Küçükmuhsine Mahallesi, Konya merkezden yaklaşık 27 km kadar mesafede yer alıyor. Bu bölgede Ulumuhsine ve Kiçimuhsine (şimdiki adı Küçükmuhsine) adlarında karşılıklı iki köy bulunuyor. İşte bu köylerin sırrı da tam burada.
İki kız kardeşin yüzlerce yıllık hikâyesi
Bir kadın ismi olan Muhsine adı, Selçuklular döneminde Moğol istilasından kaçıp bu köydeki mağaralara saklanan ve aynı zamanda bu köylere adını veren Ulu Muhsine ve Kiçi Muhsine iki kız kardeşten geldiğine inanılıyor.
İki kız kardeşin halılara dokunan öyküsü
Bu iki köyün, kendilerine has halı ve cicim model ve motifleri dünya çapında meşhur.
Dokunan halı ve cicimlerin menşei de bu köylere adlarını veren Ulu Muhsine ve Kiçi Muhsine adlı iki kız kardeşlere ve onların acı dolu ama umutla öykülerine dayandırılıyor. Ulumuhsine ve Kiçimuhsine köylerine ait halılar ve cicim modelleri Konya Etnografya Müzesi’nde sergilenmekte.
Bizans izleri
Bu iki köy, Selçuklular döneminde iskân edilmeden önce Bizans Devleti’nin son asırlarında, iskân politikalarında gevşemelerin olması ve kırsal kesimde yaşayan fakir halkın köylerini terk ederek şehirlere göçmesi sonucu boşalan alanlara, yeni gelen Türk aşiretleri yerleşmiş. Ulumuhsine ve Kiçimuhsine köylerinin tarihi Selçuklulardan önce çok eskilere dayanmasına rağmen yeterli kaynak yok.
Mağaralar köyü
Küçükmuhsine Mahallesi’nin içeri kısmına doğru ilerlediğinizde sol tarafta dağların yüzeyine oyulmuş ve birbiriyle bağlantılı birçok mağara yer alıyor. Günümüzde mağaraların çoğu ahır, kümes ve depo olarak kullanıldığından özel mülk niteliğinde.
Turizme kazandırılmayı bekleyen mağaralar
Gezmeye uygun olan birkaç mağara dışında bu mağaraların çoğu gezilemiyor. Mağaraların önünde geçen yoldan ilerleyerek uzaktan seyredilebiliyor.
Bu mağaralar turizme açık olmadığından bakımı ya da güvenlik önlemleri de yok.
İçeride manastır veya kilise olduğunu düşündüğüm bir oda da bulunuyor.
Fotoğraf: instagen
