KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3304 %0,25
48,6170 %0,46
4.889,10 % 0,09
Ara

DÜŞ KIRIKLIĞI OTELİ

YAYINLAMA:

Birbirimizi nesne düzeyinde algıladığımız için nasıl olmamız gerektiğine de karar veriyoruz, istediğimiz gibi olmazsa akşamdan kalan bir çöp poşeti kapının dışına koyuveriyoruz.

Pavase, başarısızlığı, büyük işler gerçekleştirememek değil de “Bir yuva kurmak, bir dostluğu, bir kadınla (veya erkekle) mutlu bir ilişki sürdürmek, ekmek parası kazanmak gibi küçük şeylerden başarısızlık” biçiminde niteler ve der ki “Başarısızlığın en acısı budur”.

Oysa her ikisi de değildir başarı.

Pavase, ikisinde de başarısız olmuştur ama ülkesinin en büyük ödülü Strega’yı almıştır. Sonra da bir otel odasında hayatına son vermiştir.

Buradaki anahtar sözcük “bir otel odası” kesinlikle değildir.

Başarısızlık düş kırıklığı değildir.

Pavase’nin bütün yapıtlarında bir düş kırıklığı sezilir. Ancak yazar bundan mutludur. Nihayetinde mutsuzluğunu intiharıyla, bir otel odasında taçlandırır.

Hemen hepimizin hayatında düş kırıklıkları vardır.

Ancak zaten “… rağmen” yaşamıyor muyuz?

Ya da “…rağmen” yaşayanlardan değil miyiz?

Çünkü bize öğretilen “şu” olacağımızdır.

“Şu” olursak mutlu ve huzurlu oluruz.

“Şu” olmak nedir?

Küçük başarılar kazanıp büyük barıları hayal etmektir.

Başarı nedir ve neyi başardığımızda “şu” oluruz?

Şöyle bir söz hatırlıyorum: “Yirmi yaşından sonra hiçbir şey olmak zorunda değilsin”.

Yirmi yaş, nasıl bir mucizeyse artık…

Bana yirmili yaşlarda, “yirmi yaşından sonra hiçbir şey olmak zorunda değilsin” diyen olmamıştı.

İnsanlara yirmi yaşına kadar ne olmaları gerektiğini söylerler. Hatta ileri yaşlarda da söylerler.

Çünkü onlara göre olmamışsındır.

Nihayetinde “şu” olmak başarılı olmak anlamına gelmiyor.

“Şu” onun veya bunun şu’sudur.

İnsan “şu” olmaz, sadece olur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *