KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

En Kolay Yaptığımız Şey: Adam Harcamak

YAYINLAMA:

Bin bir iyiliğini gördüğümüz insanı bir kötülüğünde ya da yapmadığı bir iyiliğinde hemen sileriz. Bin bir doğrusunu gördüğümüz bir hocayı da bir hatasında ya da beğenmediğimiz bir cümlesinde gömer, gözden düşürürüz. Keşke olmasak ama maalesef biz böyleyiz.

Konya’da bir zamanlar Tahir Büyükkörükçü, Mehmet Ulucan ve Derbent’li Mustafa Efendi arasında cami kürsülerinde hararetli tartışmalar olurmuş. Aralarındaki çekişmeden rahatsız olan Konya’lı bir heyet Aziziye Camii’nde Hacı Veyiszade Mustafa Hoca’ya gelerek şikâyet etmişler. Hocam, demişler, bu hoca efendiler arasındaki atışmalar zihnimizi bulandırıyor. Hangisine uyacağımızı, hangisinin dediğini yapacağımızı şaşırıyoruz bazen. Ne olacak böyle? Birbirlerine çok fena hücum ediyorlar.

Hacı Veyiszade Hoca Efendi cemaatin şikayetini dinlemiş ve şöyle söylemiş:

“Aman haa!.. Hiç birisi hakkında kem söz söylemeyin. Onların hepsi kıymetli insanlar. Onlar bu dinin hâdimleridir. Kolay yetişmiyorlar. Keşke onlar gibi daha çok evladımız olsa... Onlar bu dinin yiğitleridir. Her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı olur. Aralarında tabi ki fark olacak. Bunları kafanıza takmayın. Kimin reçetesi size iyi geliyorsa onu uygulayın.”

Bir konuşmasında söylediği yüzlerce cümle içinden birini beğenmeyerek sildiğimiz, çöpe attığımız, düşman bellediğimiz, zararlı gördüğümüz, ehl-i sünnet ölçer aletimizle seviyesini ölçüp ehl-i bidat saydığımız, dışladığımız nice hocalarımıza karşı keşke Hacı Veyiszade çizgisinde durabilsek… Ömrünü ilme adayan, kolay yetişmeyen hoca efendilere karşı biraz hoşgörülü davransak…

Fetih Suresi’nde de istendiği üzere inkârcılara karşı kararlı ve çetin, birbirimize karşı ise merhametli olsak…

İslam akidesine açık bir şekilde aykırı söz ve eylem olmadığı müddetçe bırakalım da her yiğit istediği gibi yoğurdunu yesin. Eskiler “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar”demişler. Yani “Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar.” Bırakalım da fikirler çarpışsın.

Bir büyük zata “İmam Gazali mi üstün İmam Rabbani mi?” diye sormuşlar. “Bu iki alim arasında kıyas yapabilmek için onlardan daha üstün olmak lazım.” cevabını vermiş.Bir kişi ya da durum hakkında söz söylemeden önce bir kendimize baksak… Haddimizi hududumuzu bilsek… Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olsak… Ne güzel olurdu değil mi?..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *