Tarih tanıklık ediyor! Emir Sadeddin Köpek’ten Konya’ya miras

Tarih tanıklık ediyor! Emir Sadeddin Köpek’ten Konya’ya miras
Aynı zamanda mimar olan Selçuklu devrinin önemli şahsiyetlerinden Emir Sadeddin Köpek tarafından projelendirip inşa ettiği düşünülen kervansaray yaklaşık 800 yıldır bozkırın ortasında insanlara hizmet veriyor

Konya-Aksaray yolunun 22. km'sinde yolun 3 km solunda, Tömek Mahallesi yakınında bulunan Zazadin Hanı, hem mimarisi hem de tarihiyle ilgi çekiyor. Diğer birçok Selçuklu dönemi kervansaraylarına göre oldukça sağlam kalabilmiş yapı günümüzde özel bir işletme tarafından restoran ve düğün organizasyonu amacıyla kullanılıyor.
Kervansarayın inşası ile ilgili olarak hem iç hem de dıştaki taç kapıda birer kitabe bulunur. Kitabelerden kapalı kısmın 1235, avlunun ise 1236 senesinde bitirildiği, banisinin ise Selçuklu devrinin önemli şahsiyetlerinden Sadeddin Köpek olduğu anlaşılmaktadır. Yapının mimarı belli değilse de aynı zamanda mimar olan Sadeddin Köpek'in, kendi yapısını kendisinin projelendirip inşa ettiği düşünülüyor.
İşte Konya Ticaret Odası tarafından Konya ve ülke kültür sanat hayatına kazandırılan Konya Kitabı-Türkiye Selçukluları ve Konya kitabında yer alan bilgiye göre yaklaşık 800 yıldır insanlığın hizmetinde olan tarihi Zazadin Hanı: Doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına dikdörtgen bir plan şeması gösteren yapı, dönemin birçok kervansarayında olduğu gibi kapalı ve açık kısmı bünyesinde barındırmak-la birlikte, düzgün kare veya dikdörtgen planlı diğer yapılardan farklı olarak avlu kuzey duvarı kademeli şekilde yapılmıştır. Kervansarayın beden duvarları tamamen taştan yapılmış, taşlar arasında devşirme antik malzeme de önemli yer tutmuştur. Güneyde bulunan giriş cephesindeki işçilik diğer cephelere göre oldukça düzgün ve itinalıdır.

27780901363-f9d223fda1-b.jpg

Giriş cephe sinin masif görünümünü cepheden öne doğru taşırılan ve iki renk malzeme ile örülen anıtsal taç kapı ile duvarları destekleyen yarım daire, kare, dikdörtgen ve çokgen kesitli payandalar hareketlendirir. Geometrik ve yıldız motifleriyle süslenen iki renk malzemeli taç kapı diğer birçok kervansarayın aksine uzun yan cepheye alınmıştır.
Basık kemerli kapıdan giriş eyvanına, oradan da yapının avlusuna geçilir. Eyvanın üzeri basık bir tonoz ile örtülmüştür. Cephelerdeki farklı uygulamalar avluda da kendini gösterir. Birçok kervansarayda belli bir sistem içerisinde düzenlenen revak-mekân ilişkisi burada farklılaşır. Revak-mekân unsurları bu yapıda ayrı kanatlar yerine iç içe verilmiş, uzun kanatlarda mekân-revak-mekân şeklinde oldukça ilginç bir uygulamaya gidilmiştir. Bu uygulamanın sebebini anlamak zordur. Giriş eyvanının yanlarında, basık kemerli girişleri avluya açılan birer mekân bulunmaktadır. Giriş açıklıklarının etrafı dikdörtgen bir çerçeve yaratacak biçimde içerlek tutulmuş, böylece girişler bir nevi vurgulanmak istenmiştir. Giriş eyvanının doğusundaki mekândan sonra doğuya doğru sırasıyla iki bölümlü bir revak ile girişi bu revağa açılan bir mekân ve son olarak da dört bölümlü revak sistemine yer verilmiştir.
Avlunun doğu kanadında beş adet oda ile kuzeydoğu köşede, bitişiğindeki revak ile irtibatlı eyvan şeklinde bir birim bulunur. Güneydeki çapraz tonoz ile örtülü olan kare planlı mekân ile kuzeydeki beşik tonoz örtülü mekân bağımsızdır. Doğu kanattaki üçüncü kapı ise ortadaki mekâna açılmaktadır ve bu mekân yanlardaki odalar ile birer kapı vasıtasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu kanattaki mekanların doğu duvarlarında birer adet mazgal pencere bulunur. Avlunun kuzey kanadı dışarıdan iki kademe halinde düzenlenmiş olmakla birlikte, bu durum kanadın avluya bakan cephesine yansımamıştır. Buna bağlı olarak da bu kanatta bölümler arasında derinlik farkı ortaya çıkmıştır. Doğuda kalan iki sıralı revak kuzey cephede aynı zamanda dışarıya doğru en fazla taşırılan kısımdır. Kuzey kanatta söz konusu revak dışında sırasıyla girişi avluya açılan bir mekan, sonrasında üç bölümlü bir revak ile birbiriyle bağlantılı üç mekân sıralanır. Avlunun etrafında yer alan bu bölümlerin üzeri güneydoğu köşe deki çapraz tonozlu mekân hariç avluya doğru yönlendirilmiş beşik tonozlarla örtülmüştür. Söz konusu bu mekânlar handa verilen sosyal hizmetlere tahsis edilmiş olmalıdır. Temizlik çalışmaları sonrasında avlunun zemininin taş döşeli olduğu anlaşılmıştır.

zazadin-hani-s-3.jpg

Avlunun etrafındaki revak ve mekânların zemin kotu, avlunun zemin kotundan daha alçak tutulmuştur. Bu durum kervansaraylarda alıştığımız sisteme aykırı bir özellik olarak görülmektedir. Dönemin hemen hemen bütün kervansaraylarında bu uygulamanın tam tersi bir düzenleme ile karşılaşılırken, bu yapıda niçin böyle bir anlayışın sergilendiğini anlamak zordur. İlk etapta avlunun daha sonraki bir dönem- de yükseltilerek döşendiği gibi bir düşünce akla gelirse de özellikle kapalı kısma geçit veren kapının düzenlenmesi ve eşik kotunun avlunun zemin kotu ile aynı seviyede olması bu düşünceyi anlamsız hale getirmektedir. Şimdilik bunun sebebini anlamak zordur.
Yapının mescidi girişin üzerine konumlanmıştır. Buraya, giriş eyvanının hemen solundan, duvardan dışa doğru taşırılan ve günümüzde he- men tamamı tahrip edilen taşların merdiven basamağı şekline dönüşmesiyle oluşan sistemle çıkılır. Mevcut izlerden basamakların alt yüzeylerinin mukarnaslarla bezeli olduğu anlaşılmaktadır. Kare planlı olan mescidin iç duvarları düzgün kesme taşlarla örülmüş, güney duvarda bulunan mihrap nişinin etrafı ise basit geometrik motiflerle bezenmiştir. Üst örtüsü tamamen göçmüş olmakla birlikte duvarlardaki izlerden yıldız tonoz ile örtülü olduğu anlaşılmaktadır. Mescide çıkan merdivenin tam karşısında, kuzey iç duvardaki merdiven ise çatıya çıkış amacıyla kullanılmıştır. Avlunun kuzey ve güney kanatlarında, avluya doğru yönelen ve günümüze kadar ulaşabilen kalıntılardan anlaşıldığına göre mukarnas süslemeli büyük blok taşlarla saçak oluşturulmuştur. Revakların avluya açılan kemerleri taç kapılarda olduğu gibi iki renk malzeme ile örülmüştür.
Kapalı kısma geçit veren taç kapı da avlu kapısı gibi yine iki renk malzeme ile yapılmıştır. Duvardan öne doğru taşan ve duvardan daha yüksek tutulan taç kapının dış çerçevesinde yarım yıldız motiflerine yer verilmiş, diğer bordürler ise sade bırakılmıştır. Alınlıkta inşa kitabesi bulunur.

zazadin.jpg

Kapalı kısım giriş yönünde düzenlenen bir orta salın ile buna dik olarak bağlanan altışar adet yan sahınlardan meydana gelmiştir. Kapalı kısımda da örtü sistemi olarak avluda olduğu gibi beşik tonoza yer verilmiştir. Ortada ayaklara, beden duvarlarına ise doğrudan bağlanan kemerler biraz içerlek tutulmuştur.
Mimar kapalı kısımda da yapının genelinde olduğu gibi değişik bir uygulamaya gitmiş, seki düzenlemesinde diğer kervansaraylara göre daha farklı bir yöntem geliştirmiştir. Anadolu Selçuklu kervansaraylarında orta sahının geçiş bölgesi olarak planlandığı örneklerde, geçiş alanının bütünüyle sahın genişliğinde oluşturulmasına rağmen, Zazadın Hanı'nda bu sistemin daraltıldığı ve sadece insanların geçişine imkan tanıyacak şekilde programlandığı, böylece seki sisteminin oldukça geniş yapıldığı görülür. Dar bir koridor biçimindeki düzenleme, orta sahnın sondan ikinci bölümünde yanlara doğru biraz daha dar tutularak uzatılmış ve sistem bürü nüyle haçvari şekle dönüşmüştür. Orta sahnın dördüncü bölümünde aydınlık feneri bulunur. Kesme taş ile inşa edildiği anlaşılan kubbeye mukarnaslı tromplarla geçilmiş, troplar arasında birer adet pencere yer almıştır. Süslemenin yoğunluk göstermediği yapıda, girişlerdeki iki renk malzeme kullanımı ile basit geometrik kompozisyonlar ve mescidin mihrabındaki yine geometrik motifler mevcut süslemeleri oluşturur. Ayrıca kuzey kanadın batı bölümündeki mekânların avlu cephelerinde yoğun olmak üzere, yapının farklı bölümlerinde Selçuklu dönemine ait birçok yapıda olduğu gibi tamga işaretler de bulunur.

Kaynak:Hümeyra KARADAĞ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.