KONYA HABER
Konya
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9932 %0,51
47,7673 %0,57
4.395,16 % -0,27
Ara

Yorulmayı Unutan Çocuklar ve Sporun Gücü

YAYINLAMA:

Daha birkaç haftadır tekvandoya gidiyordu. Antrenörünün verdiği komutla havaya doğru mükemmel bir dairesel tekme salladı. Yüzünde başarının parıltısı, gözleri ışıl ışıl... Ve işte o an, başarı onurlandırıldı: "Aferin!"

Tekrar, tekrar... "Yoruldum," yoktu, "yeter," yoktu.

Aynı çocuğumuz, geçen hafta evde annesinin uzattığı su bardağını masaya koymak yerine, "Anne yaa, ben yoruldum!" diyerek yüzünü ekşitmişti. 

Bu hikaye size ne kadar tanıdık geliyor, değil mi? Sanki "Neden acaba? Neden başkasında böyleyken evde farklı?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ne yazık ki beklediğiniz cevabı ben de veremem.

Ancak, Taekwondo salonunda gördüklerim var: Burası bir eğitim alanı. Evdeki o şefkatli, koruyucu anne babanın yerini burada, belirli kuralları olan bir spor disiplini alıyor. Evde çocuğunun üzerine titreyen, her isteğini yerine getirmeye çalışan ebeveynler; burada yerlerini, çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olan, sınırlarını zorlamalarını teşvik eden bir antrenöre bırakıyor. Ve hepsinden önemlisi, salondan atılma, antrenörün gözünden düşme korkusu var. Ama çocuk evden atılabilir mi? Elbette hayır...

Niyetimiz aileleri eleştirmek değil, sadece sporun çocuklarımız üzerindeki olumlu etkilerini gösterebilmek.

İddiam o ki, çocuklarımız beden yorgunluğunun ne demek olduğunu unuttu. Artık koşular bile sanal. Ve evet, herkesin beklediği cümleyi söyleyelim: Çocuğun elinden tablet düşmüyor.

Şimdi, kendimizi eleştirelim ebeveynler. Şikayet ettik ama tableti elinden almak için ne yaptık?

İşte burada, kıymetli sporcu antrenörleri gördüm. Yorğunluktan dili bir karış sarkmış, su içebilmek için hocasının iznini bekleyen çocukları gördüm. Ter damlaları alnından aşağı süzülürken, ağzına dayadığı su şişesini havaya dikip kana kana su içen çocukları gördüm tatamide.

Ve inanın, tablet tutacak elleri değil, düşünceleri bile kalmamıştı ama akıllarında ödevleri vardı... Çünkü aynı zamanda özgüven ve sorumluluk sahibi de olmuşlardı.

Ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz değerli antrenör arkadaşlar, çocuklarımıza yorulmayı öğrettikleri için teşekkürler.

Çocuklarımıza alfabeden harf isimleri vererek ötekileştirmeye çalışanlara karşı var gücümüzle haykırıyoruz:

BU ÇOCUKLAR SPOR KUŞAĞI!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *