Cumhuriyet döneminin ilk kağıt parası
Cumhuriyet döneminin ilk kağıt paraları, 5 Aralık 1927'de tedavüle çıkarıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk banknotlar, idari, sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği Tanzimat Dönemi'nde, reformların finanse edilmesi amacıyla basıldı.
İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında "Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere" (Para Yerine Geçen Kağıt) adıyla hazine bonosu niteliğinde çıkarıldı. Elle yapılan ve resmi mühür taşıyan bu paralar, 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmaya başlandı.
Osmanlı Devleti, 1915'ten itibaren de 4 yıl boyunca 160 milyon liranın üzerinde banknot çıkardı. Bu banknotlar "evrak-ı nakdiye" adı altında Türkiye Cumhuriyeti'ne intikal etti.
Evrak-ı nakdiyeler, Cumhuriyet'in ilk yıllarında para bastırılamadığından 1927 sonuna kadar tedavülde kaldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 30 Aralık 1925'te kabul ettiği kanunla devletin egemenlik ve bağımsızlık sembolü olması nedeniyle yeni banknotların bastırılmasına karar verdi. Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve bin liralık kupürlerden oluşan banknotların basılmasını kararlaştırdı. Filigranlı kağıtlara kabartma olarak basılan banknotlar, 1 Kasım 1928 Harf Devrimi'nden önce bastırıldığı için ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca olarak yazıldı. Tedavülde bulunan mevcut evrak-ı nakdiyeler, 4 Aralık 1927'den itibaren dolaşımdan çekildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu ilk banknotları ise 5 Aralık 1927'de dolaşıma çıkarıldı.
DÜNDEN BUGÜNE TÜRK LİRASI
Türk Nümanistik Derneği Başkanı Cem Mahruki’nin Başkent Üniversitesi’nin yayın organı “Bütün Dünya” dergisinde yayınlanan makalesine göre, Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda’nın imzasının bulunduğu ilk kağıt Türk lirasının basımı, İngiltere’de “Thomas De LaRue” adlı bir şirkete yaptırıldı. 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 liralık kağıt paraların üzerinde, Fransızca sözcüklerin yanı sıra Arap harfleriyle yazılı Türkçe sözcükler bulunuyordu.
15 EKİM 1937’DE YENİ ALFABE İLE PARA BASILDI
1928 yılında yapılan yazı devrimiyle terk edilen Arap harfleri, Türk lirasının üzerindeki yerini bir süre daha korudu. 10 yıl süreyle hayatta kalan bu kağıt paralar, “Atatürk devrimlerinin ilkelerine ters düşmesi nedeniyle” 15 Ekim 1937 tarihinde çıkarılan bir yasayla “yavaş yavaş” dolaşımdan kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu ilk kağıt paraları, 15 Haziran 1949 tarihinden sonra geçerliğini tümüyle yitirdi.
1937’de basılan 5 Türk lirası hem cumhuriyetin yeni harfli ilk kağıt parası hem de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 11 Haziran 1930 tarih ve 1715 sayılı yasayla dolaşıma çıkardığı ilk paraydı. 1927’de çıkarılan ilk kağıt paraların üzerinde “30 Kanunuevvel 1341 tarih ve 701 numaralı kanuna göre” yazısı yer alırken, ikinci basım paraların üzerinde bu yazı “11 Haziran 1930 tarih ve 1715 numaralı kanuna göre” olarak değiştirildi. 1970 yılından bu yana da paraların üzerinde, “14 Ocak 1970 tarih ve 1211 sayılı kanuna göre çıkarılmıştır” ibaresi yer alıyor.
Önceleri İngiltere’nin yanı sıra Almanya ve ABD’de bastırılan kağıt paralar, 4 Ağustos 1958 tarihinden itibaren Ankara’daki Banknot Matbaası’nda bastırılmaya başlandı. İlk olarak 1927 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından, daha sonra ise T.C Merkez Bankası tarafından çıkartılan 6 değişik değer ve biçimdeki kağıt paranın yerini, 1 Ocak 2006’da sıfırı atılarak, başına “yeni” sıfatı eklenen Türk lirasının aldı. Sonraki süreçte “yeni” ibaresi de kaldırılarak Türk Lirası şekliyle kullanım başladı.
MADENİ PARALAR
Kağıt paralar uzun süre yurtdışında bastırılmasına karşın, madeni paralar Osmanlı döneminden beri yurtiçindeki darphanede basılıyor. Osmanlı döneminin gümüş, nikel ve bakır paraları, cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanıldı. İstiklal Madalyası’nın da tasarımcısı Mesrur İzzet Bey’in tasarladığı 100 para, 5 kuruş ve 10 kuruş, cumhuriyet döneminin ilk madeni paraları olarak basıldı. 1925 yılında 25 kuruşun basılmasıyla madeni paraların “yükselişi” başlarken, 1934 yılında Latin harfli ilk 100 kuruş basıldı. Madeni paraların “rakamsal yükselişi” sonraki yıllarda tedavüle çıkan 25 bin, 50 bin, 100 bin ve son olarak da 250 bin liralıklarla “rekor düzeyine” ulaştı. Bu “yüksek rakamlı” madeni paralar bir yıl daha yeni kuruşlarla birlikte yaşamlarını sürdürecek. Takvimler 2005 yılını göstermeye başladığında ise “yüksek rakamlı” madeni paralar, koleksiyoncuların raflarında birer anı olarak yerlerini aldı.
(TARKAN KALELİ)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.