Türkiye'de, tek kişilik hane halkı sayısı sürekli yükselirken, yalnız yaşayanların sayısı 2015'te 3 milyon 113 bin 496'yı, 2016'da 3 milyon 316 bin 894'ü buldu.
YALNIZLAR ARTIYOR
Tek kişilik hane halkı sayısı, 2017'de 3 milyon 491 bin 148, 2018'de 3 milyon 730 bin 505 ve 2019'da 4 milyon 62 bin 576 olarak kayıtlara geçti.
Son 10 yılda tek kişilik hane halkı sayısı en çok, covit salgının etkilerinin devam ettiği 2021'de arttı. Bu yılda tek kişilik hane halkı sayısı 2020'ye göre 376 bin 603 artışla 4 milyon 781 bin 600'e çıktı.
Yalnız yaşayanların sayısı, 2022'de 285 bin 731 artışla 5 milyon 67 bin 331'e, 2023'te 125 bin 494 artışla 5 milyon 192 bin 825'e ulaştı.
Geçen yıl ise tek yaşayanların sayısı 128 bin 715 artışla 5 milyon 321 bin 540'a yükseldi.
Böylece son 10 yılda yalnız yaşayanların sayısı yüzde 71 artış gösterdi.
Yalnızlar büyükşehirlerde yaşıyor
Öte yandan, geçen yıl yaşamını yalnız sürdürenlerin 943 bin 363'ü İstanbul'da, 384 bin 201'i Ankara'da, 363 bin 110'u İzmir'de, 197 bin 923'ü Antalya'da ve 184 bin 559'u Bursa'da ikamet etti.
Bursa'yı ise 123 bin 940 ile Adana, 119 bin 750 ile Mersin, 119 bin 432 ile Balıkesir, 118 bin 166 ile Konya ve 106 bin 912 ile Kocaeli izledi.
Buna göre, 10 büyükşehirdeki tek kişilik hane halkı sayısı 2 milyon 661 bin 356 olurken, bu sayı ülkedeki yalnız yaşayanların yarıdan fazlası olarak hesaplandı.
Yalnız yaşayanların en az olduğu iller ise 5 bin 754 ile Bayburt, 6 bin 953 ile Ardahan ve 8 bin 91 ile Hakkari oldu.
Konya'da yalnızlıkla mücadele
Konya'da, her geçen gün derinleşen yalnızlıkla mücadele etmek ve mahalle kültürünü yeniden canlandırmak için bir destek fonu kurulmasını da istiyor.
Toplumun her kesimini kuşatan yalnızlık sorunuyla daha etkin mücadele edebilmek adına aileler kritik bir çağrıda bulunuyor.
Uzmanlar, yalnızlığın sadece bireysel bir tercih değil, toplumsal bir kriz haline geldiğini vurgulayarak bu alandaki çalışmaların finansal yetersizliklere kurban edilmemesi gerektiğini belirtiyorlar. Aynı uzmanlar, bu amaçla mevcut seçim dönemi için yeni bir fonun hayata geçirilmesini talep ediyorlar.
Büyükşehir ve Merkez İlçe Belediyelerinin, yalnızlığın ilk fark edildiği ve aynı zamanda en hızlı müdahalenin yapılabildiği yerler olduğunu ifade eden Uzmanlar, kütüphanelerin ve halk eğitim merkezlerinin sadece birer eğitim yuvası değil, insanların bir araya geldiği yaşamsal sosyal alanlar olduğunu hatırlatıyorlar. Bu gibi buluşma noktalarının kapılarının daima açık kalabilmesi için Belediyelerin fonları veya bütçe düzenlemeleriyle yaratılacak kalıcı kaynaklara ihtiyaç duyuluyor.
Yalnızlık bugün artık sadece yaşlı nüfusu ilgilendiren bir durum olmaktan çıkıp her yaştan insanın kapısını çalan nesiller arası bir fenomene dönüşmüş durumda. Uzmanlara göre bu his, bireyin hayal ettiği sosyal bağlar ile gerçek hayatta kurabildiği ilişkiler arasındaki uçurum derinleştiğinde ortaya çıkıyor. Bu boşluğu doldurmak ve sosyal dokuyu yeniden güçlendirmek için atılacak adımlar, sadece bireylerin mutluluğu için değil, toplumun genel ruh sağlığı ve dayanışması için de hayati bir önem taşıyor.
