'Güvensizlik genellikle bir nedendir, kıskançlık ise bir sonuç'

'Güvensizlik genellikle bir nedendir, kıskançlık ise bir sonuç'

BBN Medya’nın tecrübeli gazetecilerinden Hande İpekgil, “kıskançlık nedir?” sorusuna cevap arayarak bazen de hasetlik duygusuyla karıştırılabilen bu kavramı İstanbul Aydın Üniversitesi Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Dr. Kahraman Güler ile konuştu.

 

Bu hafta kimilerine göre aşktan, kimilerine göre düşük özgüvenden, kimilerine göre kaybetme korkusundan kaynaklanan zaman zaman hepimizin hissettiği bazen de hasetlik duygusuyla da karıştırılabilen bir kavramdan bahsedeceğiz: "Kıskançlık"

Kıskançlığın aslında insanlık tarihi kadar eski bir kavram olduğu söyleniyor. Öyle ki bu kavram edebiyattan mitolojiye, hukuk davalarından psikolojiye kadar pek çok alanda karşımıza çıkıyor. Çoğu insan kıskançlığı acı verici ve ilişkiyi yıpratan bir duygu olarak görüyor. Yine de bazı insanlar kıskanıldığını hissetmek istiyor. Kıskançlık nedir tüm detaylarıyla İstanbul Aydın Üniversitesi Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Dr. Kahraman Güler' den öğreneceğiz.

'Güvensizlik genellikle bir nedendir, kıskançlık ise bir sonuç'

  • Hocam öncelikle kıskançlık nedir? Kıskançlığın tanımını sizden öğrenebilir miyiz?

Kıskançlık, kişinin ilişkisini ya da konumunu koruyabilmek ve sürdürebilmek amacıyla verdiği korku ve kaygı temeline dayanan bir duygudur. İçerisinde rekabeti de barındıran, hem kişinin hem de kişinin hayatındaki ötekilerin yaşamını zorlaştıran bir olgudur.

 

  • Peki, kıskançlık nasıl bir duygudur ve hangi durumlarda ortaya çıkar?

Çoğunlukla duygusal ilişkilerde görülmesinin yanı sıra bazen iş hayatında, bazen akademik yaşamın içinde, bazen de kardeşler arasında görülür. Kıskançlık duygusu genelde bir rakibin varlığı ile meydana gelen, ilişkinin ya da konumun kaybedilmesine yönelik bir tehdit sonucunda beliren rahatsız edici bir duygudur. Bu kişilerin temelde yetersizlik, değersizlik, kusurluluk algısı gibi problemleri vardır ve bu problemlerle başa çıkmakta da güçlük çeken bireylerdir.

 

 

  • Kıskançlığın türleri var mıdır? Varsa nelerdir?

Kıskançlığın farklı türleri mevcuttur. Bunlar;

  1. Kardeş kıskançlığı,
  2. Çocuk ebeveyn kıskançlığı
  3. Anne-çocuk kıskançlığı
  4. Baba-çocuk kıskançlığı
  5. Arkadaşlık / Sosyal ilişkilerde kıskançlık
  6. İş ilişkilerinde kıskançlık
  7. Patolojik / Obsesyonel kıskançlık
  8. Kıskançlık tipi sanrısal bozukluktur

 

  • Kıskançlık hangi psikolojik sorunlarla ilgili olabilir?

Kıskançlık duygusunun altında pek çok neden yatıyor olabilir. Bunlardan söz edecek olursak; genellikle karşımıza halk dilinde özgüven eksikliği olarak da bilinen düşük benlik saygısı çıkıyor. Burada kişinin öz yeterliliğine yönelik inancı oldukça düşüktür. Kendini değersiz, önemsiz, sevilmez, başarısız, yetersiz, çirkin, kilolu, beceriksiz hissedebilir. Bunun yanı sıra kaybetme korkusu da kıskançlık tepkileri vermeye neden olmaktadır. Kişi, partnerini, arkadaşını, işini vb. kaybetme korkusunu yoğun bir şekilde yaşayabilir. Ek olarak güven problemi de nedenler arasındadır. Kişinin yaşamış olduğu güven problemi bazen paranoyaya kayabilir. Genellikle bu maddeler kıskançlığa neden olabilecek durumlardır, diyebiliriz.

 

  • Aşırı kıskançlık da kişinin kendisine zarar vermesine neden olur mu? Bu duygunun aşırı olup olmadığını kişiler nasıl anlar?

Aşırı kıskançlık hem kişinin kendisine hem kıskançlık duygusunu yönelttiği kimselere hem de kıskandığı kişilere zarar vermesine neden olabilecek bir duygudur. Kıskançlığın aşırı olması durumu, kişinin hayatının büyük bir kısmını kaplamaya başlaması, işlevselliğini düşürmesi, huzursuzluk duygusunu çok yoğun yaşaması, ilişkilerinin bozulması, kıskançlığa eşlik eden öfke duygusunun varlığı, yıkıcı bir rekabet ya da kıskançlık duyduğu kişiyi yok etmeye yönelik yoğun çaba şeklinde görülür.

  • Kıskançlık ve güvensizlik arasındaki fark nedir? Kişi güvenmediği biriyle ilişkisine hangi hislerle devam eder? Ve bu durumun sağlıksız olduğunu nasıl anlayabilir?

Kıskançlık ve güvensizlik kavramları birbiriyle ilişkili olmakla birlikte aynı şey değildir. Güvensizlik, kıskançlığın nedenlerinden biri olabilir ama her güven problemi olan kişi kıskanmaz ya da her kıskanan kişinin güven problemi vardır diyemeyiz. Güvensizlik genellikle bir nedendir, kıskançlık ise sonuç.

Kişinin güvenmediği bir ilişkide kalması ve bu ilişkiyi sürdürmesinin pek çok nedeni olabilir. Bağımlı örgütlenmeye sahip, mazoistik özelikleri olan kişiler güven duymadıkları ilişkileri sürdürmeye daha eğilimlidir.

Sağlıksız olduğunu anlayabilmek için kıskançlık duygusunu hissediyor olmamız yeterlidir. Çünkü kıskançlık genellikle yıkıcıdır, kişinin hem kendine hem de ilişkilerine zarar verme ihtimali vardır. Bunun yerine koyulabilecek şey belki “imrenme” olabilir. Çünkü kıskançlığın yıkıcı olduğu kadar imrenme geliştirici olabilir. Bu gelişime olanak sağlayan şey ise model alma sürecidir.

 

  • Kıskançlık ilişkilerde ve evliliklerde nasıl sorunlara sebep olur?

Kıskançlık duygusu, ilişkilerde ve evliliklerde genellikle huzursuzluk yaşanmasına neden olabilmektedir. Kişilerden biri diğerini kıskandığı için kontrol etmeye çalışabilir, onun hayatını sınırlandırmaya ve ona müdahale etmeye başlayabilir. Partnerinin kendisi olmasından vazgeçmesini ister, sonunda kendisi olmaktan vazgeçen partneri değersizleştirmeye başlar. Bunun dışında kıskançlık, kontrol ve müdahaleye boyun eğmek istemeyen partnerin kendisinden uzaklaşmasına ve ilişkinin sonlanmasına neden olabilir.

 

  • Kıskanılan kişi kendini nasıl hisseder? Çok garip ama bazı kişilerin kıskanılmaktan mutlu olduğunu görüyoruz. Bu normal bir durum mudur?

Kıskanılan kişilerde genellikle, “sıkışmışlık hissi” kendini gösterebilir. Adeta her hareketinin incelendiği, her hareketine müdahale edildiğini ve gözetlendiğini hissedebilir. Bunun yanı sıra kıskanılan kişiyle gelişebilecek tartışmalar, ona yönelik hesap sormalar kişinin öfke duymasına neden olabilmektedir.

Kıskanılan kişiler, bazen bunun bir sevgi göstergesi olduğunu düşünseler de bundan hoşlanıyor olsalar da, bu durum da en az kıskançlık kadar sağlıksız bir durumdur.

  • Bir de "Çok kıskanan kişi çok sever" ve "seven insan kıskanır" kalıpları var. Bu doğru olabilir mi? Bu düşünme biçimi kıskançlığı normalleştiriyor, kıskanılan kişiyi de mutlu ediyor olabilir mi?

Sevgiyi göstermenin onlarca yolu varken neden kısıtlayarak, tartışarak, küserek, zor kullanarak ya da tehdit ederek gösterelim ki? Biraz önce de bahsettiğim gibi kıskançlık genellikle sevgiyle değil, yetersizlikle, güvensizlikle, terk edilme ya da kaybetme korkusuyla ilişkilidir.

Kıskançlık bazı kişileri mutlu edebilir. Ancak kıskanan ya da kıskanılan kişinin bu durumdan aldığı haz patolojik bir durumdur.

 

  • Haset ve kıskançlık aynı şey midir?

Aynı şey değildir. Haset dediğimiz şey, kişinin sahip olamadığı bir şey başkasının sahip olması durumunda ortaya çıkan duygudur. Kıskançlık ise kişinin o şeye sahip olmasının yanı sıra onu bir başkasına kaptırma korkusudur.

 

  • Bir de kadınlarda kıskançlık kavramı var. Genelde kadınların kendi hemcinslerini çekemediği ve onları kıskandığı düşünülür. Bu konuda bir araştırma var mı?

Bu durumu bir cinse atfetmek oldukça güçtür. Hem kadında hem erkekte kıskançlık duyguları görülebilir. Her iki cins de kıskandığı kişiyle rekabet edebilir ya da kıskançlık duygusuyla deliye dönebilir. Özellikle haberlerde erkeklerin de aşk cinayeti başlığı altında kıskançlık duygusunu oldukça yüksek de yaşadıkları karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle yalnızca tek cinse yönelmeden kıskançlığı genel bir olgu olarak ele alabiliriz.

 

  • Kıskanç insanlara nasıl yaklaşmalı?

Kıskanç insanlara nasıl yaklaşacağımızdan ziyade kıskanç insanların bu sorundan kurtulmak için neler yapabileceği daha önemli bir konudur. Bu problem kıskançlık duygusunu yaşayan kişinin problemidir, kıskançlığa maruz kalan kişilerin değil. Kıskançlığa maruz kalan kişilerin durumu kabullenmesi, buna boyun eğmesi ya da bundan keyif alması durumunda onlar için problem olmaya başlar.

 

  • Kıskançlıkla baş etme yöntemleri nelerdir?

Kıskançlığa neden olan faktörleri saptamaya çalışmak ilk adım olabilir. Bunun yanı sıra güven inşa etmeye çalışmak, güvenmeyi denemek, güven problemi yaşadığımız yer ve kişilerden uzaklaşmak önemli bir diğer adım olabilir. Beklentileri minimuma indirmek, kontrol davranışını ise yeniden değerlendirmek ve yapılandırmak gerekecektir. Partnerle olan iletişimi ve bu paylaşımdan alınan doyumu arttırmak kişinin ilişkisini daha güvenli bir ortama taşımasına yardımcı olmaktadır. Eğer tüm bunların ardından kıskançlık duygusu devam ediyorsa en sağlıklı yol bir uzman desteği almaktır.

 

  • Aşağılanma ve ebeveynlerin hatalı davranışları patolojik kıskançlığa neden olabilir mi?

Sadece aşağılanma ve ebeveynlerin hatalı davranışlarıyla sınırlandırmaksızın, bu durumlar kıskançlığa neden olabilmektedir. Kökeni çocuk ve ergenliğe dayanan daha pek çok faktör kıskançlığın gelişmesine neden olur. Aşağılanma yetersizlik, kusurluluk duygularına neden olurken ebeveynlerin çocuklarını kıyaslamaları, eleştirmeleri, onlara ulaşılması zor ya da imkânsız yüksek standartlar belirlemeleri, ebeveynlerin kendi rekabetçi tutumları ya da kıskançlıkları sıralanabilecek maddelerden birkaçıdır.

 

  • Hocam, çocuklarla ilgili de birkaç soru sormak istiyorum. Çocukluk dönemi kıskançlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda ebeveynlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Çocuklarda kıskançlığın görülmesi oldukça olası bir durumdur. Çocuklar yetişkinlere nazaran daha dürtüsel olup muhakeme becerileri yetişkinler kadar gelişmemiştir. Bu nedenle her şeye hemen sahip olabilmeyi, tüm ilgi ve sevgiyi kendilerine alabilmeyi, her konuda öncelikli olmayı isterler. Olmaması durumunda ise kıskançlık tepkileri, öfke belirtileri gösterebilirler.

Burada ebeveynlere pek çok sorumluluk düşmektedir. Çocukluk döneminde görülen kıskançlığın normal olduğunu unutmadan, öncelikle bunu kabullenmek gerekmektedir. Çocukla paylaşmak ve fedakârlık üzerine konuşmak önemlidir. Tabii ki bunun yanı sıra paylaşımcı ve fedakârlık yapan bir birey olarak ona model olabilmek de oldukça önemlidir. Oyunlar ve etkinlikler esnasında paylaşmakta güçlük çektiğini ya da kaybetmeyi kabullenemediğini gözlemliyorsak çözüm yolları geliştirmesine yardımcı olunabilir. Çocuğu başkalarıyla kıyaslamamaya özen göstermek, her bireyin biricik ve birbirinden farklı olduğunu unutmamak da diğer bir önemli yoldur.

'Güvensizlik genellikle bir nedendir, kıskançlık ise bir sonuç'

  • Peki, kardeş kıskançlığı nedir? Genel olarak nedenleri nelerdir, nasıl önlenir?

Kardeş kıskançlığı özellikle yeni bir kardeşin dünyaya gelmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Öncesinde tüm ilgi ve sevgiyi üzerinde toplayan çocuk, artık bu ilgi ve sevgiyi bir başkasıyla paylaşmak durumundadır. Aynı zamanda ailesinin önceliği daha çok ihtiyacı olan bebeğe vermek durumunda olması, çocuğun anne ve babasının ilgisini kaybettiğini hissetmesine neden olmaktadır. Bu ilgi ve sevgiyi kaybetmesine neden olan şeyi ise kardeşi ve kardeşinin dünyaya gelişi olarak değerlendirmeye başlar. Bununla birlikte onu ortadan kaldırmaya çalışır. “Bunu hastaneye geri götürelim.”, “Vazgeçtim, kardeş istemiyorum, karnına geri sokalım.”, “Gitsin, istemiyorum,” gibi cümleler kurarak kardeşine vurma, tükürme, tırmalama, sıkma, itme vb. zarar verme davranışları göstermeye başlayabilir.

Kardeş kıskançlığını önlemek için anne-baba, kardeş dünyaya gelmeden çocuğu değişecek yeni düzen hakkında bilgilendirmelidir. Onu neler bekliyor? Hayatında neler değişecek? Bu nasıl bir süreç olacak? Tüm bunlar hakkında bilgilendirilmesi gereken çocuk yavaş yavaş kardeşin gelmesine hazırlanır. Ona kardeşlikle, ağabeylik ya da ablalıkla ilgili bilgi verilir. Destek ve paylaşım aşamaları anlatılır. Kardeşlikle ilişkili hikayeler anlatılabilir. Bunun yanı sıra bebek dünyaya geldikten sonra anne babanın büyük çocuğu ihmal etmemesi, olabildiğince dengeli davranması, kardeşiyle ilgili sorumluluklar vermesi gerekmektedir.

 

  • Kıskançlık ile ilgili sorular dışında merak ettiğim bir konu da "Şema Terapi". Bu konuda eğitimler veriyorsunuz. Peki, şema terapi nedir? Faydaları nelerdir anlatır mısınız?

Şema terapi bir psikoterapi yaklaşımıdır. Değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik bozuklukların, açıklanması ve tedavisine ilişkin kuramsal ve uygulamaya yönelik bir model olarak açıklanmaktadır. Kişinin yaşamı boyunca farkında olmadan sürdürdüğü döngüleri değiştirmesini; kendine, dünyaya, insanlara ve ilişkilere yönelik daha olumlu bakış açısı geliştirebilmesini, sağlıklı ilişkiler yaşayabilmesini ve doyuma ulaşan bir yaşam sürdürebilmesini sağlamaya çalışan bir yaklaşımdır.

 

  • "Neden Şimdi?" isimli Dr. Bahar Akoğlu ile birlikte yazdığınız yeni bir kitabınız var. Hayırlı, uğurlu olsun. Kitabınızda neler anlattınız? Okuyucular bu kitapta neler bulacak kısaca anlatır mısınız?

Öncelikle çok teşekkürler. Kitap, daha çok ruh sağlığı çalışanları için hazırlanmış eğitsel bir kitap. Genelde tanı ve tedavi amacı taşıyor. Ayrıca insanların bilgi edinebileceği bir kitap. Kaygıya dair çok detaylı bir kaynak. Yakın zamanda yeni kitaplarımız da geliyor. J

Keyifli sohbetiniz için teşekkür ederim.

 

RÖP: Hande İpekgil

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.