GERÇEK KEŞİF: YENİ GÖZLERLE BAKMAK
"Gerçek keşif yeni diyarlar bulmak değil, yeni gözlerle bakmaktır."
Bu cümle Fransız yazar Marcel Proust'un derin bir ifadesi ve aslında insanın hayatına dair oldukça önemli bir farkındalığı ortaya koyuyor. Bu söz bize keşfetmenin aslında dış dünyadan çok, iç dünyamızla ilgili bir süreç olduğunu hatırlatır.
Her şeyin sırrı, alışageldiğimizden farklı bir bakış açısı geliştirmekte gizlidir. Gündelik yaşamımızda sürekli karşılaştığımız yerler, insanlar, objeler ve hatta anılar bile çoğu zaman sıradanlaşır. Bir süre sonra gözümüzün önündeki güzellikleri görmemeye başlarız. İşte bu noktada "yeni gözlerle bakmak" devreye girer.
Bir çocuğun ilk kez bir çiçeğe hayranlıkla bakışı ya da yağmurun camdaki izlerini büyülenerek izlemesi onun dünyayı keşfetmesidir. Çocuğun bakışında, çevremizdeki her şeyin aslında ne kadar harika olduğunu tekrar hatırlarız. Yetişkinliğe adım attıkça bu gözlerimizi kaybetmeye başlarız çünkü koşuşturma, endişeler, hedefler ve rutinler arasında kayboluruz. Peki, nasıl olur da aynı manzaraya her gün bakıp da içinde saklı olan güzelliği keşfedemeyiz?
Belki de sorun alışkanlıklarımızın gözlerimize çektiği perdeyle ilgilidir. Yeni gözlerle bakabilmek, bir anlamda alışkanlıklarımızdan kurtulmak ve her şeyi ilk defa görüyormuş gibi yaşayabilmektir. Aslında Proust’un bu sözü, hayatın anlamını ve insanın kendini bulmasını anlatır. Sürekli yeni yerler yeni insanlar yeni tecrübeler aramak yerine şu an içinde bulunduğumuz dünyayı, hayatımızdaki insanları ve yaşadığımız anları daha derinlemesine görebilmeyi öğütler.
Belki de gerçekten ihtiyacımız olan tek şey iç dünyamıza dönebilmek, kendimize ve çevremize farklı bir perspektiften bakabilmektir. Yeni diyarlar keşfetmek, bize kısa süreli heyecanlar yaşatabilir ama gerçek keşif, var olanın içinde saklı olanı görüp onun derinliğini anlamaktır. Gerçek keşif, sadece bir yolculuk değil, bir farkındalıktır.
Sonuç olarak, keşfetmek uzaklara gitmek, yeni yerler görmek ya da maceralara atılmakla sınırlı değildir. Asıl mesele bakış açımızı değiştirebilmek ve her anın her detayın içinde gizlenmiş güzellikleri fark edebilmektir. Hayatın bizlere sunduğu bu anları yakalayabilmek ve onları yeni gözlerle görebilmek, en büyük keşif değil midir? Belki de tek yapmamız gereken, bir an durup, etrafımıza farklı bir gözle bakmayı seçmektir. Çünkü gerçek keşif, her zaman karşımızdadır sadece onu görmeyi bilmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.