Toprağı Yeşerten Eller: Kadın Çiftçilerin Gıda Üretimi ve Kırsal Kalkınmadaki Gücü
Kadın çiftçiler, gıda üretiminin görünmeyen ama en güçlü kahramanlarıdır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de tarımın omurgasını kadın emeği oluşturur. Kadınlar, toprağı işlerken yalnızca üretim yapmaz; aynı zamanda ailelerinin geçimini sağlar, yöresel ürünlerin devamlılığını korur ve kırsal yaşamın sürdürülebilirliğine katkı sunar. Kadın Çiftçiler , bu emeğin ve direncin simgesidir; çünkü her tohumda, her fidanın yeşermesinde kadınların sabrı, bilgeliği ve sezgisi vardır.
Kırsal alanda kadınlar, tarımsal üretimin hemen her aşamasında aktif rol oynarlar. Ekin dikiminden hasada, hayvancılıktan el emeğiyle üretilen gıdalara kadar üretim zincirinin tamamında çalışırlar. Ancak çoğu zaman bu emek görünmezdir; çünkü kadınların üretime katkısı çoğunlukla ev ekonomisiyle iç içe geçmiştir. Yine de kırsal kalkınma stratejilerinin başarılı olabilmesi için kadın emeğinin farkına varmak, onları üretim süreçlerinde karar verici konumuna taşımak büyük önem taşır. Kadınların eğitim olanaklarının artırılması, tarımsal desteklere erişimlerinin kolaylaştırılması ve kooperatifleşme yoluyla güçlendirilmeleri, yalnızca kadınların değil, kırsal ekonominin de gelişmesi anlamına gelir.
Gıda güvenliğinin sağlanmasında kadınların rolü yadsınamaz. Çünkü kadın çiftçiler, hem üretici hem de besleyici kimlikleriyle toplumun gıda kültürünü şekillendirirler. Yerel tohumların korunmasında, doğal üretim yöntemlerinin sürdürülmesinde ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasında kadınlar öncü rol üstlenir. Onların bilgeliği, nesilden nesle aktarılan tarımsal deneyimlerin ve doğayla uyumlu üretimin temel taşıdır.
Kadın çiftçilerin güçlendirilmesi, kırsal kalkınmanın da kalbidir. Bir bölgede kadınlar üretim ve yönetim süreçlerine dâhil olduğunda, o bölgenin ekonomik refahı artar, sosyal dayanışma güçlenir ve göç eğilimi azalır. Kadınların tarımda söz sahibi olması, sadece adaletin bir gereği değil; aynı zamanda ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için bir zorunluluktur.
Bugün, tarlalarda emeğiyle bereket yaratan, doğayı koruyan, üretimi sürdüren tüm kadınlara teşekkür etmek gerekir. Çünkü onlar yalnızca toprağı değil, hayatı da yeşerten ellerdir. Her birinin emeği, hem sofralarımızda hem de geleceğimizde filizlenmeye devam etmektedir.