Ilgın’ın tarihi değerleri
LALA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ
Lala Mustafa Paşa Külliyesi, 1576-1584 yılları arasında Mimar Kocasinan'a yaptırılmıştır. Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi, Osmanlı külliyeleri içinde önemli yer tutan yapılar topluluğudur. Lala Mustafa Paşa Külliyesi'nin çarşı ve kervansarayı ağırlık noktasını teşkil etmektedir. Ilgın'ın coğrafi konumu da göz önünde bulundurularak konaklama ve ticari amaç birinci planda tutulmuştur. Vakfiyesinde külliye, cami, sıbyan mektebi, imaret, tabhane adları, çarşı (arasta), iki han fırın, mutfak, medrese, hamam, kütüphane, dükkanlar, çeşme-şadırvan, sebil, samanlık, odunluk, hela, görevli odalarından oluşmaktadır. Lala Mustafa Paşa Külliyesi zamanın önemli ilim ve ticaret merkezlerinden biridir. Lala Mustafa Paşa Camiinde tek minareli, tek kubbeli kare planı uygulanmıştır. Minber, mihrap, kürsü, mahvil ve iç süslemeler açısından orijinal mimari özelliklere sahiptir. Lala Mustafa Paşa Külliyesi'nin çarşı (tabhane) kısmı, 1966 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir edilmiş, 2010 yılında tamamlanan restorasyonu ile günümüzde kullanılan kapalı çarşı haline getirilmiştir.
PİR HÜSEYİN BEY (ÇUKUR) CAMİİ
15. yüzyılda Karamanoğulları döneminde Turgut Oğlu Pir Hüseyin Bey tarafından yaptırılmıştır. Etrafı sonradan doldurulduğundan yol seviyesinden 1.5 metre aşağıda kalmıştır. Bu sebepten halk arasında "Çukur Camii" olarak anılır. Caminin kesin kitabesi yoktur, fakat camiyi yaptıran Turgut Oğlu Pir Hüseyin Beyin Arapça Vakfiyesinde caminin 1422 yıllarında yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Minber ve minare haricindeki organları tamamen yenilenmiştir. Restorasyon aşamasındadır.
ŞEYH BEDREDDİN (SADETTİN İSA) TÜRBESİ
1286 yılında Seyfuddin Emir Balaban adına yaptırılmıştır. Halk arasında "Kümbet", "Şeyh Bedreddin Türbesi", "Sadettin İsa Türbesi" adları ile anılmaktadır. Şeyh Bedreddin mahallesindeki Ulu Mezarlığın arkasındaki türbe, 1973 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Taş gövdeli ve tuğla örgülüdür. Selçuklu sanatının özelliklerini taşımaktadır.
HANDEVİ VE KANDEVİ TÜRBESİ (TEKKE)
Kaplıca yanında, Sahip Ata Fahreddin tarafından 1267’de Kıdanî zâviyesi yaptırıldığı vakıf kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu zâviyeden günümüze hiçbir şey ulaşmamışsa da türbe hala ayaktadır. Bugünkü şekli ile kare planlı, üzeri kubbe ile örtülü, baldeken tarzındaki türbenin, ele geçen vesikalara göre ve karakteristik özellikleri bakımından 16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarında yapıldığı anlaşılmaktadır.
REDİF TABURU MERKEZ KONAĞI (ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ)
Barok cephe özellikleri ile 19. yüzyıl sonlarında yapılmış mütevazi eserlerden biridir. Bodrum üzerine iki katlı kuzey ve güney doğrultusunda dikdörtgen plan üzerine oturtulmuştur. Kesme taş malzemeli konak, sofalı Türk evi planındadır.Tanzimat üslubu şeklinde de adlandırılan bu çeşit yapıların en tipik özelliği, cephelerinde bir çok antik taklidi sütuna dayanan üçgen biçimli alınlığı oluşudur. Eldeki belgelerden binanın 1892 yılında yaptırıldığı sonucuna varılmaktadır. 1310/1894 tarihinde yapıldığı, Konya salnâmesinde belirtilmektedir. Kuzeydeki taş merdivenlerle girilen konak, restore edilmiş olup halen kullanılmaktadır.
ILGIN KALEKÖY KALESİ
Ilgın'ın yaklaşık 13 km. doğusunda Karaköy'ün 2 km. batısında, Kaleköy'ün 3 km. güneyinde yer almaktadır. Ilgın Ovası bu alanda bir vadi ile doğuya, Konya ovasına bir vadi ile geçiş yapmaktadır. Bu vadide stabilize bir kara yolu, demiryolu ve Ilgın Kanalı yer almaktadır. Stratejik bir konuma sahip olan vadinin İlk Çağda da önemli bir geçiş noktası olduğu anlaşılmaktadır. Bu yolu tutabilmek için vadinin güney sırtlarını oluşturan tepenin doğu yamacında bir kale yapısı yer almaktadır. Kale, vadi tabanının 100 metre kadar yukarısında kurulmuş 69 m. x 60 m. boyutunda mevcut duvar yüksekliği 5 metre kadardır. Kale, Hellenistik Dönemde yapılmış olmalıdır. Kuzey eteklerinde Klasik Döneme tarihlenebilecek erken evleri tahrip olmuştur, ancak yer yer surlara ait temel izlerine rastlanmaktadır. Doğu sur temel taşları halen mevcuttur. Kalenin 100 metre doğusundaki düzlükte II. bine tarihlenebilecek erken keramik parçaları bulunmuştur. Kalede II. binden antik döneme kadar yerleşmeye tanıklık eden keramik örnekleri saptanmıştır.
YALBURT HİTİT SU ANITI
Ilgın'ın 23 km. kuzey-doğusunda yer alan Yalburt, bilim dünyası tarafından iyi bilinmektedir. Burada kazılar yapılarak korumaya alınmıştır. Bu günkü durumunu görmek için gittimiz Yalburt'un unutulmuş hali içler acısıdır. Koruma için yapılan çatı yıkılmış ve bekçi evi de dağılmış durumdadır. Böyle bir anıtsal yapıda bekçinin olmaması dikkat çekicidir. Böyükoba köyüne geçen karayolunun genişletilme çalışması Hitit havuzuna zarar verecek durumdadır. İş makinaları havuza oldukça yakın bir konumda çalışmaktadır. Bu durumda havuz çevresindeki tarihi doku da tahrip olmaktadır. Yetkililer bu zengin mirasa ve tarihi dokuya yapının korunması konusunda gerekli önlemleri almalıdırlar.
SUNGUR BEY TÜRBESİ
Mahmuthisar köyünün 4 km kuzeyinde, Ilgın ovasına hâkim bir tepededir. Türbenin inşâ kitâbesi yoktur. İçindeki 742/1341 tarihli kitâbe ve türbenin formundan, Karamanoğulları dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır.
DEDİĞİ SULTAN TEKKESİ
Eski adı Tekke olan Beykonak belde belediyesinin kurulmasında etkili olan Horasan erenlerinden Dediği veya Didiği sultan türbesi, mescidi ve kabirlerden oluşan tekkesi. Türbe ve mescit Selçuklu dönemi eseri olup onarım ve restorasyon sonucu bu günkü halini almıştır. Civarında metfun bulunan dönemine ve daha sonrasına ait kabirler vardır.
ÇİFTE KAPLICA (VAKIF HAMAMI)
İlk kitabesi mevcut olmayan Eski Hamam'ın mevcut kitabelere göre I. Alaeddin Keykubad devrinde 1236 yılında Cemalettin isimli mimara yaptırmıştır. Daha sonra 1267 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından hamamın ilavesi Kaluyan (Keluk) isimli mimara yaptırılmıştır. Restore edilmiştir ve hala kullanılır durumdadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.