"Edebiyat bir ağacın köküyse dallarda edebiyatın beslediği çocuklardır”

"Edebiyat bir ağacın köküyse dallarda edebiyatın beslediği çocuklardır”

Eğitimci Yazar Sultan Serdar Doksöz, çocuk edebiyatı dünyasına adım attığı üniversite yıllarından itibaren kaleminden hiç düşürmediği bir yolculuğa çıkmış.

RÖPORTAJ: HANDE İPEKGİL

Kendisine "Şair Anne" lakabını kazandıran Doksöz, yıllar içinde ulusal ve uluslararası birçok ödül kazanarak çocukların dünyasında derin izler bırakmış. Röportajımızda çocuk edebiyatına olan tutkusunu, yazma sürecindeki ilham kaynaklarını ve nitelikli eserler için önerilerini bizimle paylaştı. İyi okumalar...

-Şair Anne" olarak anılan şairin kim olduğunu öğrenmek isterim. Kendisi hakkında daha fazla bilgi alabilir miyim? veya "Şair Anne" olarak bilinen şairin eserleri ve sanatsal etkisi hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?

--“Şair Anne” ismi çok özel benim için çünkü herhangi bir reklam şirketi ya da kurum var etmedi bu ismi. Şair Anne ismini bana meslektaşlarım, öğrencilerim verdi. Derslere şiirle başlayan, ders ortasında ders dinlemeyen çocuğa şiirle karşılık veren bir öğretmen düşünün. Ve o öğretmen, anne olmak için çabalasın. Tüm çocukların annesi olmaya çalışmak çok zor elbette ama çok da güzel… Bir anneler gününde meslektaşlarımın ısrarı üzerine “Şair Anne” adında bir hesap açıldı. Başlangıçta sadece 500 takipçim vardı. Bugünse yüzbinlerce… İyi ki varlar. Bu vesileyle herkese teşekkür etmek isterim. Şair Anne’nin eserleri bugün itibariyle kırkın üstünde. Çocuklar yararına projeler yapıyor, yetim ve öksüz çocukları destekliyor, masallar anlatıyor ve belki de en önemlisi çocuklara şiiri sevdirmek için kitaplar yazıyor. Umarım gök kubbede hoş bir seda bırakabilirim.

whatsapp-image-2023-08-04-at-19-21-22.jpeg

-Çocuk edebiyatıyla ilk kez nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız? Çocuklar için yazmanın size özel anlamı nedir?

--Yazma tutkum üniversite yıllarımda, Prof.Dr. Ahmet Demirtaş hocamın ve arkadaşlarımın desteği ile başladı. O yıllarda, şiir ve tiyatro metinleri yazdım. Şiirlerim çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı. Tiyatro metinlerim sahnelendi. Yazdıkça yazasım geldi. Yaşama sevincim çoğaldı. Ama ben bunu yazarlık olarak algılamıyorum. Üniversite yıllarında yazdıklarım, kalbime ve kalemime atılan bir tohumdu. Üniversiteden yüksek onur öğrencisi olarak mezun olduktan sonra bir zamanlar öğrenci olduğum ortaokula Türkçe öğretmeni olarak atandım. Mesleğime aşıktım ve çok idealisttim. Bu sebeple yazmaya uzun yıllar ara verdim. Daha doğrusu şiir dinletileri ve tiyatro yarışmalarından yazmaya fırsat kalmıyordu. Üstelik anne de olmuştum. Sorumluluklarım çok fazlaydı. Yazmayla arama giren duvarı 2016’da yıkmayı başardım. İlk kitabım bir şiir kitabıydı. Sonrasında kızım Sena’nın dil gelişimi için masallar okurken onun bilinçaltını kirlettiğimi fark ettim. Örneğin , “Pinokyo” masalını anlatıyordum. O masalda sıkıştığında yalan söyleyen bir çocuk vardı. Yalan söylemek, sevimli bir hal alıyordu sanki. Kadın haklarını önemseyen bir kadın olarak ben, Pamuk Prenses masalını kızıma anlatıyordum. Ve o masalda da Prenses de olsan tanımadığın yedi erkeğe hizmet edeceksin mesajı vardı. Kafamda bir sürü sorunun döndüğü ve yaşamı ciddi anlamda sorguladığım bir anda kalemi elime tekrar aldım ve yazmaya başladım. İlk çocuk edebiyatı eserim olan Şiir Tadında Masallar, on kitaptan oluşan ve iki türün bir araya gelerek oluştuduğu özel bir seri oldu. 2020 Ocak ayında okuyucu ile buluşan masallarım kısa sürede çok beğenildi. Çok güzel dönütler aldım. Ve o günden sonra yazmayı hiç bırakmadım. Dört yıldır durmadan yazıyorum. Sadece tatillerde ve evde misafir olduğunda kalemi elime alamıyorum. Artık öyle bir durum oluştu ki benim için yazmayınca çok üzülüyorum. Ruh gibi geziyorum ortalıkta.

whatsapp-image-2023-08-04-at-19-21-22-1.jpeg

Çocuklar için yazmak muhteşem bir şey. Herkes çocuk doğar aslında. Ama bazıları fazla büyür ve içindeki çocuğu unutur. Bence çocuk edebiyatı ürünlerini sadece çocuklar okumamalı. Yetişkinler de sık olarak çocuk kitaplarını ellerine almalı. Topluma baktığınızda kötü diye nitelendirdiğiniz herkes bir zamanlar çocuktu, masumdu. Çocuklar için yazmak bu mihvalde benim için çok önemli. Estetik duygusu gelişmiş, ruhen sağlıklı insanlar yetiştirmek için yazıyorum. Öyle bir kitap yazmalıyım ki çocuk benim kelimelerimi içselleştirmeli. Sadece beynine değil kalbine de işlemeli. Bir annenin kızı için sandıkta özenle sakladığı iğne oyası gibi saklamalı kelimelerimi.

-"Çocuk" ve "çocuk edebiyatı" kavramlarını nasıl tanımlarsınız ya da ne anlama geldiklerini nasıl açıklarsınız?

--Hangi çağda olursak olalım çocuğun ve edebiyatın doğası insanı, sanatı ve yaşamı yansıtır. Çocuğun ilgi alanları, kimliği değişse de merakı, macera arayışı, önyargısız tutumu, yaratıcı yanı değişmez. Dilin oluşturduğu bir sanat dalı olan edebiyat, anne karnından itibaren başlayarak çocuğu estetikle buluşturur.

Çocuk ve edebiyat birbirini tamamlayan kavramlardır. Edebiyat bir ağacın köküyse , dallarda edebiyatın beslendiği çocuklardır. Çocuğun edebiyatla arasındaki bağ güçlü olduğu kadar da özeldir. Bu bağ ne kadar güçlü olursa toplum hayatı da o kadar huzurlu olur. Nasıl mı? Estetik zevki gelişmiş bugünün küçüğü yarının büyüğü çocuklarımız topluma nasıl şifa olacağını bileceklerdir.

whatsapp-image-2023-08-04-at-19-21-21.jpeg

-Peki 'Çocuk edebiyatı' eseri için olmazsa olmaz nitelikler nelerdir ya da sizce nitelikli bir 'çocuk edebiyatı' eseri nasıl olmalıdır?

--Diliyle, kurgusuyla, resimleriyle, “çocuğa göre” özellikler taşımalı ve çocuğun penceresinden bakılarak yazılmalıdır. Kitap çocuğun duygu dünyasını, gözlemlerini, yaşantısını yansıtmalıdır. Ona yeni pencereler açmalı, o pencereden de dünyayı gösterebilmelidir.

Çocuk kitabı çocuğu okumaya ve yazmaya heveslendirmeli, çocukta estetik duygular uyandırmalıdır.

-Başarılarınızda etkili olan faktörleri açıklar mısınız? Ayrıca ulusal ve uluslararası çapta birçok ödül kazanmanızın arkasındaki nasıl değerlendirirsiniz?

--Sanırım içimdeki çocukla iyi geçinmeye borçluyum. Hayatımı çocuklara ve edebiyata adadım. Çocuları çok seviyorum. Onları hep ciddiye aldım. Çok çalıştım, çok emek harcadım. Pandemi döneminde fark yaratan öğretmen olarak ulusal basında yer aldım. Ekrandan izlenildiğinde her şey harika görünüyor. Ama arka perdesi çok farklı. Sekiz proje yaptım. Bu projeleri uzaktan takip etmek, sürdürülebilirliğini sağlamak çok meşakkatliydi. Yoruluyordum , uykusuz kalıyordum ama bir çocuğun gülümsemesi ya da velinizin size defalarca teşekkür etmesi her şeyi değiştiriyordu. Zorluklar içerisinden çıkardığım nice güzellikler beni güçlü yapıyordu. Biraz sabır, çokça da çalışmak gerekiyor, diye düşünüyorum.

-Çocukların kitap okuma alışkanlığını geliştirmek için ebeveynlere yönelik etkili yöntemler veya çocukları kitaplara ilgi duymaya teşvik etmek için ne gibi önerileriniz var?

--Her şeyden önce çocuklara rol model olmalıyız. Örnek olamadığımız bir konuda çocuktan beklentiye girmek çok büyük bir hata olur.

Nasıl ki ekmek almak için markete gidiyorsak çocuklarla da kitapevlerine gitmeli, çocuğa kendi kitabını seçmesi konusunda fırsat vermelidir.

Okuma kültürü ailede başlar okulda devam eder. Bu sebeple nitelikli çocuk kitaplarıyla çocukları buluşturma noktasında öğretmenlere de büyük görevler düşmektedir.

-Çocukların kitap okuma alışkanlığını geliştirmek için ebeveynlere yönelik etkili yöntemler veya çocukları kitaplara ilgi duymaya teşvik etmek için ne gibi önerileriniz var?

--Fatma Peşemen Dirican, Yaşar Bayraktar, Aladdin Beken, Elif Alp, Buket Çetin, Çiğdem Sezer son dönemde kitaplarını keyifle okuduğum çocuk kitabı yazarlarından… Dilleri sade ve akıcı. Aslında bu soru zordu. Şu an aklıma gelmeyen kitabını keyifle okuduğum daha birçok yazar var.

Kaynak:BBN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum