TYB’de Türk romanı konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, 2020 yılı kültürel etkinlikler takvimi doğrultusunda, “Şehre Sözümüz Var” anlayışı ile sürdürdüğü programlarını Konya Büyükşehir Belediyesi, Selçuklu, Meram ve Karatay Belediyelerinin katkılarıyla her hafta sonu izleyicileriyle sosyal medya üzerinden buluşturmaya devam ediyor. Bu hafta Yazar Sadık Gökçe’nin düzenlediği, NEÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Ahmet Ferhat Özkan’ın konuşmacı olduğu program, Cumartesi günü TYB Konya Şubesinde gerçekleştirildi. Dijital ortamdan yayınlanan programda; “19. y.y. Türk Romanında Duyguların Sekülerleşmesi” konuşuldu. 19. Yüzyıl Türk romanına bakıldığında artık yüzyıllardır devam eden Divan edebiyatı geleneğinin sonlandırılarak yeni bir edebiyatın başladığını ve burada insanları sokağa indiğini, toplumsal etkileşime girdiğini, konuştuklarını, para biriktirdiklerini, bazı duygular beslediklerini, bu besledikleri duyguları diri tutmaya çalıştıklarını görüyoruz diyen Ferhat Özkan; “ Bunların başlıcası umuttur. Zaten Tanzimat romanının kendisi de aslında bir umudun sonucudur. Çünkü Ahmet Mithat başta olmak üzere bu devrin yazarları, Tanzimat aydınları yeni bir insan, yeni birey, yeni bir toplum tasavvuru inşa ediyorlardı. Bunun aracı olarak da romanı kullanmışlardır. Roman bu nedenle başlı başına bir umut kaynağı ama neyi umut ettiklerine bakarsak örneğin özellikle Ahmet Mithat romanlarında kapitalist umutlar beslediklerini; para biriktirmeye dayalı Osmanlı - Türk bir orta ve burjuva sınıfı oluşturmaya çalıştığını görürüz. Ahmet Mithat'ın böyle bir bireyi sivriltmeye çalıştığını görürüz. Bu anlamda artık Allah'ın lütfuna umut duymak gibi bir durum olmadığını ve aynı zamanda duyulan bu kapitalist umudun, devrin hakim olan ‘bir lokma, bir hırka’ şeklinde özetlenebilecek anlayışı ile de ters düştüğünü görürüz. Aynı şekilde aşk duygusuna da baktığımızda aşkın da Divan edebiyatındakinden çok farklı bir aşk olduğunu, zaten roman türünün de bunu gerektirdiğini görürüz…” dedi.
Giddens’ın romantik aşkla roman türünün doğuşu arasında hem tarih hem de mahiyet - içerik olarak paralellikler olduğunun altını çizen Özkan, buradaki aşk duygusu ile divan edebiyatındaki aşk temâsının aynı olmadığını söyledi.
Özkan; “ Artık aşk, geleceğe dair bir tahayyülü de beraberinde getirir. Bu aşk benim hayatımı nasıl şekillendirecek? Bizim duygularımız, düşüncelerimiz, yaşam tarzımızı bu aşk diri tutabilecek mi? Toplum bakımından nasıl onaylanacak, nasıl kabul görecek? Bu tür toplumsal endişeleri, düşünceleri beraberinde getiren bir duygu, divan edebiyatındaki aşk anlayışından tamamen farklıdır o dönemin romanlarında. İçine cinselliğin, erotizmin girdiği bir kırılmayı gerçekleştirmiştir.
Aynı şekilde kıskançlık duygusu, Avrupa - Batı medeniyetiyle insanî ilişkilerdeki yaşanan travmayı en iyi gösteren duygulardan biridir. Yani Avrupa karşısındaki teknik yenilmişlik duygusunu, Avrupalıların teknik olarak güçlü, ama ahlâkî olarak zayıf olduklarını sürekli pompalayan bir Tanzimat romanı görüyoruz, özellikle Ahmet Mithat’ın romanlarında.
Acıma duygusu yine seküler kırılmayı en iyi gördüğümüz duygulardan biri, çünkü Ahmet Mithat’ta yoksulluktan dolayı merhamet edilen bir çocuk göremezken, artık Halit Ziya’da cami avlusunda iki ay boyunca dilenip eline bir kuruş verilmeyen ve bu nedenle kötü yola düşmek zorunda kalan bir kız çocuğunu görürüz. Camiler artık bir merhamet mekânı değildir ve zaten yoksulluktan dolayı kötü duruma düşen insanlar, Ahmet Mithat'ın da pek umurunda değildir. O daha çok orta sınıfın zenginleşmesi ile ilgilenir. Kabaca bu dört duygu üzerinden 19.yüzyıl Türk romanında duyguların seyrini inceleyebileceğimizi düşünüyorum” dedi.
Program sonunda TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, konuşmacı Dr. Ahmet Ferhat Özkan’a teşekkür ederek günün anısına TYB Yayınlarından kitaplar hediye etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.