KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

Toprak Alev Almasın : Akıllı Tarım ile Yangınlara Karşı Bir Umut Var mı?

YAYINLAMA:

Her yaz, kırsaldan yükselen dumanlar içimizi yakıyor. Tarla sınırında başlayan bir kıvılcım, çoğu zaman hem doğayı hem emeği küle çeviriyor. Oysa artık elimizde sadece tırpan ya da kürek değil; sensörler, uydular ve yapay zekâ var. Yani biz istersek, yangın daha çıkmadan önüne geçebiliriz. Çünkü çağ değişti. Tarım artık sadece karasabanla değil, teknolojiyle de yapılıyor. Peki bu teknolojiler, yani akıllı tarım sistemleri, yangınlara gerçekten dur diyebilir mi? Cevap, hem bilimsel hem insani: Evet, diyebiliriz. Ama bu, sadece cihaz kurmakla değil; doğayla barışarak, bilgiyle güçlenerek ve birlikte hareket ederek mümkün. Kırsalda yangın denince hepimiz biliriz ki bunun tek bir kaynağı yoktur. Anız yakımıyla başlar, rüzgârın da yardımıyla büyür, elektrik hatları çıt etti mi alev alır, bir kıvılcım bile bin yıllık çamlığı yok eder. Ama dikkat! Artık teknoloji bizden yana. Çünkü toprak, sadece sabanla değil; veriyle de işleniyor artık. Akıllı tarım dediğimiz şey, sensörlerle, uydularla, yapay zekâyla, çiftçinin aklıyla birleşince bambaşka bir güce dönüşüyor. Ve bu güç, sadece rekolte artırmakla kalmıyor; doğayı korumak için de kalkan olabiliyor. Düşünsenize, tarlanın ortasına yerleştirilen bir ısı ve duman sensörü, aniden artan sıcaklığı algılıyor. O sensör, cep telefonunuza bir uyarı gönderiyor: “Nem çok düştü, sıcaklık tehlike seviyesinde.” Siz daha traktörünüzü çalıştırmadan, yangın ekibi çoktan haberdar oluyor. Bir başka köyde, drone tarlanın üzerinden geçerken kuru otların yoğunlaştığı bölgeyi haritalıyor. O bölgeye sulama yönlendiriliyor, risk düşüyor. Yangın çıkmadan önce sönüyor anlayacağınız. Bir de işin anız boyutu var. Yıllardır söyleriz, ama hâlâ bazı köylerde yakılıyor. Artık sistemler öyle gelişti ki anız bırakılan araziler uydu görüntüsünden tespit edilebiliyor. İlgili birimlere rapor gidiyor, çiftçi uyarılıyor. Alternatifler sunuluyor; o anız toprağa karıştırılıp gübre oluyor, yangına değil verime dönüşüyor. Bazı çiftçilerimiz, güneş paneliyle sulama yapıyor. Harika bir uygulama ama bakımsız bırakıldığında kısa devre riski yangınla sonuçlanabiliyor. Oysa ki akıllı sayaçlar sayesinde bu sistemlerdeki aşırı ısınmalar da anlık raporlanabiliyor. Yani güneşin bereketiyle doğa yanmasın diye teknoloji gözünü dört açıyor. Tüm bu teknolojiler, akıllı tarımın sadece üretim değil; aynı zamanda afet yönetimi aracı olduğunu da kanıtlıyor. Ama gelgelelim, sadece cihaz kurmakla olmuyor bu iş. O cihazları anlamak, yorumlamak, birlikte hareket etmek gerekiyor. Yangınlar sadece kıvılcımdan çıkmaz; bazen ihmalden, bazen eğitimsizlikten, bazen de "bize bir şey olmaz" rahatlığından doğar. İşte bu yüzden akıllı tarım teknolojilerinin yanında, akıllı davranmaya da ihtiyaç var. Bugün Anadolu’nun dört bir yanında toprağın sesi artık daha dijital bir dille duyuluyor. Traktör GPS ile sürülüyor, yağmurdan önce sulama kesiliyor, toprağın nemi cebimizdeki telefonda ölçülüyor. Bu dijitalleşme rüzgârını, yangınları engelleyecek bir önlem sistemine çevirmek bizim elimizde. İsteyen köyünde bir sensörle, isteyen kooperatifiyle birlikte bir uyarı sistemiyle başlayabilir. Devletin teşvikleri, belediyelerin iş birlikleri ve çiftçinin sahadaki zekâsı birleşirse, o meşhur sorunun cevabı çok net olur: Evet, akıllı tarımla yangınlara dur diyebiliriz. Çünkü artık toprak sadece ürün değil, bilgi de yetiştiriyor. Ve o bilgiyle doğayı korumak, tarlayı yakmadan da verim almak mümkün. Bugün toprağa attığımız her dijital adım, yarının ormanını korur, merasını yaşatır, köyünü yeşertir. Yangınlar kader değil, ihmale yenik düşmüş ihmallerin sonucudur. Ama bu sefer, elimizde sadece kürek değil; uydu, sensör, yazılım ve irade var. Yeter ki birlikte akıllanalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *