KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3276 %0,23
48,9071 %0,43
4.872,86 % 0,33
Ara

Yunus Emre’yi anlayabilmek

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz günlerde Türk İslam düşünürü, ünlü mutasavvıf Yunus Emre’nin vefat yıl dönümüydü. Gerek kültürel yaşantımızda gerek edebiyatımızda derin izler bırakan Yunus Emre’yi okuyor, anlayabiliyor muyuz? Yunus’u ne kadar tanıyoruz.

Yunus Emre’nin hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir ama genel olarak 13. yy’ın ikinci çeyreği ile 14. yy’ın ilk çeyreğinde yaşadığı düşünülür. 82 yaşında öldüğü düşünülen önemli tasavvuf şairimizin yaşamı hakkındaki bilgilerin bir kısmı, onun kendi eserlerine dayanmaktadır. Yaşamı boyunca Anadolu’yu dolaştığı ve Mevlana’yı gördüğü bilgisi, kendi eserlerinde geçen cümlelerden anlaşılır.

Yunus Emre sanat yaşamında halka, onların diliyle seslenmiştir ve Türkçeyi çok iyi kullanmıştır. Öz Türkçe ile verdiği eserleri de, onun her zaman okunup anlaşılmasını sağlamıştır. Onun şiirlerinde genelde Allah sevgisi ve bu sevgi uğrunda bir ömür çaba göstermek gibi konular yer alır. Yunus Emre halkın şairi olduğu için öylesine çok sevilir ki, Anadolu’nun birçok yerinde onun adına anıt mezarlar yaptırılır.

Yunus Emre küçük yaşlarda okula gitmiş ancak alfabeyi bir türlü öğrenemediği için okulu bırakıp çiftçilik yapmaya karar vermiştir. İlerleyen yıllarda çıkan kıtlıktan etkilenmiş, kapısına gelen ihtiyaç sahiplerini geri çevirmeyen Hacı Bektaş Veli'nin kapısını çalmıştır. Hacı Bektaş Veli, Yunus'un samimi ve saygılı davranışlarından çok memnun kalır. Yunus'un buğday için geldiğini öğrenince "Sorun bakalım buğday mı ister, himmet mi?" der. Bu sözleri duyan Yunus "Ben himmeti ne yapayım, karın doyurmaz ki, bana buğday gerek" der. Buğdayını alan Yunus yola çıkar. Yunus Emre, yolda pişman olarak geri dönüp buğday istemediğini ve himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş Veli ise o söylediğin artık geçti diyerek himmeti Taptuk Emre'ye verdiğini söyler. Yunus Emre, bunun üzerine yola revan olur ve Taptuk Emre'nin yanına gider. Taptuk Emre'nin dervişi olur ve dergâha odun taşımakla görevlendirilir. Kırk yıl odun taşıdığı dergâha bir tek eğri odun getirmez. Sebebini soranlaraysa "Bu kapıdan içeriye odunun eğrisi bile giremez" der. İşte Yunus’un özeti bu hikayedir. Doğru olmak, doğru olanı bulmak. Yunus bunu başarmıştır. Nedir doğru olan “gönül yapmaktır”, “ilim peşinde koşmaktır”, “Sabırdır” ve “sevmenin sırrına ulaşabilmektir.” İşte Yunus’un ve aşkın şifreleri budur.

Kalın sağlıcakla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *