Kadim Anadolu topraklarının bir ucu olan Antalya Beydağları’ndan başlayıp diğer ucu Hatay’a kadar uzanan, Türkiye coğrafyasının adeta omurgasını oluşturan Toros Dağları; dillere destan manzaraları ve Türk kimliğini yansıtan Yörük kültürüyle kültür tarihimiz için saklı bir hazine niteliği taşıyor. Bu kültürün bir parçası ise yıllardır kullanılan “taşın suyu” oluyor. Toroslar'da yaşayan insanlar, şehirdekilere kıyasla çok daha doğal bir hayat sürüyor. Burada yaşayanlar, hatta deterjanı bile doğadan elde ediyor. Dağ köylerinde yüzyıllardır kullanılan "taşın suyu", marketten alınan fabrikasyon deterjanlardan hem daha iyi kir çıkarıyor hem de zararlı kimyasallar içermediği için sağlığa hiçbir zarar vermiyor.
Konya'nın Dağ Köylerinde Çamaşır Böyle Yıkanıyor
Konya’nın güneyinde yer alan Toros Dağları'nda köylülerin hayatı, zorlu coğrafi koşullarla mücadele içinde geçiyor. Bölgeye dağlık bir yapının hakim olması nedeniyle inşaat ve tarım için kullanılabilecek alanlar oldukça kısıtlı. Ancak dağlık ve kayalık bir coğrafyanın getirdiği zorlukların yanında bazı avantajlar da bulunuyor. Bu avantajlardan biri, Toros Dağları'nda yapılacak herhangi bir doğa yürüyüşünde karşılaşılabilecek, kayaçların içinden çıkan berrak sulardır.
Bu sular, bölgedeki kireçtaşı (kalker) gibi gözenekli kayaçların yağmur ve kar sularını emmesi ve zamanla bu suları yavaş yavaş dışarı sızdırmasıyla oluşuyor. Taşlar adeta bir sünger gibi suyu tutuyor ve yılın en sıcak dönemlerinde bile serin, taptaze bir kaynak sunuyor.
Taşın Suyu, Sabunu Daha İyi Köpürtüyor
Konya’nın dağ köylerinde yaşayan vatandaşlar, zamanla kayaların içinden süzülen mineral zengini bu suyu çamaşır deterjanı yerine kullanmaya başlamış. Taşın suyunun yumuşak ve doğal olarak arıtılmış olması, onu çamaşır yıkamak için ideal kılıyor. Yumuşak su, doğal sabunu daha kolay köpürmesini sağlıyor; böylece kıyafetler hem daha iyi temizleniyor hem de kimyasal deterjanlardan uzak daha sağlıklı oluyor. Özellikle özel günlerde giyilecek kıyafetler mutlaka taşın suyunda yıkanıyor.
Geçmişten bu yana, çamaşır yıkama günleri Konya’nın dağ köylerinde adeta bir şenlik havasında geçerdi. Kadınlar sabahın erken saatlerinde büyük kazanlarını ve sabunlarını alarak taşın suyunun aktığı kaynaklara gider, doğayla iç içe bu eşsiz su kaynağından faydalanarak kıyafetlerini yıkarlardı.
