Bertan Coşar: Müzik olmadan film olmaz
Röportaj: HANDE İPEKGİL
Müzikle olan macerasına çocuk yaşlarda piyano eğitimi ile başlamış olan Coşar, orta ve lise öğrenimini İTÜ Devlet Konservatuarı Çalgı Eğitim Bölümünde sürdürmüş, lisans eğitimini yine aynı üniversitenin Kompozisyon bölümünde tamamlamış, Dr.Nail Yavuzoğlu, Prof.Dr. Selahattin İçli, Prof.Dr. Mutlu Torun, Yavuz Özüstün, Prof.Dr. Emin Sabitova, Faris Akarsu ve Oğuzhan Balcı’dan ileri müzik eğitimi almıştır. Yüksek lisans eğitimini İÜ Devlet konservatuarında yapmıştır. Çok sayıda reklam jingle'ları için söz, müzik ve aranjeler yapmış olup, albümlere verdiği şarkılarda müzik dünyasına adını duyurmuştur. Tesyev yararına yapılan projede yer almış, Murat Boz, Ferhat Göçer gibi ünlü isimlerin seslendirdiği eserlerin bestelerini ve düzenlemelerini yapmıştır. Aynı zamanda eğitimlerde veren Bertan Coşar son olarak 29 Temmuz’da vizyona girecek olan, Toprak Sergen’in yazıp yönettiği “Bir Türk Masalı” adlı filmin de müziğini yapmıştır.
Müzik ile küçük yaşlardan beri ilgileniyorsunuz. Fakat ilk olarak ne zaman “Müzik ile ilgili bir kariyerim olmalı.” dediniz? Neden müzisyen olmak istediniz?
-Müzik kariyerimi hayatımdaki en önemli insan babam belirledi. Restorancı bir babanın oğlu olduğumdan dolayı müziğin içinde büyüdüm. Kendisi şarkı sözleri yazardı ve müziğin hep içindeydi. Daha sonradan öğrendim babaannem piyanistmiş ne yazık ki göremedim. Dayılarımda alaylı müzisyen. 10 yaşında İTÜ Devlet Konservatuvarı sınavlarına girdim. 3 eleme sınavından oluşan süreci 500 kişi içinden, 18 kişi içinde kalarak tamamladım. 10 yaşındayken geleceğimi ve hayat çizgimi babam belirledi. Bu yüzden bu yolda bana en büyük desteği verdiği için ona minnettarım.
Hepimiz, hayallerimizi gerçekleştirme yolunda çeşitli nedenlerle motivasyon kaybı yaşayabiliyoruz. Peki, siz çocukluğunuzda başlattığınız bu süreçte hiç motivasyon kaybı yaşadınız mı? Böyle anlarda yeniden gücünüzü toplamak için neler yaparsınız?
-Lise yıllarında besteler yapmaya başladım. Bu yüzden hep üniversite yıllarında kompozisyon yani bestecilik, orkestra şefliği bölümünü istedim. Batı müziği hocam rahmetli Varol Atalay beni buna teşvik etti. Sonrasında çok değerli hocam Nail Yavuzoğlu ile tanıştım. Bana "senin bestecilik yönün çok kuvvetli" dedi. Ben de şarkılarımı yapmaya devam ettim. Piyasada bilinir isimlerde ya da noname birçok şarkım var. Bazı şarkılarımda dinletme ve satış aşamasında. Biz müzisyenler, besteciler birikim sonucu eserler oluşturuyoruz ve bekliyoruz. Benim motivasyon düşüklüğüm çok olmadı, yaptığım şarkıların satışlarını bekledim. 10 yıl önce yaptığım bir şarkı satılınca kendime "durmak yok" dedim. Bu konuda bir sorunum olmadı.
Sizi motive eden bir film, şarkı ya da bir eser var mı?
-Çocukluğumdan beri Sezen Aksu ve Tarkan dinlerim hatta tüm 90 lar diyebilirim. Onno Tunç hayranıyım. Şarkı değil de ben daha çok işin yaratıcı kısmı olarak aranje kısmına bakıyorum. En sevdiğim iki şarkı Sezen Aksu aranjesi Geri Dön ve Sen Ağlama diyebilirim. Belki ego olarak düşünülebilir insanlar ama kendi aranjelerimi de değişik bir aşkla dinliyorum.
Çok sayıda reklam jingle'ları için söz, müzik ve aranjeler yaptınız ve albümlere verdiği şarkılarda müzik dünyasına adınızı duyurdunuz. Kimlerle çalıştınız? Kısaca anlatır mısınız?
-Reklam müziği kolay gözükse de en zor yapılan beste ve aranje olayıdır. Çünkü zamanınız kısıtlıdır. 10 - 15 saniye içinde sinyal jingle ön plana çıkaracak bir melodi ve ses bulmalısınız. Biz bu yola 2004 yılında tanıştığım Bülent Cenki arkadaşımla başladık ve bir çok kurumsal markaya bilinirlik kazandırdık. Single ya da albüm formatlı işlerde birçok bilinir insanla çalıştım. Tek tek isim vermem çok doğru olmaz insanların kırılmalarını istemem. Ama sosyal medyada bunları dinleyebilirler.
Bir şarkının sözü, müziği kadar aranjesinin de ne kadar önemli olduğunu sıklıkla görüyoruz, mesela çok ünlü bir ismin söylediği ama ses getirmeyen bir şarkı farklı bir düzenleme ile hit olabiliyor, aranjörün bir müzik albümdeki etkisi nedir, nasıl bir rolü vardır?
-Aranjörlük yemek yapmak gibi bir şey. Örnek verirsek; aynı malzemelerle 3-4 kişinin çıkaracağı yemek farklı olabiliyor Aranje bu demek : Birleştirmek bütünleştirmek. Şarkılar bize yalın tek sesli gelir. Biz onları armonizasyon ve orkestrasyonla zenginleştiririz. Bu yüzden doğru ve güzel yemek yapabilen çok önemlidir. Aranje de bu şekilde önemli. Tüm aranjörlere saygım var hepsi emektar. Ama şunu unutmayalım ki söz müzik kadar aranje de bu paydada çok önem arz ediyor.
Merak ediyorum size düzenleme için gelindiğinde bir şarkının tutup tutmayacağını anlıyor musunuz? Mesela gelen şarkılardan beğenmeyip geri çevirdikleriniz oluyor mu?
-Şarkının tutup tutmayacağını çok anlamayız. Bizim işimiz gelen şarkıyı en iyi sekilde o tarza uygun aranje edip servis etmek. Ama bu çok detaylı bir olay ve ekip işi. Aranje enstrumanistler stüdyo vokal şarkı mix mastering gibi. Hiç bir şarkıyı geri çevirmedim. Herkes bir emek yapıyor ve bunu insanlara sunmak istiyor. Önemli olan işin pr kısmı. En iyi aranjeyi yapın şarkınız en top seviyede olsun tanıtım olmadan hiç bir şekilde şarkı tutmaz.
29 Temmuz’ da vizyona girecek olan, Toprak Sergen’ in yazıp yönettiği, Cemal Hünal, Toprak Sergen, Amine Gülşe gibi pek çok ünlü ismin rol aldığı “Bir Türk Masalı” adlı filmin de müziğini yaptınız. Bu süreç nasıl geçti, çalışma süreciniz nasıl ilerledi?
-Dizi, tiyatro, film müziği yapmak çok zor ve ayrı bir eğitim gerektirir. Burada önemli olan tematik müzik kavramları. Biz bu eğitimi Nail Yavuzoğlu hocamızdan aldık. Bu yüzden her zaman için bestecilik yani kompozisyon bölümünün farkındalığını vurgulamak isterim. Film müziği süreci mininmum 3 ay gibi bir zaman gerektiriyor. Filmler minimum 75 dk olduğundan ve birçok sahneye tematik müzik yani beste yapmanız gerektiğinden dışarıdan kolay gelse de uzun bir performans ve emek gerektiriyor. Şöyle düşünün bir filmde en az 20 beste ve aranje gerekli. Bir beste ve aranje 10 gün sürse, 1 film 200 gün sürüyor.
Peki hangi tarz filmlerde, ne gibi müzikler kullanabilir? Bir film müziği,özel bir müzik (soundtrack) nasıl yapılır? Müziğin film üzerinde ki etkisi nedir?
-Bence müzik olmadan film olmaz. Müzik bir yemeğin süsü, baharatı gibi. Siz tatsız tuzsuz bir yemek yer misiniz? Film tarzlarına göre müzik tarzları değişebiliyor. Tematik müzikler filmin ya da dizinin içinde soundtrack dediğimiz farklı yapılarda müzik türlerini oluşturuyor. Mesala son film müziği projemde 10 saniyelik bir sahne için 10 gün çalıştığımı söyleyebilirim. Sahneye göre o duyguyu yaşatmak ve bütünleştirmek kolay olmayabiliyor.
Müzik dünyası artık dijital platformlarda, şarkı çıkarmak kolaylaştı, bu sizin işlerinizi nasıl etkiledi?
-Bence bu güzel bir olay. Herkes şarkılarını kitlelere ulaştırabiliyor. Aranjörler için daha yüklü prodüksiyonlar almamıza neden oluyor ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Samimiyetle söylemem gerekirse prodüksiyonları tamamlamak için birçok gün yemek yiyemediğim oluyor :)
Özellikle son dönemde sosyal medya hesaplarından yayınlanan performans videolarıyla dikkat çeken çok genç var ve bazıları da oldukça başarılı. Sizinle iletişime geçmek isteyenler oluyor mu ve ya siz görüp çok beğendiğiniz genç bir müzisyene destek oluyor musunuz?
-Birçok yetenekli arkadaşımız bana sosyal medya aracılığıyla ulaşıyor. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Piyasada gördüğümüz birçok sanatçıdan daha yetenekli kendini duyuramamış arkadaşımız var. Ama her zaman söylüyorum önemli olan güç ve yüksek tanıtım.
Söz yazarı, besteci ve aranjör kimliğinizin yanı sıra stüdyonuzda konservatuar, güzel sanatlar ve müzik bölümlerine hazırlık, armoni, solfej, türk müziği teori, piyano, gitar, şan, daw aranje mix mastering programları eğitimleri veriyorsunuz. Katılım nasıl ve bu eğitimlerin özellikle çocuk ve gençlere katkıları neler anlatır mısınız?
-Katılım çok yoğun 50 den fazla öğrencim var. Hepsine elimden geldiğince ayrı ayrı katkı sağlamaya çalışıyorum. Benim kafamdaki felsefe şu; ben konservatuvar ve eğitim süresince ne öğrendiysem bunları en pratik ve yalın bir şekilde öğrencilerime aktarmaktır. Her sene birçok öğrencim en iyi konservatuvarların sınavlarında büyük başarılar kazanıyor. Bu da benim için çok gurur verici.
Peki maddi ve manevi yönden değerlendirecek olursanız, Türkiye’de müzik sektöründe yer almayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki müzik endüstrisinin şu anki durumunu müzikal açıdan nasıl buluyorsunuz, sözlerin eskisi kadar içten olmadığı gibi eleştirileri sıkça duymaktayız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
-Ben Türkiye’de müzik sektöründeki gelişmeleri olumlu buluyorum. Zira şarkı tarzları farklılaştı. İnsanlar 3 dakikadan fazla müzik dinlemek istemiyorlar. Doyumsuzluk hat safhada. Bu yüzden şu an en gözde tarzlar rap trap gibi gözükse de yine melodik yapıların çoğunluk olduğu tarzlar her zaman daha çok dinleniyor. Türk yapısı zaten bu; türkü, arabesk, sanat müziği, pop :)
Ünlü sanatçıların şarkılarına aranjörlük yapan ve sonradan yorumlayan isimler var. Sizin böyle bir isteğiniz ve ya düşünceniz var mı, ileride sizi de şarkılar söylerken görebilir miyiz?
-Ben sevdiğim arkadaşım Ceren Atakurt ile Güneşle Ay isminde bir feat yaptım. Erdem Sökmen, Hüseyin Pulant şarkımıza ruh kattı. Ama tanıtım olmadığı için çok duyuramadık. Yeni bir projem var feat için değerlendirme aşamasındayım. Ben solistin solistlik, aranjörün aranjörlük ve bestecinin bestecilik yapması tarafıyım.
Herkes kendi işinde daha memnun olacaktır.
Genç adaylara, mesleğe yeni başlayanlara önerileriniz neler? Müzik sevmenin yeterli olmadığı zor şartlarda neler yapmalılar?
-Eğitim birinci plan. Mutlaka konservatuvar okumalılar. İşin ilmini bilmini öğrenmek önemli. Usulsüz, kulaktan dolma işlerle çok yol katedilmiyor. Müzik dışardan görüldüğü gibi kolay bir platform değil yüksek emek ve çalışma gerektiriyor. Yetenekli birçok arkadaşımız olduğunu biliyorum. Zamanla hepsi istediği yerlerde olacaklardır.
Son olarak yeni projeleriniz var mı?
-Bestesi kendime ait olan bir şarkım var, sözleri çok sevdiğim yetenekli arkadaşım Şebnem Gürbüz e ait. Feat bir proje olarak sunmayı planlıyorum. Aranjesi Alkan Noyan ve misklerini de yıllarca çalıştığım Altay Ekren imzalı bir proje olacak. Yine dizi, reklam müziği projelerimiz devam etmekte. Yakın zamanda sosyal medya aracılığı ile sunacağım.
Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.
-Ben de çok teşekkür ederim. Her zaman ki gibi doğal olmaya çalıştım. Siz de bana bu fırsatı verdiğiniz için ayrı teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.