KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
KONYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Müziğin Şifa Gücü: Kalpten Ruha Uzanan Nağmeler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Müzik, insanoğlunun duygularını en derinden etkileyen bir dildir. Kimi zaman bir melodide huzuru bulurken, kimi zaman da bir ezgide gözlerimiz dolabilir. Genellikle müzik bir sanat dalı olarak bilinir fakat müziğin sınırları melodiler, ritimler, güzel sözler ve notalarla sınırlı değildir. Müzik aynı zamanda bir şifa kaynağıdır. Yüzyıllar önce müziğin bu gücünü hem Doğu’nun hem Batı’nın bilginleri keşfetmiş, çeşitli eserlerde müziğin insan üzerindeki etkilerinden bahsetmişler ve hatta müzik terapi yöntemleri kullanmışlardır.

İbn-i Sina, Farabi gibi önemli bilim insanı ve filozoflar farklı makamların insan ruhu ve bedeni üzerindeki etkilerinden yüzyıllar öncesinde bahsetmiş, örneğin Rast makamının kalbe ferahlık, Hüseyni makamının sevgi ve huzur, Uşşak makamının ise duygusal denge verdiğini gibi bilgiler vererek müziğin iyileştirici özelliklerinden bahsetmişlerdir.

Osmanlı döneminde ise müziğin şifa gücü adeta sistemli bir tedavi yöntemine dönüşmüş. Edirne II. Bayezid Darüşşifası, bu anlayışın en güzel örneklerindendir. 15. yüzyılda inşa edilen bu şifahanede ruhsal rahatsızlıkları olan hastalar, su sesi ve ney, rebab, ud gibi enstrümanların tınılarıyla tedavi edilir, her gün belirli saatlerde farklı makamlar çalınır, suyun damlayışıyla birleşen ezgiler hastalara huzur verirmiş. Bugün modern psikiyatri müzik terapisine “yeniden” dönerken, Osmanlı’nın bu kadim uygulamaları bir kez daha anlam kazanmıştır.

Bilim dünyası da artık müziğin iyileştirici etkisini açıkça kabul ediyor. Nöroloji alanında yapılan araştırmalar, müziğin dopamin salgısını artırdığını, stres hormonlarını azalttığını ve hatta Alzheimer hastalarında hafızayı canlandırdığını söylüyorlar. Yani müzik hem kalbi hem zihni aynı anda onarabiliyor.

Sizde dinlediğiniz bir müziğin ruhunuza nasıl etki ettiğini hissedebiliyor musunuz?

Belki de bu yüzden, bir türkü dinlediğimizde içimiz ısınıyor, bir ney sesi duyduğumuzda derin bir huzur hissediyoruz. Çünkü müzik, sadece kulağımıza değil, ruhumuzun en derin yerine dokunuyor.

Kısacası, müzik bir “ilaç” değil belki ama ruhun nefes aldığı bir ihtiyaç. Ve bugün anlıyoruz ki,

“Müzik, ruhun en kadim şifasıdır.” Anlıyoruz ki bu sözün altındaki bilgi birikimi yadsınamayacak kadar fazla…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *