KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,2952 %0,25
48,7903 %0,47
4.857,03 % 0,00
Ara

Bir Dokuzuncu Köy Hikayesi

YAYINLAMA:


Hadi bakalım sorularla başlayalım ben haftaya öyle başladım kapatırken de neden olmasın, sorusu, sıranın başında yer alsın, alsın ki sonrasında ise bunu yapabilecek akıl, muhakeme ve saygı gereksin.

Nerede kalmıştık? “Neden olmasın?” uzar gider çünkü der ve bağlarız.
Bu kadar tezatlıkları bu kadar olumsuzlukları bir arada tutabiliyorsak, demek ki olabiliyormuş.
Bu kadar çirkinliğe bu kadar yaşanılanlara rağmen kötüyü değil de iyiyi dışlamayı kabul edebiliyorsak, herşey mubahtır aslında.Evet fırsat var ve durum ortada dört koldan sarılmalıyız , anlama, fizibilite, aşağı yukarı veriyi oluşturacaktır. Yani özelliği bozulmamış öz durumda olmalıdır. Bunun içinde önyargısız ve koşulsuz saygı ile bakabilmek gerekir.
O kadar kirli, o kadar sıradan, o kadar işte o kadar, olma halinin dışa vurumu elbette bu şekilde yansıyacaktır.
En yüksek noktadan bakarsak eğer bunca olaydan sonra istifaları beklerdım öyle ki arkasında onurlu davranışı beklemek, insanî erdem olması gerekirken, milletin vekili olabilme gayesi yatmaktadır. Peki, buna soyunan mı suçludur sadece…
Geçtik artık herşeyi ve toplumsal faydalılığını, kendine faydasızdır öncelikle. Peki, örneklersek kendine Müslüman, tabiri doğru tabirdir diyebiliriz bu durumda. O zaman ne diyoruz her konuyu kendine yontanın, yontulması için her ortamı ayarlayanın, bunları yapmasına göz yumanların da suçu yok mudur. Yoksa kör sağır dilsiz mi ya da çok iyi bir gözlemci mi olmalıyız. Eğer toplum, balık hafızasının yanına gözlemsizliğini de yan yana koyabiliyorsa, bunların sonucu kaçınılmazdır.
UNUTMAYIN
Yangında su bulamadığından dolayı kanatları havada, yanarak öldü, bu ülkenin kuşları. Depremde çığlık çığlığa can verdi onca insan, genç, yaşlı, doğasından tutunda suyunda ki balığa kadar çırpınarak öldüler.Unuttunuz mu ben yeniden hatırlatayım, o zaman.
Yıllarca her durumda olduğu gibi, Cemal Süreya’nın dizeleri aklımıza gelir öyle değil midirherkesin bu dizelerle aşka soyunması “Hayat kısa, kuşlar uçuyor” deyip , durmuyorlar mı Cemal Süreya yaşasaydı eminim sorgulardı o da… Bunları ve bunlar gibi gerçekleri, hangi ara unuttunuz?
SORGULAYIN O ZAMAN nerede hata yaptım diye sorgulayın aynaya baktığında gördüğün geleceğinle hesaplaş insanoğlu.Menfaatler, çıkarlar, yalanlar, riyakârlıklar, bana dokunmayan yılan sonsuza kadar yaşasınlar ile paydaş olanlar , konuya tam da yerinden ortak değiller midir... İstediğiniz kadar günah çıkarın, ibadet edin ama senaryolar kurmak, ah almak çok ciddi vebal içerir. Emin olun, eninde sonunda da bir yolunu bulur ahın geri dönmesi . Son haftalar kendinle ve alacağın veballegeleceğinle hesaplaş.
Uzatmadan gideyim Peyami Safa ile bitireyim biraz sitem ettim haklı olarak “Suçlamak, anlamaktan daha kolaydır. Anlarsan, değişmen gerekir”, der. Anlaman için ise sorman gerekir derim. Sorulana susmayın, cevabını verin ve geleceğin toprakların size ne sorduğunu sorgulayın cevabını kendiniz verin.
Hadi o zaman sorgula kendini sorularla cevapla…..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *