Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve Meram Müftülüğü iş birliğinde “NEÜ Diyanet Genç Ofis Açılışı ve Hasbihal” programı gerçekleştirildi.
NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinde düzenlenen açılışa NEÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Birekul ve Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Konya İl Müftü Yardımcısı Mustafa Şimşek, Meram İlçe Müftüsü Zekeriya Koçak, NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dekanı Mürsel Biçer çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Kurdele kesimi ve iyi dileklerin ardından NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinde Hasbihal: “Gençlerle Gençliğe Dair” konferansı düzenlendi.
NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Birekul’un konuşmacı olarak yer aldığı programda selamlama konuşması gerçekleştiren Konya İl Müftü Yardımcısı Mustafa Şimşek, “Bugün önemli bir hizmet için bir araya geldik. İlim irfan yuvası fakültemizde gençlerimize daha sıcak bir ortamda hizmet sunmak için hayata geçirilen bir mekânın açılışında bir aradayız. İl Müftülüğü olarak sahadaki çalışmalarımız arasında gençlik hizmetlerine ayrıca önem veriyoruz. Konya’da gençlere yönelik yürütülen çalışmalar büyük önem taşıyor ve bunların hepsi sizlerin destekleriyle gerçekleşiyor. NEÜ Diyanet Genç Ofisi’nin ve bu konferansın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Meram İlçe Müftülüğü Gençlik Koordinatörü Büşra Yüzügüldü Önder ise, “Diyanet İşleri Başkanlığı, son yıllarda gençlere yönelik, üniversite yerleşkelerinde faaliyet alanlarını genişletmek için büyük çaba göstermektedir. Bu bağlamda Türkiye’de 30’dan fazla üniversitede Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik Merkezleri bulunmaktadır. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biri olan Necmettin Erbakan Üniversitesinde de 2 ofis açtık. Üçüncüsünü de inşallah Köyceğiz Yerleşkesinde açmayı hedefliyor ve gayret ediyoruz. Ofislerin açılmasında bizlere kolaylık sağlayan Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörlüğüne ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Birekul hocamıza şükranlarımızı arz ediyorum” diye konuştu.

Gençliğin Üzerindeki Baskı ve Duygusal Yorgunluk
Modern toplumun gençliğe biçtiği en önemli rolün, toplumu değiştirme ve dönüştürme görevi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Birekul, “Bugün gençlik denilince ilk akla dinamizm, heyecan ve değiştirme gücü gelir. Modern toplumda yeni bir toplum inşa edilecekti.Geçmiş toplumdaki o geleneksel kültürel ve dini kodlar bir tarafa bırakılıp, yeni bir inşa sürecine başlanacaktı. Bu konuda da bir kesime görev verilmesi gerekiyordu. Bu görev de modern toplumda gençliğe verildi. Gençlik ile alakalı problemlerin birçoğu gençliğe düşen bu misyondan kaynaklanmaktadır. Gençlere değiştirici ve dönüştürücü bir rol verdiğinizde, toplumda farklı bir aksiyon almasını istediğinizde, toplumu değiştirmek isteyen her türlü ideolojiye açık hale getirmiş oluyorsunuz. Bu nedenle modern toplumda, toplumu değiştirmek isteyen her ideoloji ve dünya görüşü gençliği kendisi için en önemli malzeme olarak görmektedir. Bir ürün satılmak isteniyorsa, bir eylemi yaygınlaştırmak amaçlanıyorsa, siyasal, kültürel veya sosyal bir akım gerçekleştirilecekse gençler burada hemen aktör olarak değerlendiriliyorlar. Bu durum gençlerin üzerinde inanılmaz bir baskı ve duygusal yorgunluğu da beraberinde getiriyor” ifadelerini kullandı.
Kendi İrfanına Yabancılaşma
Cemil Meriç’in Türkiye’deki modernleşmeyi ‘kendi irfanına yabancılaşma’ olarak tarif ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Birekul, bugün batılılaşma süreci ile birlikte, kendi kodlarından uzaklaşan, irfanına yabancılaşan ve bununla birlikte de belki yüzlerce ideolojinin üzerine hücum ettiği bir gençlik kitlesi ortaya çıkıyor. Her sosyal medyaya girdiğimizde, televizyon izlediğimizde ve sokaklarda billboardlara baktığımızda bir kültürel kodla karşılaşıyoruz. Artık bu dönemin gençlerini kendi tarafına çekmeye çalışan yüzlerce vesait var. Eğer bir genç kendi irfanına da yabancı ise o zaman bütün bu kargaşanın ortasında kalmış oluyor. Genlikten beklenen kendi irfanını muhafaza etmesidir aslında. Bu nedenle görevi dinamik olmaktan çok statiktir” dedi.

Modern Toplumlarda Kimliğinizi Her Gün Yeniden Üretmek Zorundasınız
Modern toplumda gençlerin kimlik problemi yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Birekul, “Geleneksel toplumlarda aileden, mahalleden, toplumdan ve kendinizi ait gördüğünüz kültürel alanlardan kimliğinizi oluşturursunuz. Ama modern toplumlarda kimliğinizi her gün yeniden üretmek zorundasınız. Onun için gençler bugün kendilerine her gün bir hikâye yazmak zorundalar. Kendi hikayelerini yazarken kafalarını karıştıran çokça kavram bulunuyor. Bu kavramlardan biri de özgürlüktür. Gençlerden hikayelerini özgürce kurmaları isteniyor. Özgürce kurduklarında da yalnızlaşıyorlar. Çünkü aidiyetlerini gözetecekleri kurumlar ve bağlar zayıflamış. Önceden eğitim ve kariyer dediğimiz şey hayatımızın bir serüvenini ifade ediyordu. Ama şu an gençler için kariyer dediğimiz şey hayatta ve ayakta kalabilmeyi ifade ediyor. Bunların hepsini düşündüğümüzde hakikaten zor bir dönemde yaşıyoruz. Modern çağın getirmiş olduğu bunalımı tüm kesimler bir şekilde hissediyor ama gençler biraz daha fazla maruz kalıyor. Kendi çocuklarımız da dahil olmak üzere gençleri eleştirirken onlara da hak vermemiz gerekiyor. Çünkü içinde bulundukları bu atmosfer zor bir atmosfer” diye konuştu.
Gençler Yetişkinliğe Geçişte Problemler Yaşıyor
Modern toplum gençlerinin yetişkinliğe geçme sürecinde problemler yaşadığını aktaran Prof. Dr. Mehmet Birekul, “İstatistiklerde de bunu görebiliyoruz. Gençlerimiz bir türlü yetişkinliğe geçemiyorlar. Çünkü iş bulamıyorlar, evlenip aile kuramıyorlar ve bunlar geciktikçe yetişkinliğe adımda problemler yaşıyorlar. Bu da ister istemez bunalıma götürüyor. Bundan 5-10 yıl önce TÜİK istatistiklerinde tek bireyli aileler diye bir bölüm vardı. Yani gençlerin ayrı eve çıkması diye bahsedilirdi. Şimdi ise kendini evlere hapseden gençlerden bahsediliyor. Üniversiteyi bitirmiş, iş bulamamış, aile kuramamış ve toplumdan kendini soyutlayarak bir şekilde yaşayan gençler oluştu” şeklinde konuştu.
Bu Çağı İyi Tanımalıyız ve Gereksinimlerini Öğrenmeliyiz
Yaşanılan sorunlara karşı neler yapılması gerektiği konusunda da önerilerde bulunan Prof. Dr. Birekul şu şekilde konuştu: “Her toplum kendi bulunduğu çağın sorunları ve ihtiyaçları ile imtihan edilir. Bugün bizler dijital çağ ile, dönüşümle, sosyal medya ile, işsizlikle ve kültürel kuşatma ile imtihan ediliyoruz. Bu sorunları bir imtihan olarak kabul etmemiz, yok saymamamız gerekiyor. Biz bunu yok saydıkça, görmezden geldikçe bu sorunlarla ilgili strateji geliştiremeyeceğiz. Öncelikle bu çağı iyi tanımalıyız, gereksinimlerini öğrenmeliyiz. Günümüz toplumu ile ilgili en çok kullanılan kavramlardan bir tanesi hız toplumudur. Artık hız kavramının dahi toplumu ifade etmediği ve ivme toplumuna dönüştüğü söyleniyor. Kuşaklar arası süreç daralıyor ve biz bu hızın içerisinde bulunduğumuz çağ ile ilgili pek çok şeyi atlıyoruz. Zamanı atlıyor, birçok şeyin farkına varmıyoruz. Bu çağı nasıl tükettiğimizin farkına varmamız gerekmektedir.”