Alaaddin tepesinde eski Selçuklu sarayına çok yakın bir noktada tarihi şehir merkezinin tam kalbinde konumlandırılmış Karatay Medresesi, inşa edildiği 1251 yılından bugüne vatandaşlara ilmi manada hizmet ediyor. Mimarının Muhammed bin Havlan olduğu aktarılan bu yapının iç mekanı mozaik ve plaka çinilerle bezenmiştir. İlk kurulduğu yıllarda hadis ve tefsir ilimlerinin tatbik edildiği medrese günümüzde Konya’nın tarihi eserlerinin sergilendiği en önemli müzelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Her zaman kültüre hizmet eden bir mekan olmuş
Konya’nın her klasik tarihi eserlerinde olduğu gibi bu yapıda da Sille taşı kullanılmış. Her Selçuklu eserinde olduğu gibi muazzam kapılara sahiptir. Bu günlerde Çini Eserler Müzesi olarak kullanılan Karatay Medresesi, Selçuklu Sultanı II.İzzeddin Keykâvus zamanında Emir Celâleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır.
Çinileriyle zamansız bir eser
Medrese, esas olarak İslami ilimlerin öğretildiği bir eğitim kurumu olarak kullanılmıştır. Zamanla Osmanlı Dönemi'nde de varlığını korumuş ve eğitim faaliyetlerine devam etmiştir. Karatay Medresesi'nin en dikkat çeken yönlerinden biri çini süslemeleridir. Medresenin iç kısmında yer alan ve kubbesini süsleyen mozaik çiniler, dönemin sanat anlayışını ve estetik değerlerini yansıtır.
Günümüzde Karatay Medresesi, müze olarak hizmet vermektedir. Konya'daki bu tarihi yapı, ziyaretçilere Selçuklu dönemi sanatını ve kültürünü yakından tanıma imkanı sunar. Özellikle, Selçuklu çini sanatının en güzel örneklerini sergileyen Çini Eserler Müzesi olarak bilinir. Medresenin mimarisi, taş işçiliği ve çini süslemeleri, onu hem Türkiye'nin hem de dünya tarihinin önemli eserlerinden biri yapmaktadır.
Karatay Medresesi'ni ziyaret edenler, Selçuklu döneminin mimari ve sanatsal özelliklerini yerinde görme fırsatı bulurken, aynı zamanda Konya'nın zengin kültürel mirasıyla da tanışma şansı elde ederler.
