Buradaki fiyatlara bakmadan alış verişe çıkmayın.
TÜBİTAK geliştirdi https://marketfiyati.org.tr ile zincir marketlerdeki 50 bine yakın ürünün fiyatı artık tüm vatandaşların erişiminde.
İnternet sitesiyle; meyve, sebze, et, tavuk, balık, süt ürünleri ve kahvaltılık, içecek, temel gıda, temizlik ve kişisel bakım ürünleri başta olmak üzere birçok ürünün fiyatı anlık olarak karşılaştırılabilecek, en uygun fiyat ile vatandaşlar kazançlı çıkabilecekler.
marketlerin tüm fiyat verileri sistemde
7 zincir marketin verileri TÜBİTAK BİLGEM sistemlerine aktarıldı. Fiyat bilgileri paylaşımda olan zincir marketler arasında; A101, BİM, CarrefourSA, HAKMAR, MİGROS, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ve ŞOK marketleri yer alıyor.
Uygulama üzerinden de erişim
Uygulama ile veriler anlık yayınlanıyor. Ayrıca “Market Fiyatı” mobil uygulaması da cepte. Fiyat bilgisi sorgulamasına e-devlet üzerinden de girebilirsiniz.
ALIŞ VERİŞİN PSİKOLOJİSİ
Alış verişe çıkarken bunlara da önem verin:
Daha çok satılan ve daha pahalı ürünler, göz hizasında bulunur. Çünkü kolaylıkla erişilebilen ürünleri almaya daha çok meyilliyiz.
Çoğu insan sağ elini kullandığı için bir alışveriş merkezi ya da mağazaya girdiğinde de sağ tarafa yönelir. Bu yüzden de daha çok kazandıran ürünler, sağ taraftadır. Yani sağ taraftan aldıklarınız, mağaza sahiplerini daha çok memnun edecek ürünlerdir.
Market sepetleri ve arabaları özellikle büyüktür. Çünkü sepetteki boşluk, beyinde yanlış algılanır ve “Henüz yeterince alışveriş yapmadım” düşüncesi yaratır. Boşluklara aldanmayın! Listenizde yazanları aldıysanız sepetteki boşluğun bir önemi yok.
Aynalar en önemli tuzaklardan biri. Siz fark etmeden adımları yavaşlatır. Reyonlar arasında daha fazla zaman geçirmenizi sağlar. Daha fazla zaman = daha çok alışveriş!
Marketlerdeki kapalı devre kamera sistemleri tüketici davranışlarını izlemek için de kullanılıyor.
“Organik”, “çevreye duyarlı”, “çocuklara yardım” gibi etiketlere dikkatli bakın. Küçük puntolu yazıları da okuyun. Çünkü bu ibareler “faydalı bir şey yaptığınız” izlenimini yaratır. Ancak ihtiyacınız olmayan şeyleri almadan da doğaya veya çocuklara yardımcı olabilirsiniz!
Büyük marketlerde sebze-meyveler giriştedir. Halbuki çabuk zedelenirler. O yüzden sepetlerin en altında kalması müşterinin işine gelmez. Peki sizce neden buna hiç dikkat etmezler? Aslında ederler... İlk etapta sebze meyve aldığınızda ileriki reyonlardan aldığınız abur cuburlar yüzünden daha az suçluluk hissedersiniz ve daha fazlasını alabilirsiniz. Nasılsa sağlıklı olanı zaten almışsınızdır!
Mağazaların giriş bölümü “zihin açma, dekompresyon bölümü” olarak adlandırılır. Müşteri tam içeri girdiği anda alışveriş moduna girer yani tavlanır ya da tavlanmaz. İşte girişte duran altılı biralar, sütlerin promosyonu pirinçler, yağ paketlerine yapıştırılmış tabak-çanaklar sizi alışveriş moduna sokmak için düzenlenmiştir.
Ekmek-pasta fırın reyonları genellikle dondurulmuş ya da “kokusuz” gıdalara yakın bölümdedir. Çünkü taze ekmek kokusu iştah açar ve alışverişi tetikler.
Kokuların alışveriş üzerindeki etkisi tartışılamaz. Yazın seyahat malzemelerinin bulunduğu reyonların hindistan cevizi, çarşaf-yastık-nevresim bölümlerinin deterjan kokması boşuna değildir.
Daha ucuz olan yerel markalı ürünler, aynı kategorideki daha pahalı ürünlerin yanına yerleştirilir. Kimi kaliteli olacağı yanılgısıyla düşünmeden pahalıyı alırken; çoğunluk arada çok büyük fark olmasa da ucuz görünene yönelir. Böylece ucuz olan ve pahalı olan arasındaki rekabet artırılır.
Yapılan araştırmalar çoğunluğun kategorize edilmiş ürünlere yöneldiğini gösteriyor. Üstelik bu kategorilendirmenin nasıl olduğunun hiç önemi yok. Markaya, ebata, içeriğe, fiyata göre hiç fark etmez. Yeter ki kategorilendirilmiş olsun. Bu nedenle de hem aradığınızı daha kolay bulur hem de daha çok alışveriş yaparsınız.
Temel tüketim ürünleri, (ekmek, süt, kuru gıdalar) genellikle marketin ortasına ya da sonlarına doğru ve birbirlerinden uzağa yerleştirilir ki; onlara ulaşmaya çalışırken, diğer reyonlardan da geçersiniz. Yol üstünde de aslında almayı düşünmediğiniz şeylerle aklınız çelinir.
Çok katlı alışveriş merkezlerinde, yürüyen merdivenler genellikle en hâkim noktaya yerleştirilir; böylece inerken ya da çıkarken, mekandaki mağazaların büyük bölümünü geniş bir açıyla görebilirsiniz. İki yürüyen merdiven arasında da uzun bir mesafe bırakılır ki, oltaya takılıp mağazalara girmeniz kolay olsun. Ki çoğumuz da oltaya kolayca takılırız.
“Sadece bugüne özel”, “son 2 gün” gibi sürelerle geri sayımı vurgulamak “fırsatı kaçırmamalıyım” yanılsamasına sokar ve acele satın alma kararı verdirir.
Pahalı ürünler girişe yakın reyonlara yerleştirilirken ucuz ürünler mağazanın sonunda yer alır. Bu da bir algı yanılması yaratır. İlk gördüğünüz fiyatlarla kıyaslayınca daha ucuzunu almaya daha kolay karar verirsiniz.