KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3102 %0,23
48,8410 %0,44
4.870,01 % 0,27
Ara

SIRADAN OLAN KAYBEDER

YAYINLAMA:

Mini etekli bir kadının markette külotunu çıkararak sebze kasalarının içine tıkıştırdığını gördünüz mü? Bir sosyal medya kullanıcı da altına yazmış ki, “umarım yayılmaz.”

Sıradan olmamak bir zorunlulukmuş gibi işliyor günümüzde.

Sıradanlığa sırt dönmek lanetli bir mirasın reddi gibi. Dışlanmak, ötekileştirilmek, aşağılanmak, gündem dışı kalmak, kaybetmiş sayılmak sıradanlığın da nitelikleri arasında yer alıyor artık.

Sıra dışılık merkeze alınıyor. Sıra dışılık yeni bir yaşam biçimine dönüşmüş durumda; gündelik hayat içindeki bütün etkileşimler sıradan olmamak üzerine kuruluyor.

Gündeliğin bütün rutin gel-gitleri, olağan koşturmaları, belirlenmiş, standart psikolojik ve sosyal güzergâhları, bütün etkileşim ritüelleri, günlük pratikler ve diğer her şey sıra dışılık paydası altında birleştirilmeye çalışılıyor.

Bir kahve neyle içilir?

Bir kitap nasıl okunur?

Bu sorular son derece masum kalıyor sıra dışı olma panik-atağı karşısında ve bir sara nöbeti geçirircesine sıra dışılığa olan tutkunun görselleştirilmesi her şeyi nesneleştiriyor. Sıra dışı olmak böylece pasif bir saldırganlığa dönüşüyor öteki için. Önce kendini dişliyor sıra dışı olmaya çabalayan, sonra seyirciden büyük bir ısırık alınmaya çalışılıyor.

“Ben nasıl bir evlenme teklifi etmeliyim!”

“Çocuğumun cinsiyetini nasıl öğrenmeliyim?”

Sıradan olmama isteğinin sıradanlığı bir ekonomi oluşturmuş durumda. Sıradanların sıradan olmamaları için çalışan şirketler var.

Kitap okumaktan sünnet törenine içmeye kadar sıra dışılık çıtası her gün daha yükseğe konuluyor.

“Şimdi her şey çok daha sıra dışı”mı?

Etler tokatlanacak…

Hamurlar havada uçacak…

Kadın külotunu markette çıkarıp sebze kasasının içine saklayacak…

Gündelik hayat sıradan olanın kadar sıra dışının de mekânıdır. Ancak sıra dışılık derken tam olarak neyi kastediyoruz artık? Sıra dışılık bir dışlanma mı, yoksa sıradanlığın yeni bir biçimi mi?

Sıra dışılık bir kendini gerçekleştirme olarak mı ortaya konuluyor yoksa bir dikkat toplama biçimi veya tam tersi mi? Ama eğer her neyse buna duyulan ihtiyaç kim tarafından, nasıl ve ne için üretiliyor?

Elbette bu yeni saralı vari habitus ortamında sorularla bir yere ulaşacak değilim.

Sağlıklı ilişki ve etkileşimlerin sıradan olduğu dönemler de yaşandı ve belki bir yerde yine yaşanıyordur.

Günümüzde sıra dışılık kavramı sağlıklı bir yaşamın kural ve ölçüsü olarak ortaya konulmadığı sürece sıradanlık bize, benliğin yine yeni terapötik (tedavi edici) anlatısını düzenleyen bir sağlıklı çerçeve sunar. Bu anlatıda bütün sıra dışılık arayışları ve görselleri artık sıra dışı olanın kusurlu kişilik yapısına, örneğin sıradanlık korkusuna işaret eder. Toplumlarda insanlar sıra dışılıktan, sıradanlıktan olduğundan daha çok korkar hale gelebilir. Genel olarak bakıldığında ise histerik biçimde sıra dışı olmaya çalışanlar, gündelik hayatlarında otomatik sıradanlığın temsilcileri değil midir?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *