CEZA VE İNFAZ HUKUKU KAPSAMINDA 8. YARGI PAKETİ
Cezaların artırılmasından, caydırıcılığın sağlanmasından önce; kader mahkûmlarına son bir şans verilmesi ve mazlumun ahını da yerde bırakmaksızın kapsamlı bir af ile beklentilere cevap verilmesi gerektiğinden geçtiğimiz günlerde bahsetmiştim.
Hazırlıkları devam eden 8. Yargı Paketi maddeleri ile genel affa ilişkin son dakika gelişmeleri cezaevinde tutuklu bulunanlar ve yakınları tarafından yakından takip edilirken; 8.Yargı paketine ilişkin sorulara cevap veren Adalet Bakanı, çalışmaların halen devam ettiğini, 60’tan fazla maddeden oluşan bir paketin söz konusu olduğunu, milletvekillerinin bunlara yenilerini ilave edebileceğini ya da çıkarabileceklerini ifade etmişti.
Ceza ve infaz hukukunu ilgilendiren tutuklu ve hükümlüler ile birlikte yakınlarını da en çok alakadar eden konuların başında ise taslakta yer alan ikinci kez Mükerrerlere yönelik düzenleme yer alıyor.
Sanığın ikinci kez mükerrer olduğuna karar verilmesi halinde kişi şartla salıverilme hükümlerinden yararlanamamakta ve cezanın tamamı infaz edilmekte, yani mahkemece sanığa ne kadar süreli hapis cezası verilmiş ise tamamını kapalı ceza infaz kurumunda geçirilmektedir.
8. Yargı paketine ilişkin taslakta ise; ikinci kez mükerrerlerle ilgili 5275 sayılı Kanun m.108/3’de yer alan koşullu salıverilme yasağı kaldırılmakta olup, süreli hapis cezası olan ikinci kez mükerrerlerin mahkûm oldukları hapis cezasının 3/4’ünü ceza infaz kurumlarında infaz etmeleri halinde koşullu salıverilmeden faydalanmalarına imkân sağlanacağı öngörülmektedir.
Bahse konu taslak düzenlemenin TBMM’de kabul edilmesi halinde, ikinci kez mükerrerlerin açık ceza infaz kurumuna ayrılması ve denetimli serbestlikten faydalanması mümkün hale gelecektir.
Koşullu Salıverilmenin geri alınması; hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi, halk tabiri ile denetim yakma olarak bilinmekte olunup, Koşullu Salıverilmesi geri alınanlara yönelik ise herhangi bir düzenleme taslakta yer almamakta olup; bu hükümlüler; açık kuruma ayrılamaz, denetimli serbestlikten faydalanamaz ve haklarında koşullu salıverilme kararı verilememektedir.
İkinci kez mükerrerlerle ilişkin düzenleme yer alırken, taslakta bu konuda bir düzenlemenin yer almaması da mahkûm ve yakınlarınca tepki çekmiştir.
Ceza Ve İnfaz Hukukunu ilgilendiren Taslakta yer alan diğer maddeler ise şöyledir;
1 Nisan 2024 tarihinden sonra verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararlarına karşı istinaf mahkemesine başvurulabilecek.
Doğrudan verilen adli para cezalarında kesinlik sınırı 3 bin TL'den 15 bin TL'ye çıkarılacak.
Hükümlünün koşullu salıverilme süresinin beşte birini denetimli serbestlikte geçirmesi sağlanacak. Böylelikle, her hükümlü cezasının en az yüzde 40'ını cezaevinde çekecek.
Denetimli serbestlik süresi 3 yılla sınırlandırılacak.
Bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararlar ile Yargıtay'ın bozma kararı üzerine yeniden verilen kararlara karşı, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlara göre istinaf ve temyize başvurulabilecek.
Şeklinde olup; düzenlemenin ise son halini aldıktan sonra meclis açılır açılmaz görüşülmesi beklenmektedir.
Şahsi görüşüm; bu haliyle tutuklu ve mahkûm yakınlarının taleplerine kısmen cevap veren, fakat beklentileri tam anlamıyla karşılamayan bir düzenleme olduğudur.
Geçen haftaki yazımda olması gerekenden bahsetmiştim. Şöyle ki; ‘’şahsa ve devletin birlik bütünlüğüne yönelik olmayan suçlarda’’ ve yine ‘’terör suçları’’ hariç olmak üzere bir defaya mahsus kapsamlı bir infaz düzenlemesi ve genel af çıkartılması gerekmekte ve akabinde cezaların artırılması ve caydırıcılığın sağlanmasına yönelik düzenlemelerin uygulamaya konulması gerekmektedir.
Şüphesiz ki; ‘’Serseriliğin sonu ya mezar ya hapishanedir. İnsana en büyük cezayı vicdanı verir. Hayatta her şeyin bir mükâfatı veya cezası vardır. Herkes ikinci bir şansı hak eder. İnsan yaptığı hatalardan ders çıkarmayı bilmeli aynı hataları bir daha yapmamalıdır.’’
Cezaların artırılmasından, caydırıcılığın sağlanmasından önce; kader mahkûmlarına son bir şans vermek ve mazlumun ahını da yerde bırakmaksızın kapsamlı bir af ile beklentilere cevap verilmesi gerekmektedir.
8. Yargı paketinde de olduğu üzere 50-60’ar maddelik ekleme ve çıkarma maddelerden ziyade, günümüz şartlarına uygun kapsamlı değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır.
Velhasılıkelam, 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidar, gelinen aşama itibariyle, ne cezasızlık algısını ortadan kaldırabilmiş ne de tutuklu ve hükümlülerin yargılanmasından tutun infazına kadar adil bir hukuk ve ceza sistemi oturtabilmiş değildir.
Takdir ve değerlendirmesi siz değerli okurlarındır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.