Yeni kanıtlar insanlık tarihini değiştirecek… İngiltere'de 400 bin yıldan daha eski bir alanda bulunan ateş taşı parçaları ve yanmış kalıntılar, insanların bilerek, alet kullanarak ateş yakma yeteneğine sahip olduğunu kanıtlayan en eski doğrudan kanıt oldu.
İNSANLIK TARİHİ DEĞİŞİYOR
Ne zaman bulunduğuyla ilgili kesin bilgilere inanılıyordu. Dolayısıyla ateşin keşfi ve kontrolü, insanlığın evrimsel yolculuğundaki en önemli dönüm noktası olarak kabul edilir. Ancak bu kritik becerinin ne zaman ortaya çıktığına dair bilinenler, İngiltere'deki bir kazı çalışmasıyla kökten değişti.
Bu yeni bulgular, insanların 400 bin yıldan daha uzun bir süre önce bilerek, alet kullanarak ateş yakabildiğini kanıtlıyor.
bölgedeki Ateş taşı kanıtı tarihi değiştirdi
British Museum arkeologu Rob Davis ve meslektaşları, İngiltere'nin Barnham köyündeki bir kil çukurunda Paleolitik döneme ait önemli kalıntılar buldu. Şimdiye dek bilinen en eski kasıtlı ateş yakma kanıtı 50.000 yıl öncesine dayanırken, bu keşif tarihi yaklaşık 350.000 yıl geriye taşıyor.
Bu keşfin en önemli dayanağı, ısıdan çatlamış dört adet çakmaktaşı el baltasının ve yanmış (kızarmış) topraktan oluşan bir ocağın (kamp ateşi yeri) yakınında bulunan iki küçük oksitlenmiş pirit parçası oldu.
Bilimsel araştırmacılar, bu piritin (halk arasında "ateş taşı" olarak bilinen ve kıvılcım çıkaran mineral) bölgede doğal olarak nadir olduğunu tespit etti. Bu durum, pirit parçalarının rastgele değil, kasıtlı olarak, sistematik bir şekilde ateş yakmak amacıyla alana getirildiğini gösteriyor. Ayrıca yanmış topraklarda yapılan testler, bu alanın tek seferlik değil, tekrar tekrar ısıtılıp kullanıldığını, yani bir kamp ateşi olduğunu doğruladı.
İNSANIN Ateşi bulmaSI ne sağladı?
Konunun uzmanlarına göre, bu ateşi yakanların büyük olasılıkla Neandertaller olduğunu düşünüyor. Bu bulgu, Neandertallerin soyut düşünce gerektiren karmaşık teknolojik davranışlara sahip olduğunu gösteren önemli bir kanıt.
Yanı sıra ateşi yıl boyunca kontrol edebilme yeteneği, erken dönem insanlara büyük sosyal ve biyolojik avantajlar sağladı. Yiyecekleri pişirerek sindirimi kolaylaştırdı, besin ve protein alımını artırdı. Ateşin etrafında toplanma imkanı sunarak daha büyük gruplar halinde yaşamayı ve toplumsal bağları güçlendirdi.
Aynı araştırmacılar, bu beslenme ve sosyal gelişmelerin, insanlarda beyin boyutunun büyümesine, bilişin artmasına ve daha karmaşık ilişkilerin gelişmesine doğrudan katkıda bulunmuş olabileceği sonucuna vardı.