Büyüye karşı nasıl dikkatli olunabilir?
MEZARLIKLAR BÜYÜYLE DOLU
Diyarbakır'da mezarlıklardan çıkan büyüler görenleri hayrete düşürüyor.
Diyarbakır'da uzun yıllardır mezarlıklarda mezar taşı yapan Barış Karabulut, karşılaştığı büyüler karşısında şaşırdığını söyledi.
ARAPÇA YAZILAR, DEĞİŞİK KAŞIKLAR
Kağıtlara çizilen kadın figürleri, kaşıklar, kuzu kafaları, kutulara yerleştirilen büyülerle karşılaştığını anlatan Karabulut, bunları kırıp yakarak imha ettiğini belirtti.
Karabulut, vatandaşları da dikkatli olmaya çağırdı.
BÜYÜDEN KORUNMAK İÇİN NE YAPILMALI
Diyanet İşleri Başkanlığı din İşleri Yüksek Kurulu'nun Büyüye karşı görüşü ise şöyle:
"İslâm dini, büyük günahlar arasında saydığı sihri şiddetle yasaklamış, Kur’ân-ı Kerîm’de sihir yapanların ahiretten nasibi olmadığı ve bunu yapanların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği vurgulanmıştır. (el-Bakara, 2/102; el-Felak, 113/4) Hz. Peygamber (s.a.s.) de sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır. (Buhârî, Vesâyâ, 23 [2766]; Hudûd, 44 [6857]; Müslim, Îmân, 145 [89])
Cahiliye devrinde sihir/büyü çok yaygındı. Cincilik, kâhinlik, yıldızlardan hüküm çıkarmak, fal oklarına başvurmak, iplere düğüm atıp üflemek gibi işlemler yapılırdı. Müşrikler bu durumun da etkisiyle işi, Kur’ân’ın bir sihir eseri olduğunu ileri sürmeye kadar vardırmışlardı. (Sâd, 38/4; ez-Zârîyât, 51/52)
Sihre ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah’a sığınmak ve O’na güvenmektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), her şeyin şerrinden Allah’a sığınarak sürekli Felak ve Nâs sûreleri ile Âyetü’l-kürsî’yi okumuştur. (Buhârî, Vekâlet, 10 [2311]; Fezâilü’l-Kur’ân, 10, 14 [5010, 5016-5017]) Ayrıca o, torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin’i (r.a.) nazar, büyü ve benzeri olumsuzluklardan korumak için şu duayı okumuştur:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ
“Her türlü şeytan ve zehirli haşarattan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10 [3371]) Bunun yanında sihre maruz kaldığını düşünen bir kimsenin, şifayı Allah’tan umarak güvendiği insanlara müracaatla kendisine Kur’ân okutması ve dua ettirmesinde bir sakınca yoktur. Din İşleri Yüksek Kurulu 28 Eylül 1979 tarih ve 1883 sayılı kararında Cenâb-ı Hak’tan şifa umarak hastalara Kur’ân-ı Kerîm ve şifa ile ilgili dualar okumanın caiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu belirtmiştir."