KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,2616 %0,40
49,2052 %0,66
9.273,53 % 0,27
Ara
BBN Haber Sağlık Onsuz yaşanmıyor ama: Ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada

Onsuz yaşanmıyor ama: Ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada

Son dönemlerde artan hava kirliliği, yalnızca çevresel bir sorun değil; aynı zamanda küresel bir halk sağlığı krizine dönüştü. Uzmanlar, hava kirliliğinin bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerde üçüncü sırada yer aldığını hatırlatarak kalp hastalıkları, felç ve obeziteye neden olduğunu belirtti.

KAYNAK: BBN
Okunma Süresi: 4 dk

İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Nurten Elkin, "Hava kirliliği, sağlığın korunmasının ve hastalıkların önlenmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Soluduğumuz havanın kalitesi, doğrudan yaşam süremizi ve yaşam kalitemizi belirliyor" diyerek sorunun önemine dikkat çekti.

“Soluduğumuz hava sağlığımız için tehdit oluşturabilir”

Dr. Elkin, şehirleşme, sanayileşme ve fosil yakıt kullanımındaki artışın hava kirliliğini kritik boyutlara taşıdığını belirterek, "Bugün şehirlerimizde soluduğumuz hava, çoğu zaman görünmeyen ama son derece zararlı partiküllerle dolu. Trafik, enerji üretimi, sanayi ve orman yangınları gibi insan kaynaklı emisyonlar; havada kükürtdioksit, azot dioksit, karbonmonoksit ve partikül madde (PM10, PM2.5) birikimine yol açıyor. Bu maddeler solunum yollarına, kalp ve damar sistemine doğrudan zarar veriyor" ifadelerini kullandı.
Elkin, hava kirliliğinin bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerde üçüncü sırada yer aldığını da ayrıca vurguladı:
“Hava kirliliği, hipertansiyon ve tütün kullanımından sonra ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada. Bu, bize aslında ne kadar büyük bir halk sağlığı tehdidiyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça gösteriyor.”

“Kirlilik, yalnızca akciğerleri değil tüm vücudu etkiliyor”

Hava kirliliğinin etkilerinin solunum sistemiyle sınırlı olmadığını belirten Elkin, "Hava kirliliğinden etkilenmeyen bir organ yok" diyerek durumu şöyle açıkladı:

"Kirlilik, akciğerlerde başlayan ama kalp, damar, beyin ve bağışıklık sistemi dâhil tüm organları etkileyen bir zincirleme etki oluşturuyor. Uzun süre kirli havaya maruz kalmak; kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi ciddi hastalıkların görülme riskini artırıyor. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılayarak enfeksiyonlara karşı direnci azaltıyor."
Dr. Elkin, hava kirliliğiyle Tip 2 diyabet, obezite, Alzheimer ve depresyon arasındaki ilişkiye de değindi:
"Dünya Sağlık Örgütü’nün raporları, uzun süre kirli havaya maruz kalan bireylerde obezite, diyabet ve nörolojik hastalıkların daha sık görüldüğünü gösteriyor. Hatta ‘beyin sisi’ dediğimiz unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve zihinsel yorgunluk gibi belirtiler de hava kirliliğiyle ilişkili olabilir."

“Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar en riskli grupta”

Dr. Elkin, hava kirliliğinin herkesi etkilediğini ancak bazı grupların çok daha savunmasız olduğunu belirtti:
“Bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler en riskli gruplardır. Özellikle çocukların akciğerleri, beyinleri ve organ sistemleri hâlâ gelişim aşamasında olduğu için kirli havadan çok daha fazla etkileniyorlar. Anne karnındaki bebek bile annesinin soluduğu hava kalitesine bağlı olarak olumsuz etkilenebilir.”

Yaşlı bireylerin de risk altında olduğunu söyleyen Elkin, "Yaşla birlikte bağışıklık tepkileri zayıflıyor, organların temizleme kapasitesi azalıyor. Bu da özellikle kalp-damar ve solunum hastalıklarına sahip yaşlılarda ölüm riskini artırıyor" dedi.

“Temiz havaya erişmek tüm bireylerin temel hakkıdır”

Dünya Sağlık Örgütü’nün Küresel Hava Kalitesi Kılavuzu’na atıfta bulunan Dr. Elkin, "DSÖ, bilimsel kanıtlar ışığında insan sağlığını korumak için gerekli olan hava kalitesi standartlarını açıkça belirtiyor" diyerek şu değerlendirmede bulundu:
"Bu kılavuz, ülkeler için bir referans niteliğinde. Her ülke kendi şehirlerinin hava kalitesini bu ölçütlerle karşılaştırarak halk sağlığı riskini analiz etmelidir."

“Kirliliğin etkisini azaltmak elimizde”

Dr. Nurten Elkin, hava kirliliğinin tamamen ortadan kaldırılmasının uzun vadeli bir hedef olduğunu ancak bireysel önlemlerle etkilerinin azaltılabileceğini belirterek, "Yoğun kirlilik dönemlerinde dışarı çıkmamak, maske kullanmak, kapalı alanların havalandırmasını sağlamak, evde hava temizleyici bitkiler bulundurmak ve mümkün olduğunca yeşil alanlarda egzersiz yapmak önemli. Ayrıca antioksidan bakımından zengin, C ve E vitamini içeren gıdalarla beslenmek, vücudu serbest radikallere karşı güçlendirir" dedi.

“Sanayileşmiş şehirlerde risk daha yüksek”

Elkin, "Sanayi bölgeleri ve büyük şehirlerdeki hava kirliliği oranı, kırsal alanlara göre kat kat fazla. Bu nedenle şehir planlamasında yeşil alanların artırılması, toplu taşımaya geçişin teşvik edilmesi ve temiz enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor" diyerek sanayileşmiş ve trafik yoğunluğu fazla şehirlerde hava kirliliğinin çok daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, son olarak hava kirliliğiyle mücadelenin sadece çevre politikası değil, aynı zamanda bir halk sağlığı stratejisi olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *