Hepimizin içinde yapmak isteyip ama cesaret toplayamadığımız için adım atamadığımız zamanlar vardır. Doğru zaman diyerek geçirilen haftalar, aylar ve yıllar birbirini takip eder.

Gerçekten başarmaya korkuyor olabilir miyiz?

İstemesek de cevap evet, korkuyoruz. Hatta o kadar korkuyoruz ki her zaman bahanelerimiz hazır oluyor. Hedeflerimiz peşinden koşmak yerine olduğumuz yerde saymaya ve “Zamanım yoktu, yorgunum, çok yoğun çalışıyorum” gibi bahaneler ile kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Asıl can yakan kısım ise yeterince istemiyor oluşumuz. Bütün mesele yeterince istememek.

Eğer bugün sevdiğiniz bir hobiyi yapıp, ilgilendiğiniz bir spor dalıyla uğraşıp ya da beğendiğiniz bir filmi uykusuz kalmak uğruna izliyorsanız bunu gerçekten yapmak istediğinizden dolayıdır.

O yüzden bahaneleri bırakıp gerçek yapmak istediğimiz şeylere odaklanalım. Eğer yapmıyorsak da çevremizi suçlamayı bırakıp, kendi bahanelerimize sığınmayalım. Zaman doğru anda ve doğru şekilde sizi gerçek başarma arzusu ile yandığınız o uçsuz bucaksız hayallerinize kavuşturacaktır. Unutmayın bahaneler sadece bugünlerinizi kurtarır, geleceğinizi sadece gerçek istekleriniz şekillendirir. Daha mutlu olmak için kendinize güvenin, kendinizi sevin. Sizi sizden daha iyi tanıyan kimse yoktur unutmayın.

İsteklerimizi başarmak bize yeni umutlar ve beklenmedik güzellikte yeni kapıları aralar. Yeni umutlar ve yeni kapılar ise size bilmediğiniz kaygıları. İşte o yüzden başarmaktan korkmuyor muyuz?

Hedeflerinizin her zaman mevcut konumunuzdaki sınırları genişletip, prangalarınızdan kurtularak irtifa kaybetmeden göklerde süzülmek olsun. Bilinçaltınızda yatan başarma korkusunu yenmediğimiz sürece gideceğimiz tek yer dün bulunduğunuz konumdur. Kendinizi tatmin edecek ölçüde inanın ve isteklerinizi hevessiz olarak gerçekleştirdiğiniz şeyler uğruna terk etmeyin. Amacınız hayatta kalmak değil, hayata güzel izler bırakmak olsun. Unutmayın bahaneler sadece bugünlerinizi kurtarır, geleceğinizi sadece gerçek istekleriniz şekillendirir.