KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3419 %0,23
48,8992 %0,43
4.866,76 % 0,20
Ara

Akşehir Tarihi: Philomelion Antik Kenti

YAYINLAMA:

Akşehir’de ilk yerleşimin Neolitik çağda başladığı, bölgede yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konulmuştur. Bunu izleyen Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde de kronolojik olarak kültürel yerleşimin devam ettiğini söyleyebiliriz. Hitit Krallarından II. Murşili’nin, Batı Anadolu da ki işgali zamanında Akşehir topraklarında da kuvvetli askeri garnizonlar kurulmuştur. Bu dönemde Akşehir Hitit siyasi hâkimiyetine girmiştir. Akşehir’in çevresinde bulunan höyüklerden elde edilen çanak çömlek, seramik parçalar, testiler, MÖ 16. yy.’a kadar uzanan Hitit yerleşimini kanıtlamaktadır. Batı’dan gelen deniz kavimlerinin (Ege) göçlerinin etkisiyle gücünü yitiren Hititlerin yerini, sonraki süreçte Phrygia (Frigya) alır.

Phrygialıların izlerini burada çevrede yapılacak incelemelerle görmek mümkündür. Zira bugün, Akşehir Arkeoloji Müzesi bahçesinde sergilenen Tanrıça Kybele tasvirli aslan heykelleri bunu kanıtlamaktadır. Aslan heykeli yapma geleneği, Hititler döneminden gelmektedir. Antik yazarlardan Strabon, Kentin bulunduğu bölgeyi, “Phrygia Paroreia” (Dağlık Frigya) olarak adlandırmıştır. Bu bölge doğudan batıya uzanan bir çeşit dağ silsilesine sahiptir ve eteklerinde her iki tarafa geniş bir ova uzanır. Ovanın yakınlarında bulunan kentler; kuzeye doğru Philomelion (Akşehir) ve Pisidia yakınındaki Antiocheia (Yalvaç) kentleri bulunur. Strabon, Philomelion’un tamamıyla ovada kaldığını belirtmektedir. Frigyalılar gibi Lidyalılarda, Küçük Asya’ya girmişler ve Kızılırmak’a kadar bu bölgeyi, siyasi hâkimiyetleri altına almışlardır. Bu istilada, Philomelion’u da ele geçirirler ve yağmalamalar.

Lidya Kralı Kroisos, Pers Hükümdarı Darius’a yenilince, Lidya ve Frigya toprakları, Pers egemenliğine girmiştir. Böylece Akşehir, MÖ. 547/546 yıllarında, Perslerin siyasi egemenliği altına girmiştir. Helenistik Çağda, Galat halkı yerleştiği ve yöreye Galatia dendiği halde, tarihsel bir alışkanlıkla Phrygia adının kullanılması alışkanlık haline gelmiştir. Phrygia Kralı Midas’ın adını taşıyan pınar, (Midas’ın Çeşmesi) bugünkü Ulupınar Köyündedir. O dönemden sonra Lidya’nın Şehir Piskoposlarından biri olan kentin yakınlarındaki Melles Köyü bugün hâlâ Prensesin kocası Melas’ın adını taşımaktadır.

Akşehir’de Pers ve Helenistik dönem egemenliğinden sonra sırayla Roma ve Bizans dönemi takip etmiştir. Roma’nın, Anadolu yönetim örgütü içinde İkonion’a (Konya) bağlanır. Bizans’ın uç şehri olan Akşehir, önce Emevilerin sonra Abbasilerin, Bizans ile olan savaşları sırasında taraflar arasında sürekli el değiştirir. 1071 yılında ise, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun hükümdarı Alparslan’ın Bizans İmparatoru Romen Diojen ile yaptığı savaştan galip çıkmasından sonra, Anadolu’da bir Türkleşme hareketi başlamıştır.

Akşehir’in kültürel zenginliklerini görüp keşfetmek temennisiyle…

Yorumlar
B
Barbaros Akgüngör 1 yıl önce
Bilgi için teşekkürler
BEĞENME
0
CEVAPLA