KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3159 %0,24
48,6866 %0,45
4.839,13 % -0,37
Ara
BBN Haber Seyahat Kalp krizinde ilk 20 dakika çok önemli

Kalp krizinde ilk 20 dakika çok önemli

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, kalp krizinin en büyük habercisinin mevcut göğüs ağrılarının artması veya daha önce olmayan bir göğüs ağrının ortaya çıkması olduğunu belirtti.

Okunma Süresi: 5 dk

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, kalp krizinin en önemli ölüm sebeplerinin başında geldiğine dikkat çekerek, “Krizin ilk 20 dakikasından sonra geçen her an kalp kasının daha fazla hasar görmesine neden olur. Bu nedenle tedaviye en hızlı şekilde başlamak için hastanın en yakın sağlık kurumuna götürülmesi gerekir” dedi.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, kalp krizinin en büyük habercisinin mevcut göğüs ağrılarının artması veya daha önce olmayan bir göğüs ağrının ortaya çıkması olduğunu belirterek, “Göğüs ağrısı herhangi bir efor yapmadan istirahat halindeyken oluyorsa kriz riski yüksek düzeydedir. Buna rağmen maalesef çoğu zaman kalp krizi hastada ilk bulgu olarak karşımıza çıkar” dedi.
Prof. Dr. Batur, hastaların önemli bir kısmının kriz öncesi hiç şikayeti olmadığını söylemelerine rağmen, derinlemesine bir sorgulama yapıldığında tıbbi yardım gerektirecek kadar ağır olmayan göğüste müphem sıkıntılar, nefes darlığı, aşırı yorgunluk gibi konulardan yakındıklarını anlattı.
“Kriz anında sıkışma, ezilme hissi veren bir ağrı olur”
Kalp krizi olduğu anda en önemli yakınmanın ise hastanın şiddetli bir göğüs ağrısı ile karşı karşıya kalması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Batur “Çoğu zaman öylesine şiddetli bir ağrıdır ki hasta göğsünün ortasının sıkıştırılıyor, eziliyor, yanıyor gibi olduğunu söyler. Ağrı bazen çeneye, sırta ve sol kolun küçük ve yüzük parmağına kadar vurabilir veya hasta bu kısımlarda uyuşma var diyebilir” diye konuştu. Batur, şeker hastaları ve özellikle yaşlı hastaların bazen kalp krizi esnasında göğüs ağrısından şikayet etmediğini, yorgunluk, soğuk terleme, aşırı halsizlik, nefes darlığı gibi daha farklı konulardan yakındıklarını belirterek, bu grup hastaların böyle bir durumda tıbbi yardım istemeleri gerektiğini ifade etti.
“Mide ağrısıyla karıştırılıyor”
Ayrıca bazen göğüs ağrısı dışında kalp krizi mide ağrıları ile de karışabileceğini söyleyen Prof. Dr. Batur “Bazen bulantı, kusma yakınması da olabilir. Özellikle bir kısım hastada mide sorunları olduğu düşünülerek önemli bir kalp krizi yakınması atlanabilir. Bu yakınmaları olan hastada da kalp krizi ekarte edilmesi gereken bir durumdur” dedi.
“Damar sertliği ve şeker hastalığı risk faktörü”
Kalp krizlerinin yüzde 95'inin kalp damarının iç çeperinde biriken yağ tabakalarının oluşturduğu plak tabir edilen oluşumlardan kaynaklandığına işaret eden Prof. Dr. Batur bazen sebepsiz bir şekilde, bazen ise ağır bir efor, stres sonrası plak denilen bu alanların çatlaması sonucu oluşan kan pıhtısının kalp damarını tıkadığını ve kalp krizinin bu şekilde başladığını ifade etti.
Kalp damarının iç cidarında yağ tabakalarının birikmesine “damar sertliği” denildiğini belirten Prof. Dr. Batur, ailede veya yakın akrabalarında kalp damar hastalığı olanlar, orta yaş erkekler veya menopoza girmiş kadınlar, şeker hastaları, yüksek kolesterol seviyelerine sahip olanlar, sigara içenler, yüksek tansiyonu olanlar, fazla kilolu obez hastaların yüksek risk grubunda yer aldığını vurguladı. Bu risk faktörleri bulunan kişilerin mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurmasını önerdi.
“Kalp krizi geçiren hasta için acilen ambulans çağırın”
Kalp krizini düşündürecek endişeler varsa acilen ambulans çağrılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Batur, kriz anında yapılması gerekenleri şöyle aktardı:
“Mümkünse kendi imkanları ile özellikle de kendi kullandığı arabayla hastaneye gitme yolu seçilmemelidir. Çünkü kalp krizi esnasında hastanın kendisini kaybetmesine neden olabilecek ciddi sorunlar olabileceğinden anında müdahale ekipmanı olan ambulanslar tercih edilmelidir. Mümkün değilse arabayı bir başkası kullanmalıdır. Eğer trafikte böyle bir sorun varsa hemen araba kenara çekilmeli ya ambulans istenmeli ya da çevredeki insanların yardımı istenmelidir. Bunun dışında yapılacak önlemlerden birisi eğer daha önce aspirin kullanmayan bir hasta ise transfer işini geciktirmeyecek şekilde 300 mg aspirin içeren bir ilacı çiğneyerek yutması oldukça faydalıdır. Eğer bilinen bir kalp hastası ise ve yanında dil altı tabir ettiğimiz nitrat içeren ilaçları olan bir hastaysa bunu kullanabilir ancak ilkinde ağrısı geçmemişse transfer işini geciktirmeden 5-10 dakika aralıklarla 2. ve 3. dil altı uygulaması yapılabilir.”
“İlk 20 dakika çok önemli”
Prof. Dr. Batur, kalp krizi geçiren hastada tedavinin kalp damarını tıkayan pıhtının mümkün olan en kısa sürede açılması prensibine dayandığını; bunun da pıhtı çözücü ilaçlarla veya kardiyologların uyguladığı anjiyo-balon-stent teknikleriyle mümkün olduğunu söyleyerek, “İlk 20 dakikadan sonra geçen her dakikanın kalp kasının daha fazla hasar görmesine neden olur. Hasarı minimumda tutmanın yolu çok hızlı bir şekilde tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle hastanın en yakın sağlık kurumuna götürülmesi gerekir” dedi.
Özellikle risk grubundaki hastaların, bu tedavi imkanlarına sahip olan bir hastaneye ulaşması ile ilgili bir senaryosu olmasını tavsiye eden Prof. Dr. Batur, “Mümkünse bu tedavi imkanlarına sahip doktoru ve hastanesini önceden belirlemesi olası kalp krizi durumunda hastanın panik yapmasını engelleyeceği gibi kendi hayatının da kurtulmasını sağlar. Kalp krizlerinin tüm dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm sebebi olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Eğer yüksek riskli bir hastaysa yakın çevresindeki insanların kalp masajı hakkında bir eğitimden geçmesi belki transfer esnasında olabilecek bir ciddi durumda faydası olabilir” diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *