KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3276 %0,23
48,9071 %0,43
4.872,86 % 0,33
Ara

Derviş Görünümlü Adamcağızlar (!)

YAYINLAMA:

Bugün yazımıza izninizle kısa minik bir kıssa ilebaşlamak istiyorum.

..........

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.

Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.

Ve ona sorar;

Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?

Derviş kendini savunur;

Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.

Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?

Kuş kendini savunur.

Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.

Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.

Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.

Kuş o anda;

Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.

Neden” diye sorar Hz. Süleyman.

Kuş sebebini şöyle açıklar;

Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.

...................

 

Yaaaa anlatabildim mi?

Günümüzdeki en büyük sıkıntı derviş görünümlü adamcağızlarda.

Neyse hızla kendi konularımıza geçelim.

******

EVDEN ZEYTİNYAĞI ÇALAN HIRSIZLAR(!) 

Buyurun dün Haber Ajanslarına düşen son dakika haberlerinden birinin sadece girişi;

“Sıvı yağ fiyatlarının yükselmesinin ardından Gaziantep’in Nizip ilçesinde sıvı yağ hırsızlığı da arttı. Hırsızlık olayları üzerine çalışma başlatan Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sıvı yağların çalındığı anları kayda alan güvenlik kameralarını inceledi.”

............

Günlerdir bu sütunlarda marketlerde adı ne olursa olsun marketlerin nerede ise hepsinde hiçbir ürüne kilit vurulmazken sıvı yağlara kilit vurulmasının Türk insanın ve bu milletin düştüğü acı durumun göstergesi olduğunu söylüyorduk.

Hadi diyelim ki işinize gelmediği için bize inanmadınız. İnanmak istemediniz.

Buyurun işte polis kayıtlarına giren yeni hırsızlık çeşidimiz.

******

NALÇACI’DAKİ PERŞEMBE PAZARI

Artık ne bir polise, ne bir zabıtaya ne de bu işlerden sorumlu tek bir Allah’ın kuluna sitemim, serzenişim yok.

Yıllardır perşembe günleri özellikle sabah akşam saatlerinde bu bölgenin trafiğini kilitleyen pazar yeri ile ilgili görevlileri dahi pes ettiren, pandemi döneminde niye açılmıyor diye Başkan Ahmet Pekyatırmacı’yı hedef alan gerek pazarcılar gerekse mahalle sakinleri maalesef kendini bilmez, dahası bencil araç sürücüleri ya da şöyle diyelim pazar alışverişine otomobilleri ile gelen vatandaşlar yüzünden yine bölgeyi çileye çevirmeye devam ediyorlar.

Dün öğle saatlerine doğru bu caddeden geçmek zorunda kaldım.

Geçmez gomaz olaydım.

Yahu ana cadde üzerinde zaten yasak olmasına rağmen tek sıra araçlar park etmiş.

Bu kez onlar yetmiyormuş gibi ikinci bir sıra dörtlülerini yakarak giden sürücülerin çift sıra oluşturduğu araçlar.

Ve bu tabloda buradan akan trafik tıkanmasın öyle mi?

Biz çok zor adam oluruz baylar, bayanlar.

Bencilliğin de bir sınırı olmaz ise yandık demektir.

******

ÖMER ALİ YÜZÜNDEN BAŞAKŞEHİRLİ OLDUM

Önceki gün akşam Süper Kupa finalini izlerken tam bir Başakşehir taraftarı gibiydim.

Bunun da tek bir nedeni vardı bizim Ömer Ali. Doksan dakika boyunca Ömer Ali’nin hatasız oynaması ve takımdaki yerinin garanti olması için dua ettim.

Ve maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar şunu dedim;

“Demek ki bir antrenmana çıkma ile güvenilen futbolcu doksan dakika bir kupa finalinde oynayabiliyormuş”...

Bizim Ömer Ali belki de isimlerini dahi bilmediği oyuncularla çıktığı ilk maçında Konya olarak başımıza öne eğdirmedi.

Biz de bir kez daha Ömer Ali’ye diyoruz ki “Allah da senin başını öne eğdirmesin”…

******

CUMHURBAŞKANI BÖYLE DEDİ Mİ?

Hani dün belediyelerin, vakıfların, devlet kurumlarının kiracı esnafları ile ilgili bir yeni gelişmeden söz etmiştik yaa.

İşte yine böyle kiracı olan ve iş yerleri kapalı olduğu için çok zor durumda bulunan esnafımız şöyle yazıyordu; 

Cumhurbaşkanımız devletin kiracılarının 1 yıl kiralarını öteleyerek kira almayacağını açıklamıştı...
Vakıflara ait kiracılar buna dahil değilmiş, sadece Milli Emlak’ın kiracılarına öteleme varmış.

Allah aşkına Vakıflar devlet malı değil mi?...

Yukarısı açıklıyor, aşağı yok o öyle değil siz yanlış anlamışsınız diyor.

Milli Emlak’ın sahilde işgal edilen yerlerinin alkollü işletmelerin, işgal edilen milli emlak tarlalarının ecri misil (işgaliye) kirası alınmayacakmış.
Esnaf dükkanını açsa açamıyor, dükkanı satacak borcunu ödeyip işi bırakacak dükkanı da alan yok. Ama tüm bunlara rağmen açılmayan, açılamayan dükkaların kiraları şakır şakır işliyor.

Esnaf gerçekten bitmiş durumda. Bunu da asla siyaset olarak ya da kendimizi acındırmak için söylemiyorum. Ama bizi yönetenler ve sizi okuyanlar şunu bilsinler ki esnaf bitmiş durumda...”

............

Anladığım kadarı ile Vakıflar Müdürlüğünün kiracısı olduğunu tahmin ettiğim okurumuz son derece samimi olarak içinde bulundukları durumu özetlemiş.

Ve ilk satırlardan itibaren yazdıkları da son derece mantıklı.

Yine kendimce aylardır dahası pandeminin ilk günlerinden bu yana iddia ettiğim öngörümü bir kez daha tekrarlayayım mı?

“Kimse bu işin bahara filan bitip eski normale döneceğimizi sanmasın.

Hiçbir aşının garantisi yok.

Yine özür dilerim ki çok inandığım ve ümitle beklediğim bizim Türk aşısı da bu virüsü şaaaak diye kesemeyecek gibi.”

2020’de şöyle yazmıştı;

“2021, 2020 den iyi olmayacak belki daha da kötü olacak”...

Evet tüm iyi niyetli gelişmelere ve ümitvar olmaya rağmen bu yıl bu sıkıntı büyüyürek gidecek gibi.

İnşallah yanılırım.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

En tehlikeli düşman, bize benzeyip de bizden olmayandır

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Otoparklarda sarı çizgili alanların içine park etmeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *