Uğur Özteke'nin kaleminden: Aslan Çiftliği
Gazetecilik mesleğimde yarım asra doğru adım adım ilerlerken zaman zaman düşünürüm “bir sayısalcı, üniversitede matematik eğitimi almış, diplomalı bir matematikçi iken bu meslek aşkının altında neler vardır?” diye.
Bu sorulardan birinin cevabı şu “gezmeye, dünyayı keşfetmeye inanılmaz tutkuluyum.”
Öyle ki içimdeki bu duyguyu hiç mi frenleyemiyorum
O zaman gelin iç dünyamda fırtınalar estiren o heyecandan bir parça daha; ASLANLAR ÇİFTLİĞİ.
Bir gün yolumuz Güney Afrika’ya düşmüştü.
Afrika’nın pek çok ülkesine hatta aralarda kalan birkaç ülke hariç nerede ise her tarafına gitmiştim ama en uç noktasına gitmemiştim.
Peki, Güney Afrika neresi idi?
Nasıl bir yerdi?
Her şeyden önce Güney Afrika doğası ve coğrafyası ile çok renkli bir toprak parçasıydı. Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının en güneyinde yer alıyor.
Doğu sahili, Hint Okyanusu ve batısı da Atlantik Okyanusu ile çevrelenmişti.
Güney Afrika’nın kuzeyinde 1,5 kilometreye kadar yükselen dağlar ve Limpopo Nehri bulunuyor. Bu vadi vahşi ve bir yerde etkileyici bir yerde ise insanı korkutan içini ürperten tropikal ormanları var.
Bu ülkenin ünlü ve bilinen 2 tane çölü var. Kalahari ve Namib çölleri.
Güney Afrika’da 20 milli park ve hem devletin hem de özel olmak üzere şahıslara ailelere ait yüzden fazla rezerv var.
Bunlardan bazıları, vahşi hayvanların yaşamını gözlemlemenin yanı sıra, onlar için de özel ve pahalı avcılar içinde avlanma teklif ediyorlar.
Hemen hemen her park veya bölgede turistler ve safari tutkunları için özel olarak tasarlanmış kamplar var. Bu işi o kadar profesyonel hale getirmişler ki paranıza ve zevkinize göre alan, bölge seçimi yapabiliyorsunuz.
Güney Afrika’daki en eski milli park, 1898’de kurulan Kruger Park’tır. İngiliz İmparatorluğu ile askeri çatışmaların patlak vermesinden bir yıl önce, Transvaal Cumhuriyet’in tek başkanı olan Paul Kruger tarafından kurulmuş. Şehir Parkı’ndan 500 kilometre uzaklıkta bulunan Limpopo ve Mpumalanga illerinin Johannesburg bölgelerinde yer almakta…
Kruger Ulusal Parkı, dünyadaki en büyük ve en karlı Milli Park özelliğine sahip. Parkta 145 hayvan türü, yaklaşık 450 kuş türü ve 100 tür sürüngen bulunuyor.
Afrika’da ama bizim gibi gezmeyi seven insanlara ya da bu işlerin paralı büyük avcıları için şu beş hayvan görülmezse görülmez olarak açıklanıyor.
“Fil, gergedan, leopar, aslan ve manda” Bu beş hayvan zaten bu milli parkın da sembolü olmuş durumda. Kruger Parkı, Dünya Mirası Siteleri listesinde yer alıyor.
ASLAN ÇİTLİĞİ Mİ OLURMUŞ?
İşte bu topraklara ayak bastıktan sonra her dakika elim sürekli olarak denklanşörde olmak üzere binlerce fotoğraf çektim.
Neyse burayı adım adım gezerken kendimi hep bir belgeselin içinde imiş gibi hissediyordum.
Ve bizi özel bir araziye özel bir çiftliğe götürdüler.
Bu arazı Hollandalı bir aileye aitmiş. Ve bu uçsuz bucaksız arazide sadece ve sadece bebek aslanlardan yaşlı aslanlara kadar aslan yetiştiriliyordu. Tabii bu topraklara ayak basmak yavru aslanlarla oynamak, kafeslerin arkasında vahşi dev kediciklere yaklaşabilmek veeeee üç siyahi aslan terbiyecisinin kontrolünde elinize verilen sadece bir sopa ile tam altı aslanla dikenli tellerin çitlerin olmadığı ormanlık vahşi alanda gezebiliyorsunuz.
O anları düşünebiliyor musunuz?
Önünüzde vahşi aslanlar elinizde de bir değnek.
Tabii şunu da yazmaz isek haksızlık etmiş oluruz. Tok olan aslanlar bu sessiz ve korku dolu yürüyüş esnasında ne zaman huysuzlaşırlarsa bizimle birlikte yürüyen siyahi aslan terbiyecileri omuzlarında taşıdıkları sırt çantasından çıkardıkları tavukları aslanlara atarak onları sakinleştiriyorlardı.
Başta söyledik yaaa.
Zevkse zevk. Hobi ise hobi. Heyecan ise hobi. Ve adrenalin ise adrenalin.
İtiraf ise itiraf…
Aslan çiftliğini ilk defa görüyordum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.