Ali Ulurasba

Ali Ulurasba

AŞIRILIK ÇAĞI

AŞIRILIK ÇAĞI

Tembellik hakkımız vardı ama tembelliğimizi çaldılar ve o günden bu yana yorgunluk toplumuyuz.

Boş vakitlerimizi de çaldılar ve artık ne zaman mesaideyiz, ne zaman boş vaktimiz var belirsiz.

Emeğimizin karşılığın artık alamıyoruz. Artık emeğin ne olduğunu bile unuttuk. Çalışmak bir sömürü unsuru oldu.

Aşırılıklarla kuşandık. Şiddet bu aşırılık içinde en iyi performansı sergiliyor ve yaşam her geçen ün biraz daha kendi içine doğru siniyor. Tedirginlik bir salgı gibi yayılıyor her yere. Eskiden de hiçbir şey yerli yerinde değildi ama şimdi bir “yer” yok.

İnanılması güç zamanlardan geçiyoruz. Yüzyıl sonra, iki yüz yıl sonra bugünler için tarihçiler, edebiyatçılar, sosyologlar, kısaca ilim insanları ne söyleyecekler acaba insan merak ediyor?

Buraya kadar olan bölümü bir olumsuzluk olarak elbette ele almıyorum ama şu bir gerçek ki bugün yaşadıklarımıza olumsuzluk olarak yaklaşacak olsak, bir hastalığın pençesinde kıvrandığımız hükmüne varabilirdik.

Şu bir gerçek ki yaşadığımız çağ anlama çağı değil, sadece yaşamak gerekiyor. Gerisi, yani alam bizden sonraki nesillere kalacak bir durum.

… ama neden böyle?

Böyle olması gerekiyordu. Düşünüyorum da, yani son kırk yılı düşünüyorum adeta bütün olup bitenler bugüne hazırlamış bizi.

Hiçbir şey kendiliğinden ve bir anda olmuyor. Her şeyin bir tohumu, bir kökü var. Dün bir çaresizlik değildi ve bugünkü aşırılığı icat etmedi; dün bir umutsuzluk da değildi ve bugün de bir karamsarlık havası yok.

… ama neden böyle?

Belki de soruları yanlış soruyoruz. Hoş doğru soruları sorsan ne olacak? Hemen hepimiz biliyoruz ki yaşamak dediğimiz şey biraz da sürüklenmek. Her şey bizim elimizdeymiş gibi ama öyle değil.

Yeni bir bin yılın ilk çeyreğinde zorladığımız her şey, yani aşırılıkla deneyimlediğimiz veya deneyimlemeye çalıştığımız her şey asılında bize bir şeyler söylüyor veya bize bir şey gösteriyor: Yaşamı kuran sadece sen değilsin, bu çağın bileşenleri sayısız ruha eşlik ediyor.

Bu aşırılığı körükleyenlerden biri de sensin veya sen de bu aşırılığı körükleyenlerin içindesin.

Yani kendini toplumdan ve toplumun gidiş güzergâhından sıyıramazsın, yaşamaya bak; bırak aşırılığın tanımını başkaları yapsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ulurasba Arşivi