Soğuk algınlığında bol sıvı tüketimi önemli
Soğuk algınlığı, halk arasında "üşütme" olarak adlandırılan ancak üşütme ile ilgisi olmayıp yüzden fazla virüsün sebep olduğu basit üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu belirten Uzm. Dr. Ufuk Özışık, “Soğuk algınlığı nezle olarak da adlandırılır. Hastaların yüzde 60'ında etken Rhinovirus, Respiratory Syncytial virüs, korona virüs, İnfluenza virüsü ve adenovirüsdür. Soğuk algınlığı, halk arasında yanlışlıkla "grip" zannedilir. Oysa grip (influenza) dan farklıdır ve iyi seyirli olup kısa sürer. İnfluenzada baş ağrısı, yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, aşırı halsizlik olurken soğuk algınlığında belirtiler hafiftir ve ateş olmaz ya da çok kısa süreli olur. Baş ağrısı yoktur. Boğaz ağrısı, burun kaşınması, hapşırma ön plandadır” dedi.
BELİRTİLER
Soğuk algınlığı her yaştan bireylerde görülebileceğine, sağlıksız beslenen ve aktif yaşamayan, spor yapmayan, güneşe çıkmayan bireylerde daha kolay ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ufuk Özışık, “İlk belirti burunda karıncalanma, kaşıntı ve hapşırık olabilir. Takiben boğaz ağrısı belirir ve hastayı huzursuz eder. Ateş yükselmez. Ertesi gün boğaz ağrısı ve halsizlik geçer ve nezle başlar. Genellikle 2-3 gün içinde vücut düzelir ancak nezle ve burun tıkanıklığı yakınmaları sürer. Soğuk algınlığında vücut direnci düşük ise ikincil enfeksiyonlar gelişebilir. Sinüzit ve alt solunum yolları enfeksiyonları tabloya eklenebilir” dedi.
BOL SIVI TÜKETİMİ
Soğuk algınlığına dinlenme, bol sıvı tüketimi, taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gibi basit önlemler iyi gelir diyen Uzm. Dr. Özışık, “Nezle, hapşırma ön plandaysa antihistaminik ilaçlar, psödoefedrinli dekonjestanlar ve paracetamolo kullanılabilir. Ancak hastalık çok kısa sürelidir. Bir komplikasyona neden olmadan iyileşir” dedi. Dr. Özışık, soğuk algınlığından korunmak genel olarak üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmakla aynı olduğunu belirtti. Dr. Özışık, “İyi havalandırılmayan, kalabalık ve nemli ortamlara girmemek, bol sıvı tüketmek, spor yapmak, yeterli D vitamini düzeyine sahip olmak, açık havada yürümek, ekinezya, zencefil, ıhlamur gibi bitkisel çayları tüketmek koruyuculuğa sahiptir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.