“Kombassan adeta günah keçisi oldu”
90’lı yıllardaki ‘tabela holdinglerin’ bütün suçlarının Kombassan’ın üzerine atıldığını belirten Bera Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, “Holdingi ayağa kaldıralım dedik ama şu an bir sürü hukuk davaları bulunuyor. Nedir bunun aslı derken zamanımızın bir çoğunu, 2-3 yılımızı buna harcadık, konsantre olduk. Sonuçta da çözdük. Oldukça sıkıntılı bir süreçti. Sıkıntının temel nedeni algının çok kötü olmasıydı. Bugün 90’lı yıllardaki o tabela holdinglerin bütün suçu, günahı Kombassan’ın üzerine yıkılmıştı. Kombassan adeta günah keçisi olmuştu. Halbuki Kombassan’ın mal varlığı, yatırımları vardı, insanları çalıştırıyordu, ihracatı vardı. Ama hepsine topyekûn toptancı bir anlayışla bakıldığı için her şey üzerimize geldi. Buna rağmen 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Araştırma Komisyonu sonrasında borsaya açılmışız. Faaliyetlerimizi orada devam ettirmişiz ama bazı avukat arkadaşlarımızın yaratıcı kabiliyeti nedeniyle bizlere dava süreci başlamış. Başarılı da olmuşlar. Bu bize büyük bir mali yük getirdi. Şirketin ilerlemesini durdurmuş. 72 bin ortaktan aşağı yukarı 2 bin 500 ila 3 bine yakın kişiye biz 550 milyon liraya yakın bir para ödemişiz 10 yıllık bir periyotta. Bu da şirketimizin ileri yönde gelişmesini, makine yatırım ekipman yapmasının önünü tıkamış. Dolayısıyla bu davaların ortadan kalkmasıyla herkes ortaklık statüsüne kavuşunca şirketin önü açık. Bundan sonra önümüze bakacağız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK YATIRIMLAR”
Kombassan’daki yatırımların Türkiye için stratejik yatırımlar olduğunu ifade eden Alaboyun, “Başarıya ulaşmamızda en önemli etkenlerden birincisi inanç. Yani ben Kombassan’a geldiğimde buradaki yatırımların çoğunun çok başarılı olduğunu, Türkiye için stratejik yatırımlar olduğunu, buraya iyi bir dokunuşla, iyi bir emekle bunların başarılı olacağına inandım. Zaten ilk yaptığımız şey bizim yeni adıyla MPG Vinç fabrikamıza müdahil olduk. Orada NATO sertifikaları aldık. Bu askeri alanda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ürün üretme konusunda bizim önümüzü açtı. Bu çok büyük bir avantajdı. NATO Komisyonu Başkanı olduğum için de NATO’nun bakış açısını çok iyi biliyordum. Derken hepsi bir araya geldi. Allah önümüzü açtı diye düşünüyorum. MPG ve rulmana çok büyük önem veriyoruz. Romanya’daki rulman fabrikamız her zaman bizim çekici gücümüz olmuş. Ama bu ortaklık davalarının yükü nedeniyle oraya da yatırım yapamamışız. Yani rehabilite edememişiz. Bunları görünce dedim ki kağıt var Türkiye’de stratejik bir ürün. Bir taraftan askeri rulman üretebileceğiz. Bir taraftan askeri vinç üretebileceğiz. Savunma sanayine girebilecek bir altyapı potansiyel var” şeklinde konuştu.
“SÜRECİ CUMHURBAŞKANIMIZA ANLATTIM”
Kombassan Holding üzerinden negatif algı operasyonu yürütüldüğünü vurgulayan Alaboyun, “Bu şirketin sahiplenilmesi gerektiğini düşündüm. Bir de üzerimizde bu kadar birikimimizden sonra bir misyon olarak bunu algıladım ben. Yani burada bir başarısızlık yok. Burada bir algı operasyonu vardı. Bu algı operasyonunu negatiften pozitife çevirmemiz gerekiyordu. Bu konuda Ankara’da yoğun çalışma yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Binali Yıldırım’a, Eski Başbakanlarımızdan Ahmet Davutoğlu’na konuyu anlattım. Bütün bakanlarımıza sorunun böyle olduğunu tek tek gittim anlattım. Herkesin bakış açısı ‘Yahu Kombassan batmamış mıydı’ şeklinde bir yaklaşım bir tepki. Ben anlatınca 4 bin 500’ün üzerinde insan çalışıyor, şu kadar ihracat var, ciromuz bu kadar, şu yatırımlarımız var deyince insanların kafasında bir takım şeylerin değişmeye başladığını gördüm. Desteğimizi orada almaya başladık. Konuyu, süreci iyi anlattık. Hukuk sürecinde yaşadığımız mağduriyeti çok iyi resmettik. Biraz hukukta başarılı olmamızın nedeni o oldu. Bizim aleyhimize kararlar verdiği halde hiçbir mahkemeye karşı önyargılı bakmadık. Onların vermiş olduğu mahkeme kararları hukukun gereğidir diye uyguladık. Uyguladığımız için de 10 yıl içerisinde 550 milyon liraya yakın parayı bize dava açan ortaklarımızın avukatlarına ödedik. Bize zaman zaman şikayetler geldi. Biz dava açtık size paramızı kazandık ama avukatlar bize vermedi diyenler de oldu. Ya keşke dava açmasaydık diyenler de oldu. Ama bu geçmişin getirdiği bir mağduriyet algısını çok negatiften pozitife çevirdik. Yani bizim bunu yapmış olmamız çok önemli bir de hukuki altyapıyı oluşturduktan sonra ben hem CHP’ye gidip konuyu anlattım siyasetten geldiğim için orada da çok tanıdığımız arkadaşlarımız var. İYİ Parti’de de konuyu anlattım. MHP’den de arkadaşlarımıza anlattım. Ve oralardan bir kabul gördük. Nihayetinde 4 bin 500 kişi çalışıyor burada. Ülkenin bir asaleti, değeri. Konya’nın merkezinde. Şu an bankaların ve kurumların nezdinde Konya’nın en kredisi yüksek firmalarından biriyiz” diye konuştu.
“BİZE DAVA AÇMASINLAR”
Geçmişte şirketin yanlış yatırımlar yaptığını kaydeden Alaboyun şu ifadelere yer verdi; “Bizim siyasi partilerle bir ilgimiz yok. Biz üretmek istiyoruz. Ülkemize faydalı olmak istiyoruz. Ülkeye katma değer sağlamak istiyoruz. Fakat geçmişten gelen negatif algı, mağduriyet algısı bunu belli bir basın organlarıyla, belli avukatlar çok iyi işlediler. Bir de hakikaten Türkiye’nin yaşamış olduğu 28 Şubat döneminin bir takım getirdiği sıkıntılarla bu zaten tabela holding dediğimiz holdinglerin vermiş olduğu bir darbe vardı. Bu darbenin getirdiği şeyle Kombassan’a para yatıranlar da mal varlıklarının çoğunu kaybetmişler. İnanın 28 Şubat dönemi dahil işin içerisinde bizim arkadaşların yanlış yönetimi de var. Yanlış yatırımlar da var. Hepsini bir araya getirdiğimiz zaman toplanan paranın 1 milyar 25 milyon Euro civarındaki bir para olduğu ortaya çıkıyor bizim tahmini hesaplamalarımızda. Bunun yüzde 15’ine kadarına düşmüş holdingin tüm varlığı. Şu an çok şükür çalışmalarımız, firmayı sahiplenmemiz çok iyi bir yönetimde arkadaşlarımız var. Şu an yüzde 55’lere ulaştık. Eğer bizim ortaklara ödememiz olmamış olsaydı şu an tahminen yüzde 65 yüzde 70’lere falan rahatlıkla ulaşacaktık. O yüzden bizim avukatlardan ve dava açacak ortaklardan ricamız bize dava açmasınlar. Beklesinler kayıplarını birkaç yıl içerisinde döviz bazında ne yatırdılarsa yine döviz bazında alacak hale gelirler. Nitekim borsada da iyi gidiyoruz. Bizim borsada hisse senetlerimiz benim geldiğimde 1,4’tü. O zamanki yüzde 100 bölünmeyi de işin içerisine katarsak aşağı yukarı 9 liraya kadar çıktı. Yani bu da yaklaşık 6 kat demektir borsadaki değeri. Bu çok büyük bir başarı. Algıyı iyi yönettik bunun da en büyük nedeni savunma sanayinde olmamız, kağıt, karton ve endüstriyel matbaa gibi bir sektörün içerisinde olmamız. Alanya Bera alternatif turizmde Türkiye’nin hâlâ göz bebeği. Çok büyük bir model oluşturdu diğer şirketlere ve varlığını bugünlere kadar sıkıntısız sürdürdü. Onun getirdiği pozitif etki var. Gıdada iyiydik. İster istemez pazardan etkileniyorsunuz. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman bu holdingin önü açık. Biz yatayda çok büyümüşüz. Yani zamanında arkadaşlarımıza çok nakit para gelmiş. 2000 yılı öncesi Türkiye’de düşük kur yüksek faiz uygulandığı için dövizde yatırım yapıp TL ile satmak çok karlıydı. O yüzden bu holdingler büyümüş. İşin içerisine tabii Bera Holding de girene kadar. O karlı dönemler bitince irili ufaklı yatırımlar yapılmış. İrili ufaklı yatırımlardan çıkacağız. Bizim amacımız mümkün mertebe dikeyde büyümek. 5-6 sektöre konsantre olarak o sektörlerde büyüyeceğiz. Bizim kanunumuzun çıkmasıyla biz bypasstan daha yeni çıktık. Şimdi bizi aldılar servise ve orada rehabilitasyondayız. Kendimize geleceğiz, yoğun bakımdan da piyasaya verecekler. Sağlığımıza kavuşacağız. Belki 1-1,5 yılımızı alacak. Bu daha başlangıç. Daha güzel günler bizleri bekliyor. Ortaklarımızın dava açtıklarında şunu görmeleri gerekirdi burası 72 bin kişinin ortak olduğu bir şirket burası Ali Rıza Alaboyun’un şirketi değil. Burası Ali Rıza Alaboyun’un yüzde 50-55 hissesinin olduğu, yüzde 45’ini de 72 bin kişiyi kandırıp parasını elinden aldığı ve sebepsiz yere zenginleştiği bir şirket değil. Dolayısıyla 72 bin ortağın olduğu, hiçbir ortağın yüzde 1’den fazla hissesinin olmadığı bir şirket. Dava açanlar dava açıp parayı kazandığında geriye kalan dava açmayanların mal varlığından alıyor. Yani temel sıkıntı bu. Bize 1 yıl içerisinde bin 500 dava gelmeye başladı. Her ay 50-60 dava. Bunların bize getirdiği her ay 25-30 milyon. Ben Merkez Bankası değilim ki her gün nakit bassam. İçinden çıkılmaz bir durum vardı. TBMM 7194 sayılı kanunun 41. Maddesinde bir düzenlemeyle bizi tekrar piyasaya kazandırdı.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.