KONYA HABER
Konya
Açık
33°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,0867 %0,34
48,0345 %0,42
4.561,39 % 1,16
Ara
BBN Haber Yaşam İstihare nedir? Nasıl yapılır? Nefsin ağır bastığı konulara İstihare çare etmez

İstihare nedir? Nasıl yapılır? Nefsin ağır bastığı konulara İstihare çare etmez

Sözlükte “hayırlı olanı isteme” anlamına gelen İstihâre'yi kimler yapabilir? Dolu zihin ile istihare yapmak doğru mudur? İstihare nedir ve nasıl yapılır?

KAYNAK: BBN
Okunma Süresi: 4 dk

İnsanlar, bazen kendileri için önemli bir karar verecekleri veya bir seçim yapacakları zaman dünya ve ahiret bakımından kendileri için hangisinin daha hayırlı olacağını kestiremezler. Bunu anlayabilmek için istişare ederler ve Allah’tan yardım dilerler.
NEFSİN TAMAMEN ARINMASI LAZIM
Nevevi Rahimehullah şöyle dedi: İstihareden önce; deneyimli, nasihatte bulunan, bilgi ve din açıdan güvenirliğe sahip ve şefkatli huyu ile bilinen birisine danışmak mustehaptır. İstişare ettikten sonra bir yarar gördüğünde konuyla ilgili Allah’a istihare eder. İbn Hacer el Heysemi şöyle dedi: Nefsin arzularının ağır basması ve kötü düşüncelere sahip olması nedeniyle istişareye öncelik verilir. Ancak nefis mutmain olup kişinin iradesi, nefsin arzularından arınmış ise istihareye öncelik verir.
HANGİ DURUMLARDA YAPILIR?
İbadet ve sevap işlemek gibi iyi olduğu, haram ve günah gibi kötü olduğu kesin olarak bilinen şeylerde istihâre yapılmaz. İstihâre, yapılmasının doğru olup-olmadığında tereddüt edilen şeylerde yapılır ve yedi kere tekrarlanabilir. Hz. Peygamber (sas)’in tavsiyesi doğrultusunda istihâre eskiden beri İslâm dünyasında âdet olmuş ve önemli önemsiz birçok hususta günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Kumandanlar sefere çıkmadan, sultanlar veliahtlarını belirlemeden önce istihâre yapar ve bunun sonucuna genellikle uyarlardı. Evlilik öncesinde ve çocukların isimlerinin konması esnasında da istihâre yapmak âdet olmuştur. Ayrıca birtakım tartışmalı dinî meselelerde fetva verirken bazı âlimler ulaştıkları sonucu istihâreyle destekleme yoluna gitmişlerdir (meselâ bk. İbnü’s-Salâh, I, 293, 396; II, 434, 484, 485, 507).
DÜNYA HAYATINDAN UZAKLAŞMAK LAZIM
İstiharenin hikmeti; Allah’ın emrine teslim olmak, önemsiz hususlardan uzaklaşıp amaca odaklanmak, dünya ve Ahiret hayrını birlikte elde ederek Allah’a yönelmektir. Şüphesiz bu amaç için her şeyin sahibi olan Allah’ın kapısını çalmak gerekir. Böylece namaz ve duadan daha etkili bir şey yoktur. Çünkü istiharede Allah’ı yüceltmek ve ona övgü vardır, Ona hem söz hem de durum ile muhtaç olunduğu belirtilmektedir. İstihareden sonra gönlünün açık olduğu hususu yerine getirir.
*CİHAD ALPAN/BBN HABER

İstihâre namazı nasıl kılınır?
İstihâre namazı mendup olup, birinci rekâtında Fâtiha’dan sonra Kâfirûn sûresi; ikinci rekâtında Fâtiha’dan sonra İhlas sûresi okunur. Namazdan sonra istihâre duası yapılır.

İstihâre Duası
Sahabeden Câbir b. Abdullah diyor ki: “Rasûlullah, Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi işlerimizin tamamında bize istihâreyi öğretiyor ve şöyle diyordu: “Biriniz bir şey yapmaya niyet edince farz dışında iki rekât namaz kılsın ve arkasından şu duayı yapsın:

اللَّهُمَّ إنِّي أسْتَخِيرُكَ بعِلْمِكَ وأَسْتَقْدِرُكَ بقُدْرَتِكَ، وأَسْأَلُكَ مِن فَضْلِكَ العَظِيمِ، فإنَّكَ تَقْدِرُ ولَا أقْدِرُ، وتَعْلَمُ ولَا أعْلَمُ، وأَنْتَ عَلَّامُ الغُيُوبِ، اللَّهُمَّ إنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أنَّ هذا الأمْرَ خَيْرٌ لي في دِينِي ومعاشِي وعَاقِبَةِ أمْرِي فَاقْدُرْهُ لي ويَسِّرْهُ لِي، ثُمَّ بَارِكْ لي فِيهِ، وإنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أنَّ هذا الأمْرَ شَرٌّ لي في دِينِي ومعاشِي وعَاقِبَةِ أمْرِي فَاصْرِفْهُ عَنِّي واصْرِفْنِي عنْه، واقْدُرْ لي الخَيْرَ حَيْثُ كَانَ، ثُمَّ أرْضِنِي.

Allah'ım! Senden, senin ilim ve kudretinden hayır beklerim. Senin büyük lütfundan talep ederim. Sen kâdirsin, benimse gücüm yetmez, sen bilirsin, ben bilmem. Sen bütün gizlilikleri bilensin.

Allah'ım! Bu işim dinim için, dünyam ve âhiretim için senin ilminde hayır diye yer almışsa onu bana nasip et, onu kolaylaştır ve uğurlu kıl. Eğer bu işim dinim için, dünya ve âhiretim için senin ilminde kötü diye yazılmışsa onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise onu nasip et ve gönlümü ona yönelt!”

Hz. Peygamber sözüne devamla, ‘İstihâreyi yapan kişi bu sırada işini de söylesin’ buyurdu. (Buhârî, "Da’avât", 48).

Ayrıca Hz. Âişe validemiz de Resûlullah(sas)’ın kendisine şu duayı öğrettiğini nakletmektedir: “Allah’ım! Şüphesiz ben senden hayrın her çeşidini isterim, dünya için olanı da âhiret için olanı da, bilebildiğimi de bilemediğimi de. Dünyada ve âhirette bilebildiğim ve bilemediğim şerrin hepsinden sana sığınırım. Allah’ım! Kulun ve Peygamber’inin senden istediği her çeşit hayrı ben de isterim ve onun sana sığındığı şerlerden ben de sana sığınırım. Allah’ım! Şüphesiz ben senden cenneti ve beni cennete yaklaştıran söz ve amelleri istiyorum. Cehennem ateşinden ve beni ona yaklaştıran söz ve davranışlardan sana sığınıyorum. Senden, benim için takdir ettiğin hükmünü hayırlı kılmanı diliyorum.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *