TYB Konya’da Selçuklu Minyatürleri konuşuldu

Bu hafta Mustafa Güden’in düzenlediği ve Eğitimci Araştırmacı Yazar Zekeriya Şimşir tarafından Cumartesi günü dijital ortamda canlı olarak gerçekleştirilen programda; “Selçuklu Minyatürleri Üzerinden Bir Medeniyet Okuması?” konusu ele alındı. Minyatür’ün kelime anlamı itibariyle küçük, ufak tefek anlamına gelmekle birlikte ıstılahta el yazması kitaplara gayet itinalı bir şekilde yapılan resimlerin minyatür olarak tanımlanabildiğini ifade eden Zekeriya Şimşir,  Kitap Sanatları’nın önemli bir şubesi olan bu resim tarzına Türklerin Nakış, sanatçısına da Nakkâş dediklerini; yapılan işe Tasvir, yapana da Musavvir denildiğini söyledi. Selçuklu minyatürlerinin Doğu milletlerine has özellikler gösteren ayrı bir resim tarzı olduğuna dikkat çeken Şimşir; “Bu minyatürlerde perspektif, derinlik, yakınlık ve uzaklık, renklerin tonlanması gibi hususlar olmaz.  Minyatürlerde dönemin kültürünü sanatını görebiliriz. Tarih belgeleri içerisinde tek görsel kaynaktır. Yazılı belgelerde görmediğimiz birçok detayı minyatürlerde fark ederiz. Selçuklu minyatürlerinin detaylarına inilerek Selçuklu medeniyetinin umdeleri hakkında bilgi sahibi oluyoruz.  Selçukluların ilim hayatı, inanç yapıları tıp ve eczacılıktaki uygulamaları, sosyal yaşamı, sultanların imajı, savaşların, eğlencelerin nasıl yapıldığı, teknolojide geldikleri seviye gibi birçok hususiyeti bu minyatürler üzerinden okuyabiliriz. Yazma eserlerdeki metinde yer alan edebîyat ve sözlü gelenekler ahlâk ve erdem gibi değerler hikâyeler şeklinde sunularak resimlendirilerek muşahhaslaştırılmıştır. Bir kısmı yok olan, diğer kısmı da Dünya’nın değişik kütüphane ve müzelerinde yazma eserler olarak muhafaza edilen bu eserlerin metinlerinin ve bu metinleri açıklayan, aynı zamanda estetik değerler de barındıran minyatürlerinin detayları araştırılarak Selçuklu medeniyetinin bilinmeyen özelliklerini ortaya çıkarmak mümkün olacaktır.” dedi. Program sonunda Eğitimci Araştırmacı Yazar Zekeriya Şimşir’e programın anısına TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu tarafından teşekkür edilerek Selçuklu döneminin önemli medreselerinden Sırçalı Medresenin minyatürü takdim edildi.