TYB Konya’da ‘Çocuk Edebiyatı’ konuşuldu

TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Duran Çetin’in yaptığı programın konuğu Eğitimci Pedagog Yazar Gülşen Ünüvar oldu. Eğitimci Yazar Ünüvar, “Çocuk edebiyatı denince akla gelen ilk şeydir masal…” diyerek; “Bir varmış bir yokmuş diye başlar ve sonunda da gökten üç elma düşürüverir. Az gideriz uz gideriz, dere tepe düz gideriz ve nihayetinde hep o hayal ettiğimiz dünyaya ulaşırız. Ve o dünyada tüm masallar mutlu sonla biter.” diyerek masalın edebiyattaki yerine işaret etti.

Edebiyat, gelenek ve pedagoji üçgenini çok iyi harmanlamak gerektiğini ifade eden ve edebî metinleri oluştururken kültürel motiflerimize olabildiğince yer vermemiz gerektiğinin altını çizen Pedagog Ünüvar; “Gelenek göreneklerimiz, atasözleri ve deyimlerimiz, yöresel ağız, yeme içme alışkanlıkları, şifalı bitkiler vs. Ancak hedef kitlemizi göz önünde bulundurarak, masallarımızı pedagojik açıdan “Çocuğa görelik” kavramına göre düzenlemekte elbette fayda vardır. Hayattan soyutlanmış, gerçek dışı konular küçük yaş grubu için zorlayıcı bir faktör olacaktır…” dedi.

“Çocukları hayatın gerçeğinden koparmak, onları gerçek yaşantıdan çok fazla uzaklaştırmak bana göre doğru bir tutum değildir...” diyen Gülşen Ünüvar; “Her şey güllük gülistanlıkmış gibi gösterildiği zaman ilerleyen dönemlerde çocuklarımız hayata uyum sorunu yaşayabilirler. Pamuklara sarıp sarmalanmış çocuklar, hayattaki gerçek duygularla yüzleşirken zorlanacaklardır…” dedi.

Çocuk edebiyatındaki mesajlar konusunda ise Ünüvar; “Hiçbir çocuk hatta yetişkin doğrudan nasihatten hoşlanmaz sanırım. Sezdirerek, çağrışım yaparak mesajımızı vermek çok daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Cahit Zarifoğlu’nun ‘Katıraslan’ masalını anlatmak bin nasihatten daha etkili olacaktır...” dedi.

Eğitimci Yazar Gülşen Ünüvar, masal konularına yönelik de “Her şey ama her şey masala konu olabilir elbette. Ama insana has duyguların birçoğunda doğa teması kullanılır. Sabır, şefkat, mutlu son, gayret… gibi kavramları doğrudan anlatma çabası beyhudedir. Ancak bunları bir masal aracılığı ile karşıya aktarmak pek tabii öğretici ve eğitici olacaktır. Üstelik bu dil evrensel bir özellik taşımaktadır…” diyerek konuşmasını Cahit Zarifoğlu’nun; “Gökyüzüne bakmayanların çabuk kirlenir kalbi..”  sözüyle tamamladı.