Çölyak hastaları için güvenli ve yasaklı besinler
Çölyak hastalığının tek tedavi yönteminin glütensiz beslenme olduğunu hatırlatan Pediatri Diyetisyeni Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, doğru planlanmamış glütensiz beslenme programı ile yetersiz enerji ve besin öğesi almanın çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine neden olabileceği uyarısında bulundu.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Pediatri Diyetisyeni Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, toplumda yaklaşık her 100 kişinin birinde görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen Çölyak hastalığıyla mücadele için ömür boyu glütenden uzak kalınması ve sıkı diyet yapılması gerektiğini belirtti. Kronik bir hastalık olan çölyaka karşı glütensiz yaşam öneren Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, hatsalığın tamamen tedavi edilmesi için herhangi bir ilaç tedavisi bulunmayan hastalığın, sadece glütenden uzak beslenme yöntemiyle kontrol altında tutulabildiğini ifade etti.
Buğday, arpa, çavdar ve yulafın içerisinde bulunan glüten adlı proteinin sindirilememesi sonucu ince bağırsaklarda meydana gelen glüten enteropatisi ya da glüten hassasiyetinin halk arasında Çölyak olarak bilindiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Zeybek, hastalıkta beslenmenin önemine değindi.
Çölyak hastaları için hangi besinler güvenli, hangileri yasaklı
Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, yaşam boyu özel bir beslenme programına tabi olması gereken çölyak hastaları için güvenli ve yasaklı besinler hakkında açıklamalarda bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Zeybek, tüm sebze, meyve ve bakliyatlar, katkısız katı ve sıvı yağlar, yumurta, bal, reçel, zeytin, katkısız ve daha önce unla kızartılmış bir yağda işleme tabi tutulmamış et, tavuk ve balık, una batırılmamış konserve çeşitleri, mısır, pirinç, patatesin kendisi ve unları, evde çekilmiş baharatlar, kinoa, karabuğday, amaranth, teff ile özel glütensiz ürünlerin çölyak hastaları için güvenli besinler olarak kabul edildiği bilgisini paylaştı.
Yasaklı besinlerle ilgili de bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Zeybek, “Çölyak hastaları arpa, buğday, çavdar ve yulaf katkılı ürünler, galeta ununa ve una batırılarak hazırlanan tavuk, balık gibi et ürünleri, glüten içeren hazır çorba, köfte, çikolata, puding, sakız, ketçap, mayonez, dondurma, tuzlu, soslu kuru yemişlerden uzak durmalıdır” dedi.
Glütensiz beslenme büyüme ve gelişme geriliği nedeni olmasın
Glütensiz besinlerin zenginleştirilemedikleri sürece özellikle posa, vitamin ve mineraller yönünden yetersiz hale geldiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Zeybek, bu nedenle uzun dönem glütensiz beslenen çölyaklı bireylerde folat, niasin, B12 vitamini ve posa yetersizlikleri görüldüğünü anlattı.
Özellikle çocuklarda, doğru planlanmamış glütensiz beslenme programı ile yetersiz enerji ve besin öğesi almanın büyüme ve gelişme geriliğine neden olabileceğine de dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Zeybek, bu nedenle hazırlanan beslenme programlarında bu durumun da göz önünde bulundurulması gerektiğini hatırlattı.
“Yeterli ve dengeli, bireye özgü doğru planlanmış glütensiz diyet ile besin öğesi yetersizliği ve çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği önlenebilmektedir” diyen Yrd. Doç. Dr. Zeybek, diyetin posa, vitamin ve mineral içeriği doğal glütensiz tahıllar ile desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.
Beslenme süreci, alanında uzman diyetisyenler eşliğinde yönetilmeli
Kısa veya uzun dönemli enerji ve besin öğesi eksikliklerinin önlenmesinde, bireye özgü yeterli ve dengeli, doğru planlanmış glütensiz beslenme modeli oluşturmanın önemine değinen Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, bunun için alanında uzman diyetisyenler ile sürecin yönetilmesi gerektiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Zeybek, çölyak tanısı alan çocuklarda beslenme için dikkat edilmesi gerekenleri “Çocuklarda çölyak için erken tanı, büyüme ve gelişmenin yakalanmasında, uzun dönem komplikasyonların önlenmesinde önemlidir. Besinlerin etiket bilgilerinde glüten içeriği mutlaka sorgulanmalı, pişirme ve hazırlık aşamasında güvenli gıdaların glütenli gıdalarla bulaş olmamasına dikkat edilmelidir. Ek olarak ilaç, şampuan, krem ve kozmetik ürünler dikkatli kullanılmalıdır. Bazı kişilerde çok düşük miktardaki glüten bile klinik belirtilere neden olacağından, çapraz kontaminasyon riskinin en aza indirilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır” sözleri ile ifade etti.
Çölyak hassasiyeti veya hassasiyetle ilgili şüpheleri olan herkes doktora başvurmalı
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde alanında deneyimli, uzman hekim ve diyetisyenlerin yanında tanı ve tedavi için gerekli tüm teknolojik donanımın da yer aldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Sabiha Gökçen Zeybek, çölyak hassasiyeti veya hassasiyetle ilgili şüpheleri olan herkesin mutlaka doktora başvurması gerektiğini söyledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.