Osmanlı döneminde inşa edilen birçok yapı, günümüze kadar taşındı. Konya, Anadolu da tarihi zenginlikler arasında en gözde bölgelerden biridir. Selçuklu döneminden günümüz miras listesinde yüzlerce mimari ve eser bulunuyor. Bunlardan bir kısmı da Konya topraklarında bulunuyor. Anadolu Selçuklu Devleti’nin, Konya bölgesine bıraktığı miraslardan biri de Alâeddin Cami’dir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en büyük ve en önemli ulu camileri arasında Alâeddin Camii yer alıyor. Alâeddin Camii, Konya merkezinde bulunan Alâeddin Tepesi’nin bulunduğu konuma yüzyıllar önce inşa edilmiş. Güncel konumu ise Konya merkezinde bulunan Alâeddin Tepesi’nde bulunuyor.
Alâeddin Cami’nin yapımı çok uzun yıllar sürmüştür. İlk inşaat temelleri Selçuklu Sultan I. Rükreddin Mesud döneminde 1116 – 1156 yılları arasında başlamıştır. Caminin yapım işlemleri I. Alâeddin Keykubad zamanında 1221 yılında bitmiştir. İki farklı dönemde süren inşaat çok uzun yıllar boyunca sürmüştür.
Cami inşasında 5 farklı kapı yapılmıştır. Bu kapılardan biri doğu cephesinde, diğer 4 kapıda kuzey cephede bulunuyor. Günümüzde ise doğu cephesindeki kapı kullanıma açıktır.
Camii mimarisi, İslam mimar yapısında inşa edilmiştir. Yapının üzeri ağaç ve toprakla örtülerek kapatılmıştır. Roma ve Bizans devirlerine ait olan mermer sütunlar yapıda yer alıyor. Caminin mihrabı ve mihrap önü çinilerle süslenerek göz alıcı bir hale getirilmiştir. Kubbesinde bulunan çini süslü maksure yapıyı süslüyor. Caminin girişindeki kapının yapı ustası olarak, Muhammed Bin Havlan el-Dımışkî’nin adı kapı üzerinde yazıyor.
Alâeddin Camii mimarisindeki tarihi izler ve el işçiliği ziyaretçilerine tarih de yolculuk yaptırıyor. Yalnızca ulusal değil uluslararası da ziyaretçiler geliyor.
İbadethanenin dış yapısındaki heybetli ve tarihi yapısı içine de yansımıştır. Her tarafı tarih kokan ve tarihi izler taşıyan camii, Konyalılar ve kültür sanat için kıymetli bir yer taşıyor. II. Kılıçarslan’ın Camii avlusunda inşa ettirdiği kümbette Selçuklu hanedanlığının büyük bir kısmının mezarı bulunuyor. İzzeddin Keykavus’un başlatmış olduğu ikinci kümbet ise tamamlanamadan kalmıştır. Alâeddin Camii, Konyalıların ve gelen diğer ziyaretçilerin hem ibadethane hem de tarihi ziyaret noktası olarak uğradığı bir noktadır.
