KONYA HABER
Konya
Açık
30°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,1680 %0,27
47,8949 %0,47
4.672,43 % 1,64
Ara

Dikilitaş

YAYINLAMA:

Sultanahmet Meydanı’nda Dikiltaş'ın önünde meydana gelen canlı bomba saldırısıyla 11 turistin öldüğü yerin önemi sandığımızdan dahada önemlidir,

Peki Dikilitaş'ın sırrı nedir?

Dikilitaş

Sözlük anlamı 'Duvarcı Ustaları' olan Masonlar için Sultanahmet'teki Dikilitaş'ın önemi çok büyük. Dünyanın birçok noktasından gelen Masonlar, bu yapıya adeta tapıyor.

Masonların önem verdikleri sembollerden biri de, Eski Mısır mimarisinin önemli unsurlarından biri olan obelisk.

Üzerlerinde Eski Mısır'ın hiyeroglif yazıları kazınmış olan obeliskler, asırlar boyu toprak altında gizli kaldıktan sonra 19. yüzyılda gün ışığına çıkarılıp daha sonra da

New York, Londra ve Paris gibi Batılı kentlere taşındılar.

Bunlardan birisi de Sultanahmet Meydanı'nda bulunan Dikilitaş. Obelisklerin en büyüğünün gönderildiği ülke ise ABD. Bunu organize edenlerin ise yine Masonlar olduğu iddia ediliyor.

Çünkü obeliskler ve üzerlerinde taşıdıkları Eski Mısır figürleri, Masonlarca kendi sembolleri olarak kabul ediliyor. Bu obeliskler dünyanın bütün önemli şehirlerinde bulunuyor.

Bu şehirler, İstanbul, New York, Washington, Kahire, Vatikan, Kudüs ve Roma olarak sıralanıyor...

Dikilitaş

Mason kelimesinin tam olarak sözlük anlamı "duvarcı ustası" olarak biliniyor... Masonluk, ilk defa tam anlamıyla "Tapınakçılar" olarak da adlandırılan bir cemiyet tarafından oluşturuldu.

Tapınakçılara "İsa'nın ve Süleyman Tapınağı'nın Fakir Askerleri" de deniyordu. Tarikat, 1118 yılında, yani Kudüs'ün Haçlılar tarafından ele geçirilmesinden yaklaşık 20 yıl sonra kuruldu.

Kendilerine "Süleyman Tapınağı" ile ilgili bir isim verilmesinin nedeni, üs olarak seçtikleri yerin, bu yıkık tapınağın yeri olan "tapınak tepesi" olmasıydı.

Dikilitaş

 

Sultanahmet Meydanı'ndaki Dikilitaş da, masonlar için adeta bir tapınak. Farklı ülkelerden sivil olarak gelen binlerce Mason, Dikilitaş'ın önünde saatlerce bekler ve bu sayede huzura kavuştuklarını düşünür.

Masonlar için Mısır'daki piramitler de çok büyük önem taşır. Özellikle de Büyük Piramit. Yani kutsal geometrinin, bu yapıda bütün kutsallığıyla kullanıldığına inanan masonlar her yıl Mısar'a gitme ihtiyacı duyar. Ancak Loca'nın kararlarıyla bu artık bir ritüel olmaktan çıktı. Masonların iki büyük amblemi vardır. Bunun bir tanesi, piramitin tepesindeki her şeyi gören göz ve diğeri pergeldir.

Dikilitaş

TÜRKİYE TUTKUSU

Fransa Yüce Konseyi için Türkiye vazgeçilmez bir ülke. Bu konuda son derece önemli adımlar atan Fransızlar, özellikle Türkiye'de görev yapan birçok Fransızı Loca'ya aldı. Buna göre bu kişilerin kısa sürede yükselmelerini sağlayan Loca, şimdi de karşılığını beklediğini açıkça ifade etti. Fransız Masonlar da Türkiye'de Loca'nın isteklerini yerine getirmek için yemin etti.

Theodosius Dikilitaşı, veya yalnızca Dikilitaş, Sultanahmet Meydanı'nın güney tarafında, Yılanlı Sütun'un yanında bulunan bir Antik Mısır dikilitaşıdır. MS 390 yılında Roma imparatoru I. Theodosius tarafından Mısır'dan getirilerek şimdiki yerine dikilmiştir.

Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu III. Tutmosis tarafından MÖ 15. yüzyılda yaptırılmış ve Karnak tapınağının yedinci pilonunun güneyine dikilmişti. Roma imparatoru II. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı tahtta bulunuşunun 20. yılı onuruna Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti. Daha sonra, MS 390 yılında imparator I. Theodosius dikilitaşı gemi ile İstanbul'a getirterek Hipodrom'da şimdiki yerine diktirdi.

Dikilitaş

Dikilitaş kırmızı Asvan granitinden yapılmıştı ve orijinal yüksekliği 30 m idi. Ama ya nakliye sırasında ya da şimdiki yerine yerleştirilirken alt bölümü tahrip olduğu için bugünkü yüksekliği 18,45 m'dir (kaidesi ile birlikte 24,87 m). Ağırlığı yaklaşık olarak 200 ton'dur.

ŞARK MEKTUPLARI kitabının sahibi Lady Montagu, 1718 tarihindeki mektupların birinde şunları yazmıştır: Bu taş, murabba şeklinde yontma taştan bir ayak üzerine mevzu dört sütun üzerinde duruyor. Taşın iki ayağında Kabartma olarak bir muharebe ve bir meclis resmi var. Diğer ikisinde ise Rumca ve Latince şunlar yazmaktadır:

KUZEYBATI CEPHESİ

“18. sülaleden Yukarı ve Aşağı Mısır’ın sahibi 3. Tutmosis, Tanrı Amon’a kurbanını sunduktan sonra Horus’un yardımıyla bütün denizleri ve nehirleri hükmü altına alarak hükümdarlığının otuzuncu yılı bayramında bu sütunu daha nice zamanların getireceği bayramlar için yaptırdı ve dikti.”

KUZEY CEPHESİ

“Gizli ve kutsal ismin her tecellisine mazhar olan tanrı Amon’a kurbanını büyük bir acz içinde sunduktan sonra, ondan yardımlar dilenerek güneyin dostu, dinin nuru iki tacın (Aşağı ve Yukarı Mısır) sahibi, kudretli hükümdar ülkesinin sınırlarını Mezopotamya’ya kadar götürmeye azmetti.

GÜNEYDOĞU CEPHESİ

“Güneşin doğduğu sırada sahip olduğu altın renkleri dünyaya yayan Horus’un verdiği kuvveti, serveti, kuvvetli sevgi, saygıyı taşıyan ve Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacına sahip olan ve bizzat Güneş tarafından seçilmiş olan firavun, bu eseri babası Ra için yaptırdı.”

GÜNEY CEPHESİ

"Tanrı Horus’un lütfuna mazhar olan ve Güneş’in oğlu unvanını taşıyan Aşağı ve  Yukarı Mısır’ın hükümdarı olan firavun, kudret ve adaletle bütün ufuklara nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı, bütün dünyayı mağlup etti. Sınırlarını Naharin’e kadar yaydı. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük savaşlar yaptı".

Dikilitaşın kaidesinde yer alan yazılarsa Doğu Roma İmparatorluğunda adet olduğu üzere Grekçe ve Latince yazılmış.

Latince metinse taşın ağzından yazılmış;“Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde yükselmeye mecbur oldum.”ve çemberle çevrili alanın toprak boyu eskideki toprağın boyudur.

İslamiyeti seçtiğini gizleyerek yaşayan işadamı Üzeyir Garih 10 bıçak darbesi ile öldürülüp cesedi Dikilitaş'ın yanına bırakılmıştır, aslında bu tapınakçıların aralarındaki gizli bir mesajdır.

Dikilitaş hakimiyet ve efendilik sembolüdür, mesaj nettir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *