Kaçakçılara göz açtırılmadı
Bu haliyle kaçağın oluşturduğu vergi kaybının 50 milyarlık vergi kaybına neden olduğu belirtiliyor. 2022 yılında yapılan başarılı operasyonlar, doğru vergi ve fiyat politikalarıyla kaybın 100 milyarı aşmasının engellendiği tahmin ediliyor.
Kaçakçılık ülke ekonomisine verdiği zararların dışında terör örgütleri için de ciddi bir finans kaynağı. Sadece tütün ürünlerindeki kaçakçılığın 50 milyar TL'lik bir vergi kaybına neden olduğu tahmin ediliyor. Yıllar içerisinde kaçak sigara ile mücadeledeki başarı, kaçakçıları farklı yöntemlere yönlendirdi. Kaçak sigaranın yanında yasa dışı açık tütün ve makaronun payındaki artış da dikkat çekici boyuta ulaştı. Sadece bir haftada yapılan bazı operasyonlarda ele geçirilen makaron sayısı 2021 yılının tamamında yakalanan miktara yaklaştı.
KPMG'nin 'Türkiye'de Sigara Vergilemesi' başlıklı raporuna göre ülkemizde yasa dışı sarmalık tütün tüketimi her geçen gün artarak toplam tüketimin yüzde 20'sini oluşturduğu tahmin ediliyor. 2021 yılı içinde Tütün mamullerinden alınan özel tüketim vergisi (ÖTV), toplam ÖTV gelirinin neredeyse üçte biri kadardı. 2022 yılı için, devletin tütünden elde edeceği ÖTV gelirinin 70 ila 90 milyar TL arasında olması öngörülüyor. Bunun yanında, yasa dışı tütün ticaretinden kaynaklanan vergi kaybının da yaklaşık 50 milyar TL olduğu tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz yıllarda yüzde 21'lere kadar yükselen yasa dışı paketli sigara, kaçakçılıkla mücadele çerçevesinde artan sınır kontrolleri ve yakalamalar sonucu 2019-2020 yıllarında yüzde 2 seviyelerine kadar gerilemişti. Ancak şu anda kaçak sigara ile yapılan başarılı mücadele sonucu yaşanan düşüşün yasa dışı sarmalık tütün ve makaronda yükselişe yansıdığı tahmin ediliyor.
2021 yılı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın (KOM) 'Kaçakçılıkla mücadele' raporunda kaçakçılığın terör örgütlerini de finanse ettiği belirtiliyor: "Kaçakçılık; ülkemizi ekonomik ve sosyal yönden olumsuz etkileyen, aynı zamanda terör ve suç örgütlerinin faaliyetlerini sürdürebilmek için finansal destek sağlayan çok boyutlu, çok aktörlü ve değişken yapılı bir süreçtir. Ticari ürünlerin ve suçun işleniş yöntemlerinin çok fazla çeşitlilik göstermesi nedeniyle dönemsel olarak farklı kaçakçılık türlerinde artış ve azalışlar gözlemlenebilmektedir. Kaçakçılık suçları, niteliği itibariyle doğrudan sınır ihlali yapılmak suretiyle ya da gümrük işlemlerinde usulsüzlük veya aldatıcı işlemler ile gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte bazı ürün ve eşyalar ülkemizde üretilmiş olsa bile 5607 sayılı yasadaki şartları taşımaması halinde de kaçak olarak tanımlanmaktadır.”
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, 2022'de düzenlenen "2021 Yılı Kaçakçılıkla Mücadele Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, 2021'de bir önceki yıla göre yüzde 76 artışla, 7 milyar 749 milyon lira değerinde kaçak eşya yakalamasına imza attıklarını belirtmişti. Muş, 2021'deki operasyonlarda 3,7 milyon paket sigara ile kaçak sigara üretiminde kullanılan 26,1 milyon makarona el koyduklarını söylemişti. 9-16 Ekim 2022 arasındaki süre içerisinde yapılan operasyonlarda, bir önceki yıl ele geçirilen kadar kayıt dışı ürün ele geçirildi.
Dünya genelinde kaçak ve kayıt dışı tütün ürünlerinin yüzde 10 seviyesinde olduğunu söyleyen uzmanlar Türkiye’de bu oranın yüzde 25’lerde olduğuna dikkat çekiyor. Bu haliyle kaçak kaybın 50 milyarlık vergi kaybına neden olduğu belirtiliyor. 2022 yılında yapılan başarılı operasyonlar, doğru vergi ve fiyat politikalarıyla kaybın 100 milyarı aşmasının engellendiği tahmin ediliyor.
Tütün ürünlerindeki artışlar, ekonomideki genel görünüm göz önünde bulundurularak, otomatik olmaktan çıkarılıp, Cumhurbaşkanlığı kararıyla farklı oranlarda yeniden güncellenebiliyor. Bunun son örneği, Mayıs 2022 tarihinde görülürken, o dönemde asgari maktu ve maktu vergi artışları sadece yüzde 10 ile sınırlandırılmıştı. İlgili düzenleme ile birlikte, son 6 ayda meydana gelen yüzde 60’ın üzerindeki ÜFE artışı Temmuz-Aralık 2022 dönemi için uygulanmamış ve bu oranın yüzde 10 olarak revize edilmesine hükmedilmişti. Bu durum, özellikle kayıp ve kaçakla mücadele konusunda bir mihenk taşı olarak değerlendirilmişti.
Bu aşamada Mayıs ayında alınan kararın bir benzerinin, Temmuz-Aralık dönemi için de uygulanıp uygulanmayacağına yönelik bir bekleyişin olduğu belirtiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.