzün, üniversitelerimizin katkılarıyla hazırlanan 2 büyük buluşmaya katıldım, oralarda da ifade ettim" dedi

“Yeşil OSB’ler, sanayide yeşil dönüşüm, ülkemizin hedefleri açısından çok kritik önemdedir.”

Bakan Kurum, "Sayın bakanımızın da birçok vesileyle ifade ettiği bir hususu ben de tekrarlamak isterim. Tüm osblerimizi sıfır atığa uyumlu hale getirmek, endüstriyel simbiyozu hakim kılmak, sanayiden kaynaklı hiçbir kirliliğe müsaade etmeyecek yatırımları yapmak çok önemli, çok değerli.

Bu manada Konya’mızda Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi sitesini, yenilenebilir enerji uygulamaları, yeşil altyapı uygulamalarıyla birlikte kuruyoruz. Bu örnek çalışmayı şu an ülkemizin 29 iline yaygınlaştırıyoruz.

Yine temiz enerji dedik. Enerji kaynaklarının tükenmekte olduğu bu dönemde temiz enerji üretimi hem stratejik hem de hayati bir öneme sahip.Türkiye olarak, enerji dönüşümünde, yenilenebilir enerjide ve enerji verimliliğinde büyük bir başarı hikâyesi yazıyoruz.

Toplam kurulu gücünde yenilenebilir enerjinin payı %54,3 olan ülkemiz, bu alanda dünyada 12’nci, Avrupa’da 5’incidir.

Temiz enerji üretim kapasitemizi her geçen gün artırıyoruz. Bu amaçla, Konya Karapınarımız’da Yeşil kalkınma devrimine karbon emisyonunu azaltarak katkı sağlaması için faaliyete giren Güneş Enerji Santralimiz, Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük günşe enerjisi santrali olacak. Toplamda 3 bin kişiye istihdam oluşturan Karapınar GES tamamlandığında, enerji üretimimimizde güneş enerjisinin payı yüzde 20’ye çıkacak.

Tabi Türkiye’nin hızla gelişen bir ülke olması beraberinde yoğun enerji ihtiyacını da getirmektedir. Bu sebeple temiz teknolojiye ilişkin adımlar atılmadığı takdirde teknolojide dışa bağımlılık maalesef kaçınılmazdır.

Çok net söylüyorum. 2050 yılına kadar azaltılması gereken küresel emisyonların %70’ini mevcut teknolojilerle sağlayabiliriz. Bu noktada Bakanlık olarak yaptığımız tüm çalışmalarda teknoloji konusunu da detaylı bir şekilde ele almaktayız.

Tam 1 yıl önce Konya’da düzenlediğimiz Türkiye’nin ilk İklim Şurası’nda yer alan 7 komisyondan biri olan Bilim ve Teknoloji Komisyonunu TÜBİTAK’ın desteğiyle çalıştırdık.

Şu anda tanıtımını yaptığımız bu önemli merkezin kurulmasına yönelik ihtiyaç; Başkanlığını TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Hasan Mandal’ın üstlendiği komisyon tartışmalarında dile getirilmişti.Merkezin kurulmasına yönelik ilk adımların atılmasına vesile olan İklim Şuramız sonrası, bugün burada siz değerli katılımcılarımızla birlikte bu değerli kurumun tanıtımında bulunmanın memnuniyetini bir kez daha dile getirmek isterim.

Şunu da hocalarımızın huzurunda ifade etmem lazım. Ülkemiz şu anda; yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, şehir planlama teknolojileri, yeşil altyapı çözümleribaşlıklarında çok büyük çalışmalar yürütüyor.

Tüm bu ve benzeri çalışmalarda hocalarımızın ve kurumlarımızın en büyük destekçisi olmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Ben inanıyorum ki enstitümüz,ülkemizin yeşil sanayi, temiz teknoloji ve temiz enerji üretimine büyük katkılar sağlayacaktır.

Buradan genç araştırmacılarımıza da bir müjde vermek istiyorum. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılarımız için, enstitümüzle birlikte burs programını açacağız, gençlerimizi destekleyeceğiz.

“Daha yeşil bir Konya, daha temiz bir Türkiye, daha güzel bir Dünya için” hep birlikte çalışacağız.

Ben bir kez daha; Temiz Enerji, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü’nünTürkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi’ne en güzel şekilde hizmet etmesini temenni ediyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.