Eda Karaöz: “Aile dizimi, en derin ve en güçlü uygulamalardan biridir”

Son yılların önemli terapi yöntemlerinden biri Aile Dizimi, Hellinger Terapisi olarak da bilinen, Familien Aufstellung adıyla 90’lı yıllarda Almanya’da ortaya çıkmış bir yöntem.
Eda Karaöz: “Aile dizimi, en derin ve en güçlü uygulamalardan biridir”

Röportaj: HANDE İPEKGİL

Pek çoğumuz Zeytin Ağacı dizisiyle haberdar olduk ve akıllara hep şu sorular geldi; “Aile Dizimi” nedir, ne değildir? Aile Dizimi bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir mi? “Zeytin Ağacı dizisinde anlatılan ne? Gerçek mi tüm bunlar?” Bu soruları BBN Türk Tv’deki Haftada 1 programıma da taşıdığım Aile Dizimi Uygulayıcısı Eda Karaöz'e sordum. Program öncesinde de sevgili Eda Hanım’ın davetiyle Aile Dizimi çalışmasına katılıp gözlemleme fırsatı buldum. Hiç tanımadığın bir kadının nasıl danışanın kendine dönüştüğünü, Aile Dizimi'ne başladıktan sonra ailenin tanıdığı ve tanımadığı fertlerinin nasıl “alan”da belirdiğini anladım. Gerçekten şaşırtıcı, muhteşem bir deneyimdi. Gelin şimdi detayları Eğitimci/ Aile Dizimi Uygulayıcısı Eda Karaöz'den öğrenelim.

-Eda Hanım siz aslında bir eğitimcisiniz. Okuyucularımızın sizi tanımasını istiyorum. Bu yüzden Aile Dizilimi ile ne zaman tanıştınız, nasıl bir yolculuk olduda eğitimci kimliğinizi bırakıp tamamen bu alana döndünüz anlatır mısınız?

Yaklaşık 15 yıldır bu alanla yakından ilgileniyorum. En derin şifayı bulduğum alan da bu alan olduğundan burada kaldım. Kendimi bildim bileli hayata dair bir anlam arayışım vardı. Bu çaba ilkokul yıllarıma kadar dayanıyor ve tabii o yaşlarda bu sorgulamada bana destek sağlayacak noktalar oldukça kısıtlıydı. İlkokul yıllarımı, iç sorgulamalarıma ve anlam arayışıma direndiğim, direnemediğimde de savaş açtığım zamanlar takip etti. İçten gelen bu sese açtığım savaş beni çok yordu ve açıkçası biraz da depresif hale getirdi. Ve ben de bir noktada kendimi iyileştirmek, kendime olduğum halimle ‘EVET’ deme kararı aldım. Bu evet deme çabası beni birçok uygulamaya itti. Özetle Hande, kendimi iyileştirme kararım benim başlangıç noktam oldu.

whatsapp-image-2022-08-25-at-20-12-49-1.jpeg

İlk dizimde hani hepimiz bir şok yaşıyoruz ya siz neler yaşadınız?

-Ben 2009 yılında “Transaksiyonel Analiz” yolculuğuna başladım. Bu yolculuk uzun grup terapileri içeren bir süreçti. Orada hocamın haftalarca süren gözlem ve takibinin ardından beni taşıdığı noktayı ilk aile dizimi çalışmamın 10. dakikasında sevgili Halise hocamdan duydum. Bu tanı hızı benim için gerçekten çok şaşırtıcı ve mucizevi oldu. Yalnızca denemek için girdiğim bir oturumu inancımı destekleyen birçok oturum takip etti.

Sizce değişim ve dönüşüm hayat boyu gerçekleşen bir süreç midir ve bu tarz

yöntemlere başvururken ihtiyaçlar sıralamasının önemi nedir?

-Evet, ben bu değişim, dönüşüm ama en önemlisi de “Kabul” sürecinin yaşam yolunda yürüdüğümüz sürece devam ettiğine inanıyorum. Yolda adım atmaya devam ettikçe de “Kabul” vermemiz gereken yanlarımız görünür oluyor. Duran bir sürecin değil akan bir sürecin içindeyiz. Bu akış da bence hep değişime gebe. İhtiyaçlarımızı belirleme ve sıralama meselesi ise oldukça kritik bir nokta. Birçok kez kendi ihtiyaçlarımızı dahi manipule etme durumuna düşebiliyoruz. Zihin yerine kalpten gelen sesle yapılan sıralama çok daha iyileştirici. Ben buna tanık oldum.

Peki aile dizimi nedir, kimler yararlanabilir? Aile dizimi hangi konu başlıklarını içeriyor?

-Aile Dizimi, basit ifadeyle kişinin yaşamını çocukluğunda ve kendi yaşamın gerisinde, atalarının yaşantıları ve yapıp ettikleriyle yaratılmış gizli bir yaşam senaryosununa göre sürdürdüğü kabulüne dayanan bir uygulamadır. Sistem, “Bu senaryo görüldüğünde ve kişi bu senaryonun bilincin vardığında değiştirilebilir.” inancından yürür. İlişkiler, bağımlılıklar, iş, para, psikosomatik hastalıklar, yaşamı anlamsız bulma gibi yaşamınızı zora sokan her türlü konu Aile Dizimi uygulamasının çalışma alanına girer. Annesi ve babası olan her birey aile diziminden yararlanabilir. Bu cümle ‘Aile diziminden herkes yararlanabilir.’ demenin başka bir yolu...

whatsapp-image-2022-08-25-at-20-12-50.jpeg

Diyelim ki kişinin bildiği bir aile travması var ama kötü hissetmiyor. Aile dizilimi yine de önerilir mi?

-Sistem sizi rahatsız etmeyen travmayı da ortaya koyma gücüne sahiptir elbette fakat ben kişinin kendini zora sokan konuyu belirlediği noktayı çok daha kıymetli buluyorum. Danışan gerçek sorununu bilmese ve ortaya çıktığında şaşırsa da ne amaçla dizim istediğini bilmesi çözüme yardımcı olur.

Aile dizimini diğer farkındalık ve şifa çalışmalarından ayıran en önemli özellikler nelerdir?

-Aile dizimi çok hızlı yanıt veren bir uygulamadır. Danışana kontrolü bıraktığı/bırakmak zorunda kaldığı bir yerden temsilciler aracılığı ile kendi yaşam senaryosunu izleme fırsatı sunması ise bu hızı açıklayabilen en önemli faktördür. Kişinin yaşamını yöneten inançları oluşturan yaşantıları izleme olanağı sunması ise bence eşi benzeri olmayan bir ayrıcalık. Şunu eklemezsem eksik kalır bu yanıt: Aile dizimi uygulaması, bugüne kadar ortaya çıkmış en derin ve en güçlü terapilerden biridir.

Aile diziminin son zamanlarda bu denli popüler olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Bu denli fayda sağlayan kolaylaştırıcı bir yöntem neden ulaşabileceği kadar insane ulaşmasın ki… Ben biraz buradan bakarken biraz da bu popülerliğin getirebileceği kirliliğe karşı dikkatli olmamız gerektiği noktasına da dikkat çekmek isterim.

En çok merak edilen konuda “alan” da insanların yaşadıkları. Bu gerçek mi, nasıl oluyor gibi sorular gerçekten çok fazla. Bir aile dizimi oturumuna gelen insanlar orada neler yaşıyor, o alanda neler oluyor bunu bize özetler misiniz?

-O alanı yaşamayan bir kişiye anlatmak oldukça zor aslında ama uzun yıllardır bu alanı deneyimleyen kişilerin bu zorluğu karşılayan kasları zamanla çok güçlendi: ) Alanda bulunan kişiler temsilci olarak seçildikleri andan itibaren bir şeye temas ediyorlar. Temas ettikleri şey bedenlerinde ve duygularında görüntü buluyor. Temsilciler, danışanın geçmişi hakkında bilgi sahibi olmadıkları halde içinde bulundukarı sisteme dair bilgi akıtan bir kanal olurlar adeta. Annenizi temsil eden kişinin aynı anneniz gibi baktığına, tıpkı onun gibi konuştuğuna tanık olursunuz. Kendinize dahi itiraf edemediğiniz bir duygu sizi hiç tanımayan birinin dilinde söz olur, çok arkalarda hatta sizin bedenlenmediğiniz zamanlarda aile üyelerinizden birinin yaşadığı durum orada temsilcilerle görüntü bulur ve siz derin bir fakındalık halinde olan biteni izlersiniz.

whatsapp-image-2022-08-25-at-20-12-49-2.jpeg

Aile dizimine gelirken bir sorun belirleyerek mi gelmeliyiz?

-Bir sorun belirleyerek gelmek bize alanda çözüme gitme konusunda destek sağlar tabii. Ve en önemlisi de danışanı ‘Beni yaşamda zorlayan ne?’ hakkında bir sorgulama sürecine iter. Ama burada şunu eklemeliyim ki alana geldiğinizde belirlediğiniz sorunun değişme ihtimaline de açık olmak gerekir.

Aile dizimine gelmeden önce yapmamız gereken, öğrenmemiz gereken şeylere değinir misiniz?

-Ailenizde yaşanan zorlayıcı durumları öğrenmenizi önermekle birlikte bunu şart olarak görmediğimi de belirtmek isterim. Kalbinizi açarak gelmeniz benim için yeterli bir hazır olma halidir.

Aile diziminde danışanlara “Ailenizde anne veya babanızın ailesinde önemli neler yaşandı?” diye soruyorsunuz. Burada “önemli “ dediğiniz şeyler nelerdir?

-Ailede yaşanmış olan kürtaj, erken ölüm, kaza, cinayet, intihar, ölü doğum, ensest, evlet edinme, evlatlık verilme, taciz, göç, iflas, eşcinsellik gibi derin duygukar yaratan her türlü yaşantı sistemde önemlidir.

Dizimlerde sık sık “Dışlanma” dan söz ediyorsunuz. Dışlanma nedir? Kendini dışlanmış hisseden kişilere ne tavsiye edersiniz?

-Bert Hellinger, deneyimlerinin ardından çok şaşırtıcı bir şey ortaya koydu yıllar önce. Ailenin yeni bir üyesi yani bir çocuk, ailenin önceden gelen bir üyesiyle özdeşleşir yani onu tanımasa dahi onun kopyasıymış gibi yaşar, onun duygularını taşır.Başka bir deyişle onun yaşamını oynar. Bu şaşırtıcı gerçeğin arkasındaki giz ‘Dışlanma’dır. Aile sisteminizde sözü edilmeyen, adı geçmeyen, unutulmuş, zamansız ölmüş, hak ettiği yer esirgenmiş, yaptıkları onaylanmamış, yapıp ettikleri yüzünden aile sevgisinden mahrum bırakılmış kişilere ‘Dışlanmış Birey’ deriz. Öncelikle önerim, ailelerinde yukarıda söz ettiğim durumda kalmış bir aile üyesi var mı diye bakmak olur tabii. Ardından da dışlanmış hissetmelerine sebep olan duygu kendilerine mi ait yoksa bir aile üyesiyle özdeşleşti ve onun duygularını taşıyarak onu mu yaşatıyor diye bakmak için bir dizime katılmalarını öneririm.

Kürtaj aile dizimi için önemli bir konu. Kürtaj deneyimi olan kadınlara ne önerirsiniz?

-Aslında sorunlara yol açabilecek şey kürtajın kendisi değil, kadının buna yaklaşımıdır, der sevgili hocam Svagito. Kürtajın ele alındığı dizimlerde kürtajı temsil eden kişiler aracılığıyla kaderleriyle barışık olarak gittiklerini, sadece o ebeveynin çocuğu olarak tanınmak istediklerini görürüz. Bu aslında bir kabul görme durumudur. Yaşadığımız cinsek birliktelikleri onurlandırmak gerektiği gibi kürtaj edilen çocukların da onurlandırılması gerekir. Kürtajınız varsa kalbinize yönelin ve onunla konuşun; ‘Seni görüyorum, sen benim 2. çocuğumsun, sana kallbimde bir yer veriyorum.’ deyin ona..

Aile dizimi “Suçlu ve Kurban” arasında bir bağ olduğunu luğunu söylüyor. Bunu açıklar mısınız?

-Suçluyla kurban arasında özel bir ilişki vardır. Cinayet işleyen ya da yaralama yapan kişiyle buna maruz kalan kişi arasında güçlü bir bağ oluşur. Bu güçlü bağdan ötürü aralarında kan bağı olmadığı halde kişinin bir akraba gibi aile sisteminde yerini alması ve hatırlanması gerekir. Aksi takdirde daha önce açıkladığım dışlanma faktörü devreye girer ve sistem bize o kişiyi özdeşleşmeler yoluyla hatırlatır.

Biz Türk toplumu olarak aile bireylerimiz ile çok iç içe yaşıyoruz, aile bağlarımız güçlü. Gözlemlediğimiz kadarıyla da Batı toplumlarında ise aile bağları bize kıyasla daha zayıf ve uzak. Bu durum bizim, onlardan daha çok aile dizimine ihtiyaç duyduğumuz sonucunu doğurur mu?

-Hiç birimiz kendi başımıza, bağsız, köksüz değiliz. Bu nedenle de güçlü ya da zayıf ilişkiler kuruyor olmamız bizim aile sistemimizden etkilenme düzeyimizi etkilemez.

Aile diziminden sonra istenilen sonuç hemen alınır mı, sorun çözülür mü?

-Dizimde, uygulayıcının yardımıyla etkisi altında olduğunuz güçlü bir senaryoyu fark edersiniz, yaşamınızda bugün size zorlayan şeyin (ilişkilerinizin kısa sürmesinin, bir partner edinemeyişinizin, mutlu yaşam sürmenizi engelleyen şeylerin) farkına varırsınız ve sorunu kaynağını ilk elden görürsünüz. Böylece çözüme götüren bir hareket dizim esnasında başlar. Svagito der ki: “Seansın, danışan üzerinde bıraktığı iz, bilinçaltının derinliklerinde sesssizce etkisini gösterir.” Bu bağlamda danışanın, seans sonrası yapması gereken bir çalışma yoktur. Dizimden sonra kişi, kazandığı yeni anlayışla yaşamında bir takım düzenlemeler yapma ihtiyacı duyabilir pek tabi. Aslında iyileşme, bir kararla değil derinden gelen bir anlayışla kişiyi ele geçirecektir.

whatsapp-image-2022-08-25-at-20-12-49.jpeg

Eda Hanım son olarak Kör sevgi nedir? Yaşamımızda nelere yol açar?

-Kör sevgi kişinin, bir aile bireyine “Senin yerine bu acıyı ben çekerim. Sen yapamadın şimdi ben yapacağım. Seninki yarım kaldı, ben tamamlayacağım.”gibi kararları bilinçsizce alması ile başlar. Bu kararları ailede acı çekmiş, zor deneyimi olmuş kişiler için aldığımız görülür genellikle. İşte bu kararı aldığınız kişiye karşı kör bir sevgi içindesiniz demektir. Amacımız kör sevgiden bilinçli sevgiye geçiş yapmaktır. Çünkü kör sevgi o kişiyle özdeşleşmemize, onun hayatını yaşamamıza, onun kaderini üstlenmemize sebep olur. Bu da yaşamızın başrolünü devretmiş olduğumuz anlamına gelir.

-Bu güzel ve bilgilendirici sohbet için teşekkür ederim.

Kaynak:BBN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.