KONYA HABER
Konya
Açık
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3206 %0,24
48,8203 %0,44
4.861,64 % 0,10
Ara

Eğitim Gerçekten Bir Kitle İmha Silahı Mı?

YAYINLAMA:

Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenler için önerdiği Jhon Taylor Gatto’nun Eğitim Bir Kitle İmha Silahı kitabı bu yıl birçok öğretmen tarafından okundu. Ciddi bir biçimde okullaşmayı ve eğitim-öğretimi eleştiren bir kitap olması sebebiyle epey sarsıcı olduğu kesin. Ayrıca bu kitabı Milli Eğitim Bakanlığı’nın önermesi de ayrı bir önem arz ediyor. Çünkü hiçbir kurum – eğer bir imha söz konusu ise- temel düşüncelerini kulislerde herhangi bir paydaşın öğrenmesini istemez. Bakanlığın bu kitabı önermesinin temel sebebinin kitabın önemli bazı bölümlerinde gizli olduğunu düşünüyorum. Bu muhtemelen başka bir yazının konusu... Bizim asıl üzerinde duracağımız “Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?” sözü üzerine Milli Eğitim Bakanı’nın tepki çeken açıklaması.

Gatto’nun kitabında okulların çocukların kendilerini, kendilerine yabancılaştıran, aile yapısı, kültür gibi birçok ögeyi de kendi menfaatleri doğrultusunda bilinçli bir şekilde değiştirmeye çalışan özellikle oluşturulmuş kuruluşlar olarak yorumluyor. Okulların zenginler için özgür köleler yetiştirdiği, girişimcilikten daha ziyade itaat etmeyi öğrettiğini savunuyor.

İsmini sıklıkla duyduğumuz teknoloji alanında yeniliklere imza atmış Marc Zuckerberg, Michael Dell, Bill Gates, Steve Jobs gibi birçok başarılı girişimcilerin de eğitimlerini yarıda bıraktığını göz önünde bulundurursak nispeten bu önermenin doğru olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik bu ünlülerin de şirketlerinde çalıştırmak üzere okumuş kişileri alması da işi hayli ilginçleştiriyor.

Ülkemizde durum böyle mi?

Ülkemizde her yıl milyonlarca öğrenci sınava giriyor. Sınavlar çocuklarımız için tek başarı kaynağı. Bu da odalarından dışarı çıkmayan sosyal ortamlarda bulunmaktan hoşlanmayan test canavarları garip yaratıkları ortaya çıkarıyor. Tek hayali tıp fakültesi ya da hukuk fakültesi okumak olan çocukların canavarlaşmasına okullar mı zemin hazırlıyor?

Aslında okullarımızda 21.yy becerileri kapsamında; Girişimcilik ve Öz-Yönelim, Yaratıcılık ve Yenilenme, Eleştirel Düşünme gibi bireyde ortaya çıkmasını beklediğimiz öğreti ve desteklemeler söz konusu. Bu tür becerilerin ciddi bir biçimde desteklenildiği zaman öğrencilerimizin Gatto’nun söylediğinin tersine özgür girişimciler çıkarmayacağını söylemek yanlış olur. Sadece bilim değil sanat ve spor alanında da Milli Eğitim Bakanlığı’nın diğer bakanlıklarla dirsek temasında olduğunu söylemeliyiz. Okulları izlerseniz, bakanlıkların yönlendirdiği yetenek avcılarının okulları dolaştığı, yetenekli öğrenciler bulmak için merkezler açtığını görebilirsiniz.

Canavarlaşmayı Engellemek için Okullar Ne Yapmalı?

Okullar öğrencilere; eleştirel düşünme, girişimcilik, yaratıcı düşünme, kendini ifade edebilme gibi birçok yönden donanımlı genç yetenekleri desteklemelidir. Milli ve manevi duygulara hitap ederek doğru olana yönlendirirken ahlaki öğretilere ön planda tutmalıdır. Sınav kaygısını en aza indirgeyerek okulları öğrenciler için özgür bir yaşam alanı olarak düzenlemelidir. Hayatın hiçbir zaman 4 ya da 5 şık arasında olmadığının bilinci verilerek, yeteneklere göre öğrencilerini değerlendirmelidir. Öğretmenlerin öğrencileri ülkemizin geleceği olarak görmeli ve yalnızca memur yetiştirme alışkanlığını bir kenara bırakmalıdır. Hayal etmeyi, hayal gücünü desteklemeyi önemsemelidir.

Gelelim Şu Söze

Ben bakanımızın “Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?” açıklamasının altında bireylerin okul sıralarında, sınav kaygısı, akademik başarı gibi bir çok sebepten dolayı öğrencilerin gerçek yeteneklerine odaklanamaması ve bu yeteneklerinin körelmesinin sonucunda zanaatkar, sanatçı ve bir çok alanda gelişmenin sağlamamasının olduğunu düşünüyorum. Herkesin sınava girmek zorunda olmadığını, başarının sınav ile olmayacağını anlatmak istediğini düşünüyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *