Belçika'da 3 Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi ile AP Başkan Yardımcısı Yunan milletvekili Eva Kaili'nin yer aldığı yolsuzluk skandalı ile ilgili başlatılan soruşturma sürerken, Katar tarafından yeni bir adım geldi. Katarlı bir diplomat, süreçle ilgili yaptığı açıklamada AB'yi hedef aldı. Katarlı diplomat, AB'nin yolsuzlukla mücadelesinin ilişkileri ve doğalgaz arzını olumsuz etkileyebileceğini belirterek, "Katar konusunda yasal süreç tamamlanmadan diyaloğu ve iş birliğini sınırlayan ayrımcı bir kısıtlama kararı, bölgesel ve küresel güvenlik iş birliğinin dışında küresel enerji yoksulluğu ve güvenliğine ilişkin de devam eden süreci olumsuz etkileyecektir. Hükümetimizi görevini kötüye kullanmakla ilişkilendiren iddiaları yine kesin bir dille reddediyoruz. Soruşturmada adı geçen tek taraf Katar değildir. Ancak ülkemiz bu konuda eleştirildi ve saldırıya uğradı. Belçika hükümetinin, iddiaların ardından gerçekleri ortaya çıkarmak için hükümetimizle bağlantı kurmaması nedeniyle de büyük bir hayal kırıklığına uğradık" dedi.
Öte yandan Belçikalı savcılar, son 10 gün içerisindeki soruşturmalar ve gözaltılar öncesinde de 1 yıldır AP'deki yolsuzluk hakkında araştırma yaptıklarını söylemişti.
AP'deki rüşvet skandalı
Belçika'da 9 Aralık'ta yolsuzluk ve kara para aklama soruşturmasında başkent Brüksel'de 16 ayrı operasyon gerçekleştirilmiş, Katar'ın AP'nin kararlarını etkilemek amacıyla stratejik konumdaki kişilere rüşvet verdiği iddia edilmişti. AP'nin 14 başkan yardımcısından biri olan Yunan milletvekili Eva Kaili, İtalyan Articolo Uno Partisi üyesi Pier-Antonio Panzeri, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Luca Visentini ve Sosyalistler ve Demokratlar Grubundan (S&D) asistan Francesco Giorgi yolsuzluk soruşturması çerçevesinde gözaltına alınmıştı. Polis tarafından yapılan baskınlarda binlerce euro ele geçirilmişti. Avrupa Parlamentosu'nun 8 yıldır üyesi olan Kaili, AP Başkanı Metsola tarafından görevden uzaklaştırılmıştı. Kaili ayrıca AP'deki Sosyalistler ve Demokratlar Grubu üyeliğinden de uzaklaştırılırken, Yunanistan'ın merkez solundaki Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) partisinden ihraç edilmişti. Yunan makamları Kaili'ye, eşine ve yakın aile üyelerine ait mal varlıklarını dondurmuştu.
