Konya'nın Ereğli ilçesinin yaklaşık nüfusu 200 bine dayandı. Her fırsatta “il olmayı hak ediyoruz” diye ses yükseltiyoruz diyen vatandaşlar ilçede sinema salonun olmamasından şikayetçi.
AİLECEK GİDECEĞİMİZ BİR SİNEMA SALONUMUZ BİLE YOK
Konuyla ilgili düşüncelerini paylaşan Ereğlili Vedat Yıldırım, "Evet, yanlış duymadınız. 2025 yılındayız ve biz hâlâ törenlerde gelen sanatçıları izlemekle yetinen bir halkız. Hafta sonları ailece gidebileceğimiz bir sinemamız bile yok. Sadece bu bile, aslında ilçenin kültürel ve sosyal olarak ne kadar geride bırakıldığını göstermeye yetiyor. Peki neden? Neden hep negatif haberlerle gündeme geliyoruz? Neden Ereğli denilince akla “o onu dedi, bu bunu yaptı”, “kim kimi görevden alacak, kim hangi koltuğa oturacak” gibi tartışmalar geliyor? İlçe olarak enerjimizi hep bu kavgalara, bu koltuk savaşlarına harcıyoruz.

Ama soralım: Somut adımlar nerede? Ne değişti bu kadar yıl içinde? Fabrikalar bir bir başka illere, başka ilçelere gidiyor. Yeni projeler haritalara düşüyor ama Ereğli yine o haritaların dışında kalıyor. İstihdam her geçen gün azalıyor, gençler başka şehirlere göç ediyor. Ve biz, bütün bunlar olurken, sanki kendi kaderine terk edilmiş bir kenti uzaktan izliyoruz. Bir yandan Karapınar dev yatırımlar alıyor, enerji üssüne dönüşüyor. Ulukışla her gün yeni bir yatırımla adını duyuruyor. Ama Ereğli... Ereğli, elindeki büyük potansiyele rağmen her geçen gün körelen, umudunu biraz daha yitiren, gücünü kendi iç çekişmelerinde harcayan bir şehir haline geliyor" dedi.
HER GEÇEN GÜN KAN KAYBEDİYORUZ
Biz ise neyle meşgulüz biliyor musunuz? Diyen Vedat Yıldırım, "Kimlerin görevine son verebiliriz, kimi susturabiliriz, kimi “gönderebiliriz” derdindeyiz. Oysa o esnada, çevremizdeki ilçeler geleceğini inşa ediyor. Artık şu soruyu kendimize sormanın zamanı geldi: Ereğli neden hep bekleyen, neden hep izleyen taraf olmak zorunda? Bir sinemamızın olmaması sadece bir eksiklik değil; bir sembol aslında. Kültürel, ekonomik, sosyal anlamda geri bırakılmışlığın sessiz bir göstergesi. Ereğli’nin artık beklemekten, izlemekten, “bir gün olur belki” demekten kurtulması gerekiyor. Çünkü her geçen gün biraz daha kan kaybediyoruz" şeklinde görüş belirtti.