Kudüs Fatihi, Hadimül Harameyn:  Selahaddin-i Eyyubi

Kudüs Fatihi, Hadimül Harameyn:  Selahaddin-i Eyyubi

Adı Haçlılara karşı verdiği büyük mücadeleler ve Kudüs’ün fethiyle özdeşleşen Selahaddin-i Eyyubi, 828 yıl önce bugün Şam'da vefat etti

Haçlılara karşı verdiği büyük mücadeleler ve Kudüs'ü kurtarmasıyla İslam dünyasının en önemli kahramanlarından birisi haline gelen Selahaddin Eyyubi, 826 yıl önce bugün vefat etti.

Müslümanlığın yanı sıra Hristiyanlık ve Musevilik için de büyük öneme sahip Kudüs'ü Haçlı işgalinden kurtaran Selahaddin Eyyubi (Selahaddin Yusuf bin Eyyub), İslam tarihinin en önemli liderlerinden biri olarak biliniyor.

Hazreti Ömer'in halifeliği döneminde fethedilmesinin ardından uzunca süre Müslümanların hakimiyetinde kalan Kudüs, Birinci Haçlı Seferi sonunda 1099'da yeniden Hristiyanlar tarafından işgal edildi.

Haçlı işgali altındaki şehir, işgale son verecek fatihini beklerken Kudüs'ü prangalarından kurtaracak komutan, 1138'de Irak'ın Tikrit şehrinde dünyaya geldi. Selahaddin Eyyubi, daha sonra ailesiyle Şam'a yerleşti ve burada yaşamaya başladı.

Genç yaşlarında Büyük Selçuklular'ın Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi'nin komutanlarından olan amcası Esedüddin Şirkuh'un hizmetine girdi.

FATIMİ HİLAFETİNE SON VERDİ

Nureddin Zengi'nin ordu komutanı olan amcası Esedüddin Şirkuh'un kumandasında 1164 ve 1169 yıllarında Fatımi egemenliğindeki Mısır'a yapılan seferlere katılan Selahaddin, usta bir kumandan ve devlet adamı olarak sivrildi.

Nureddin Mahmud Zengi'nin Mısır'daki ordusunun kumandanı olan Selahaddin, Zengi'nin vekili olarak Mısır'ı ve Mısır'a bağlı yerleri müstakil bir hükümdar gibi yönetmeye başladı.

Selahaddin, Mısır'a hakim olunca kendisine ve Türkler'e karşı direnen Fatımiler ile onları destekleyen Haçlılar ve Bizanslılar'la mücadeleye girişti.

Mısır'a tam anlamıyla hakim olan Selahaddin orduyu yeniden teşkilatlandırdı. Sünni medreseleri ve yeni kurumlar açtı. Fatımi bürokrasisini kademeli olarak tasfiye ederek, 1171'de Fatımi hilafetine son verdi.

Selahaddin-i Eyyubi, 1170 ve 1173 yıllarında, Kudüs Haçlı Krallığı'na karşı seferlere çıktı. Ayrıca 1173'de ağabeyi Turan Şah kumandasında Yemen ve Hicaz'a düzenlediği seferlerle bu şehirler devletin birer eyaleti haline getirildi.

Nureddin Mahmud Zengi 1174'te ölünce yerine on bir yaşındaki oğlu El-Melikü's-Salih İsmail geçti. Selahaddin, Salih'e bağlı kaldı ve onun adına hutbe okuttu, para bastırdı.

Salih'in de genç yaşta ölümünün ardından Selahaddin, 1181'de Fırat'ın doğusuna geçti; Diyarbakır, Urfa, Harran, Rakka, Habur, Re'sül'ayn, Dara, Nusaybin gibi el-Cezire bölgesi şehirlerini ele geçirdi ardından stratejik öneme sahip Halep'i ele geçirerek Kudüs yolunu açtı.

"KUDÜS İŞGAL ALTINDAYKEN BEN NASIL GÜLEBİLİRİM Kİ"

Kudüs'ü fethinden önceki dönemine ilişkin hakkında birçok menkıbe bulunan Selahaddin Eyyubi, hep kutsal şehri bir gün Haçlı esaretinden kurtarmayı planlıyordu.

"Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki..." sözüyle hafızalara kazınan Selahaddin Eyyubi, Eyyubiler devletini kurduktan sonra kutsal şehirdeki işgale son vermek için harekete geçti.

Birinci Haçlı Seferi sonucunda kurulan ve kutsal şehri işgal altında tutan Kudüs Krallığı'na bağlı ordu ile Selahaddin Eyyubi komutasındaki İslam ordusu, 4 Temmuz 1187'de bugün İsrail'in kuzeyinde yer alan Taberiye Gölü yakınlarında karşı karşıya geldi.

Tarihe "Hıttin Savaşı" olarak geçen muharebeyi Selahaddin Eyyubi'nin askeri dehası sayesinde İslam ordusu kazandı.

Kudüs Krallığı'nın askeri gücünün büyük ölçüde yok edildiği Hıttin Savaşı, Kudüs'ün fethine giden yolu açtı. Selahaddin Eyyubi, Hıttin zaferinden yaklaşık 2,5 ay sonra, 20 Eylül 1187'de işgal altındaki Kudüs'ü kuşattı. Ünlü komutanın kuşatma sırasında Kudüs'ün zarar görmemesi için büyük önem gösterdiği ve kutsal şehri korumak için "Kudüs'ün, Allah'ın kutsal saydığı beldelerden biri olduğuna büyük bir inancım vardır. Sizin de kutsallığına inandığınız bu beldeye muhasara ve savaşın gerektirdiği yollarla hücum etmek ve girmek istemiyorum." ifadelerini kullandığı bilinir.

Kuşatmayı kıramayan Kudüs'ün işgalci komutanı İbelinli Balian'ın 2 Ekim 1187'de şehri Eyyubilere teslim etmesiyle Kudüs'teki 88 yıllık Haçlı işgali sona erdi.

Haçlılarca tahrip edilen Mescid-i Aksa'yı kendi elleriyle süpüren ve gül yağıyla yıkatan Selahaddin Eyyubi, Harem-i Şerif'i Hristiyanlara ait sembollerden arındırdı.

Fetih sonrası Kubbetü's Sahra'daki haçın da indirilmesinin ardından 88 yıl boyunca duyulamayan ezan sesi yeniden şehrin semalarında yankılanmaya başladı.

KUDÜS FATİHİNİN VEFATI

Orta Doğu'daki Haçlı varlığının belini kırarak İslam dünyasının gücünü Avrupa'ya gösteren Selahaddin Eyyubi, 4 Mart 1193'te Şam'da vefat etti. Selahaddin Eyyubi'nin türbesi Şam'daki Emevi Camisinin yanında yer alıyor.

Kudüs ve tüm İslam aleminde olduğu gibi Irak'ta da Selahaddin Eyyubi'ye büyük sevgi duyuluyor. Selahaddin Eyyubi'nin dünyaya geldiği yer olan Tikrit kent merkezinin bağlı olduğu Salahaddin vilayeti de adını bu büyük komutandan alıyor.

İDEOLOJİK PARÇALANMAYA SON VERDİ

Vefat ettiği tarihte Mısır, Libya, Yemen, Filistin, Suriye ile Malatya ve Ahlat'a kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ve Hemedan'a kadar Kuzey Irak'ta onun adına hutbe okunuyordu.

 Selahaddin Eyyubi, geniş bir alanı kapsayan siyasi birlik kuran büyük bir devlet adamı olarak tarihe geçti. Bu siyasi birlik, Eyyubiler'in ardından Memlükler'le devam etti, 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Kahire'yi ele geçirmesiyle son buldu. Selahaddin, kuvvetli bir ordu, iyi çalışan bir devlet teşkilatı kurup, Fatımi hilafetini yıkarak bölgedeki ideolojik parçalanmaya son verdi. Selahaddin Eyyubi’nin diğer büyük başarısı, Kudüs'ü ve Haçlılar'ın elinde olan birçok yeri kurtarması olarak tarihte yerini aldı. Kudüs'ü geri alması İslam dünyasının en ünlü kahramanları arasında yer almasını sağladı. İmar faaliyetleriyle yakından ilgilenen Selahaddin'in devrinde Filistin, Mısır, Hicaz ve Yemen'de çok sayıda medrese, zaviye, cami, köprü, kale, hamam inşa edildi. İlim insanlarına ve sanatkarlara verdiği önem dolayısıyla Suriye ve Mısır, İslam dünyasının önemli ilim merkezleri haline geldi. Hicaz bölgesine, özellikle Mekke ve Medine'ye önem veren Selahaddin Eyyubi, "Hadimü'l-Haremeyn" unvanını kullanan ilk hükümdar oldu.

"İSLAM'IN EN SAF KAHRAMANI"

Müslümanlar onun şahsında ideal bir sultan, Haçlılar gerçek bir İslam kahramanı gördü. Doğulu ve Batılı tarihçilerin, yazarların eserlerinde kendisinden övgüyle söz edildi.

Fransız tarihçi Albert Champdor, Selahaddin Eyyubi'yi mertliği, düşmanlarına karşı da adaletli olması sebebiyle "İslam'ın en saf kahramanı" diye niteledi.

Selahaddin-i Eyyubi, verdiği sözü ne pahasına olursa olsun tutar, affetmeyi severdi. İbn Cübeyr, onun, "Af konusunda hata etmek haklı olarak cezalandırmaktan daha çok hoşuma gider." dediğini nakleder. Eman verdiği kişileri kesinlikle cezalandırmadı. Uzun dönem savaştığı Haçlılar da onun bu yönünü çok takdir etti. Cömert bir sultan olarak bilinen Selahaddin, öldüğünde ise özel hazinesinden sadece 1 Mısır dinarı ile 36 Nasıri dirhemi çıktı. (AA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.