Aydınlar Ocağı’nda Arif Nihat Asya anıldı

Aydınlar Ocağı’nda Arif Nihat Asya anıldı

Bayrak Şâiri Arif Nihat Asya, vefatının 46. yıldönümünde Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde anıldı.

Bayrak Şâiri Arif Nihat Asya, vefatının 46. yıldönümünde Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde anıldı.  Dr. Mustafa Güçlü, şâir Arif Nihat Asya’nın hayatıyla ilgili olarak “7 Şubat 1904 tarihinde Çatalca’nın İnceyiz köyünde doğuyor. 7 günlük iken babasını kaybetmiş. Hayatında hiç baba diyemeyen birisi” diye başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Meşrutiyet’in ilân edildiği 1908’lere gelindiğinde Arif Nihat 4 yaşındadır. O tarihte de annesi Filistinli bir Arap ile evlenir. Dedesi torununu vermez ve o andan itibaren Arif Nihat bu sefer annesiz kalır. Dedesinin yanında kalan ve hayatında anne ve baba diyememiş bir çocuk olan Arif Nihat, Osmanlı geleneği olarak 4 yaş 4 ay ve 4 günlük olunca Amin Alayları yapılarak Mahalle Mektebinde İmam Hüseyin’in rahle-i tedrisatına başlıyor. Öksüz ve yetim olarak büyüyen ve 1912’de Balkan Harbiyle birlikte “gavur geliyor” korkusuyla dede ve torun İstanbul’da halalarının yanına taşınıyorlar. Arif, Haseki semtindeki Haseki Mektebine gidiyor ve 8 yaşında da şiir yazmaya başlıyor.” ifadelerini kullandı.

Bayrak şiirinin doğuşunu da anlatan Dr. Mustafa Güçlü, üç senesi İstanbul’da sekiz senesi de Çatalca’da geçen Arif Nihat’ın iki kez evlendiğini hatırlatarak Bayrak şiirinin nasıl yazıldığı hikâyesini şu sözlerle dile getirdi: “Adanalılar 5 Ocak 1922’den beri kurtuluş günlerini kutluyorlar. Edebiyat hocası olan Arif, bu gün anısına 4 Ocak’ta, gaz lambasının ışığında sabaha doğru Bayrak şiirini yazıyor. Ve böylece Bayrak şiiri doğuyor. 5 Ocak 1940 yılının coşkulu bir kutlama gününde bu şiir okunuyor. Çok beğeniliyor. Bu sefer 30 Ağustos Resepsiyonunda o şiir tekrar okunuyor ve büyük alkış alıyor. Bu şiiri kimin yazdığı merak ediliyor. Şiiri okuyan çocuk da “bu şiirin şairi evinde 40 derece ateşler içerisinde kıvranıyor” diyor. O zaman anlaşılıyor şiiri yazanın Arif Nihat Asya olduğu. Bu arada hasta olan Nihat Asya’nın durumu kritik olduğu için hastaneye kaldırılıyor ve çabuk iyileşiyor. Bunun üzerine Arif; ‘Bayrak şiirimin şefaatini hemen gördüm’ diyor.”

‘MEVLÂNA ÂŞIĞI BİR ŞÂİRDİ’

Şâir Arif Nihat Asya’nın çok cömert bir insan ve iyi bir eğitimci olduğunu da dile vurgulayan  Dr. Güçlü, Asya’nın, maaşını aldığı gün öğretmenler odasındaki masaya bırakarak “Arif Nihat Vakfı’nın vakfiyesinden isteyen istediği kadar alabilir” diyecek kadar cömert bir adam olduğuna dikkati çekti. Arif Nihat Asya’nın icazetli bir Mevlevî şeyhi olduğunu ve “Burcu burcu kokup çeker uzaktan, Mevlânâ toprağı Konya’ya gömün beni. Bir yer açın Mevlânâ’nın yanında, yatırın oraya beni” şeklinde çok sevdiği Konya’ya gömülmesi yönünde bir vasiyeti olduğunu da kaydeden Güçlü, zaman zaman elektriklerin kesildiği bir ortamda dinleyicilere, Arif’in Bayrak ve Dua şiirleriyle birlikte Mevlâna ve dolayısıyla Konya’ya olan sevgisini dile getiren rubailerinden kesitler sundu.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.